Veto Baba-- Babalara Geldik Yine –10. Bölüm--
Efendim Mafya Babalarının hayat hikayelerini okumaktan sıkılmış olabilirsiniz
o bakımdan bugün sizlere Mafya babası olmayan bir babayı tanıtacağım.
Bu babanın adı: Erhan Keleşoğlu
Kendi çocukları da dahil pek çok insan onu
‘’ Veto Baba ‘’ Olarak tanıyor.
Aslında ben bu ‘’ Veto Baba ‘’ lakabını ilk gördüğümde ‘’ Garanti eski Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer’dir
bu.’’ Demiştim zira o kendi döneminde önüne gelen neredeyse her kanun teklifini
veto ederdi. Hatta öyle ki onun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde bir gün
Vatandaşlık Bilgisi Dersinde bir orta okul öğrencisine ‘’ Cumhurbaşkanının
görevleri nelerdir?’’ Diye sormuştum da çocuk ‘’ Kanunları veto etmektir
öğretmenim.’’ Diye cevap vermişti. O derece vetocuydu yani...Dolayısıyla ona
iyi uyardı ‘’ Veto Baba ‘’ Lakabı ama o değilmiş.
Peki kim bu Erhan Keleşoğlu?
Gelin en baştan başlayalım.
14 Temmuz 1960 Tarihli gazetelerde bir
başlık dikkati çekiyordu: ‘’ Yassıada’da bir intihar ‘’
Haberin ayrıntısında ise eski Konya Valisi Cemil Keleşoğlu’nun Yassıada’da
bileklerini keserek intihar ettiği
yazıyordu.
Ancak bu intihar ya da öldürme
olayı Yassıada’daki ilk intihar veya
ölüm değildi. Daha önce de ölen olmuştu. ( Veya öldürülen...Ya da intihar
eden.) Mesela ilk ölüm 30 Mayıs 1960 da
yani ihtilalden üç gün sonra meydana gelmişti. Zamanın İçişleri Bakanı Namık
Gedik kalp krizi sonucu(!) ölmüştü.
27 Mayıs 1960 da Konya Valisi olarak görev yapmakta olan Cemil Keleşoğlu Yassıada’da ölen ikinci şahıstı. İddialara
göre bilek damarlarını keserek intihar etmişti.
Peki Cemil Keleşoğlu’nun suçu neydi? Neyle suçlanıyordu?
Şimdiki neslin asla anlayamayacağı ve anlattığımız zaman ‘’ Yok ya bu kadarı da
olmaz. Palavra atıyorsun.’’ Dedikleri bir sebepti onu hapse yollayan sebep.
Efendim 27 Mayıs 1960 İhtilalinden sonra ülkede adeta bir kelle avı başlamıştı.
Avlanacak kellelere yüklenen suçların başında ise üniversite öğrencilerini
öldürüp kıyma makinelerinde kıyma haline
getirerek yok etme suçlaması vardı.
Evet´ bazı insanlar o günlerde bu habere adeta iman derecesinde inanıyorlardı
ve Vali Cemil Keleşoğlu’da işte bu suça fer’an iştirak etmişti.
Nedir suça fer’an iştirak etmek: Suçun icra hareketlerine doğrudan doğruya
katılmamakla birlikte, suçun işlenmesi için iş ve vasıta tedarik etmek, suçun
işlenmesini kolaylaştıran davranışlarda bulunmak, suç işlenmeden önce suç
işleme kararını teşvik etmek, kuvvetlendirmek, talimat vermek veya suç
işlendikten sonra yardım için söz vermek, olay yerinde bulunup asli faile
destek sağlamak suretiyle fiile ikinci derecede katılmaktır.
Oğlu Erhan Keleşoğlu’nun anlatımına göre Babası Valilik Konağı'nın alt katında
bulunan kıyma makinesi bahane edilerek "Öğrencileri Valilik Konağı'nın
altındaki kıyma makinesinden geçirdiler" ithamıyla tutuklanmıştı.
Yassıada arkadaşı eski bakan ve yazarlardan Samet Ağaoğlu Cemil Keleş’in
tutuklandıktan sonra sürekli ailesini düşündüğünü´ eğer hüküm giyerse maaşı
kesileceği için eşi ve çocuklarının aç kalacağını takıntı haline
getirdiğini anlatmıştır anılarında.
Çocuklarını kurtarmak için tek çaresi vardı: Hüküm giymemek. Ancak bu mümkün
değil görünüyordu. Ama hüküm giyeden ölürse? İşte o zaman maaşı kesilmezdi.
İşte bu zor şartlar ve takıntılar yetmiyormuş gibi olay günü bir subay’ın ona
tokat atması da çok ağırına gitmişti ve sonunda intihar ederek hayatına son
vermişti.
Cemil Keleşoğlu’ndan sonra da ölenler oldu Mesela Cemil Keleşoğlu’dan iki gün
sonra 16 Haziran 1960'ta nezaret altına altında bulunan Yüksek Denetleme Kurulu
Üyesi Lütfi Şaylan'ın o gün geçirdiği kalp krizi sonucu(!) vefat ettiği bir
tebliğle açıklandı.
Ermeni asıllı milletvekili Zakar Tarver...
Adamcağızı döve döve öldürmüşlerdi ama ölüm raporunda ‘’ Kalp krizi’’
yazıyordu. (19 Eylül 1960)
İstanbul Milletvekili Yusuf Salman 28 Kasım 1960 da kalp krizinden(!) öldü.
Garip bir tecelli olacak ki öğrenci olayları sırasında yüzlerce(!) öğrenci için
ölüm emri vermiş olan (!) eski İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktay da kalp
krizi geçirerek(!) ölmüştü.
Eski Sağlık Bakanı Lütfi Kırdar 17 Şubat 1961 deki duruşması sırasında mikrofon
başında fenalık geçirdi ve o da kalp krizinden öldü.
Afyon Milletvekili Gazi Yiğitbaşı da 12 Nisan 1961 de Kalp krizinden(!) vefat
etmişti
Bursa Milletvekili ve eski Savunma Bakanı Kenan Yılmaz da 5 Ağustos 1961 de
Kalp krizi sebebiyle(!) ölenler
arasındaydı )
İstanbul milletvekili ve eski Genelkurmay başkanı Nuri Yamut Yassıada’da hastalandı.
5 Haziran 1961 de girdiği hastaneden 28 Kasım 1961 de ölü olarak çıktı.
Bu arada Başbakan Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Celal Bayar da intihara teşebbüs
etmişlerdi ama kurtarılmıştı her ikisi de...
Şimdi tabii ki merak ediyorsunuz Veto
Baba sahneye ne zaman çıkacak diye.
Efendim yukarıda yazdıklarımdan da anlaşılacağı üzere ‘’Veto Baba’’ Erhan Keleşoğlu ´ Yassıada’da intihar eden
eski Konya Valisi Cemil Keleşoğlu’nun oğluydu.
Babası öldüğünde 19 yaşında olan Erhan Keleşoğlu oldukça zor şartlar altında
liseyi ve Siyasal Bilgiler fakültesini
bitirdi ve o da babası gibi siyasete atılmak istedi. 1983 de kurulan
ANAP’ın il örgütü kurucuları arasında
yer aldı. Yine 1983 yılında genel seçimlerde Anap’tan milletvekili adayı oldu
ise de o dönem kimlerin milleti vekili olacağına
kimlerin olamayacağına Kenan Evren ve
MGK karar veriyordu ve MGK daha önceki bir darbe dolayısıyla şaibeli olan(!)
Cemil Keleşoğlu’nun oğlu Erhan Keleşoğlu’nun milletvekilliğini sakıncalı görmüş
ve Erhan Keleşoğlu’nun adaylığını veto etmişti.
İşte bu veto olayından sonra o yıllarda küçük olan çocukları ona ‘’ Veto Baba’’
Demeye başlamışlar. Daha sonra bu ‘’ Veto Baba’’ Yaygınlaşmış ve tanıdıkları
tarafından da kullanılmış.
Evet millet vekili olamayan Erhan Keleşoğlu yani ‘’Veto Baba’’ memleketi
Niğde ilinin Fertek ilçesi olduğu halde 1989 Yerel Seçimlerinde henüz yeni ilçe olmuş olan Bursa’nın
Osmangazi İlçesi Belediye Başkanı adayı oldu DYP den ve seçimi kazanıp
Osmangazi ilçesinin ilk belediye başkanı oldu.
2021 Yılı Şubat ayında hayata gözlerini yumdu
Kalp krizi miydi bilmiyorum ama öyle olsa bile normal bir kalp krizinden
ölmüştür mutlaka. Allah rahmet eylesin.
(
Veto Baba-- Babalara Geldik Yine –10. Bölüm-- başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
10.07.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.