Birilerine  bugün  ‘’ Haydi  gel  kafaları  çekelim’’ dediğinizde  karşı  taraftaki  insan  sizin onu  içki  içmeye  davet  ettiğinizi  anlayacaktır mutlaka.  Lakin  günümüzde  kafaları  çekmek  mümkün  değildir.

Şimdi  pek  çok  vatandaş  ‘’ Elbette  kafaları  çekmek  mümkün  değil. İçki fiyatları  bu  kadar  artmışken hangi  parayla  içki  içeceksin ki?’’ Diyeceklerdir ama konu  aslında içkiye  yapılan  zamlar  konusu  değil.  Hem  ne  kadar  zam   yaparsanız  yapın  bizim  aç  milletimiz(!) söz  konusu  içki ( özellikle  de  rakı )  olunca  bir  şekilde  buluyor o  zıkkımın  parasını.

Özetle  söyleyecek  olursak  bugün ( içinde  yaşadığımız  günden  bahsetmiyorum)  kafaları  çekemeyecek  olmamızın içki  fiyatlarıyla  bir  alakası  yok.  Çünkü  aslında  içki  içen  kişi  kafaları  çeken  değil  kafaları  çekilen  kişidir ve  günümüzde  böyle  bir  uygulama  yoktur.

Efendim  bilindiği  gibi Osmanlı  devleti  döneminde bazı  padişahlar  içkiyi yasaklamışlar  ve  oldukça sert  tedbirler  getirmişler  ki  bu  konuda  akla  gelen  ilk  isim  IV. Murat’tır.

Ancak  Cumhuriyet  döneminde  de  TBMM'nin çıkardığı  üçüncü  kanunun  içki  yasağı ile  ilgili  olduğunu  pek  çok  kişi  bilmez.

 Evet..14  Eylül 1920 de kabul  edilen  ve  adına  Men-i  Müskirat  kanunu  denen  bu  kanuna  göre  içki  içen  ve  imal edenlere  sopa ve para cezasından  işten  çıkarma  cezasına  kadar  çeşitli  cezalar  veriliyordu. ( 9  Nisan 1924 de  yürürlükten  kaldırıldı.  Yani  dört  sene  sürdü  bu  kanun.)

Osmanlıdan  bu yana  yasaklara  uymayanları  tespit  için  zaptiye ve  inzibat  kuvvetleri  sokak  sokak  sokak  dolaşıyor  ve  içki  içtiğini  tespit  ettikleri  kişileri  kadı  hazretlerinin  ya  da  hakimlerin  önüne  çıkarıyorlardı.

İyi  de  alkolmetrenin  olmadığı  dönemlerde  bir  vatandaşın  alkol  aldığı  nasıl  tespit  edilecek?  Elbette  ki  vatandaşın hal  ve  hareketlerinden.  Bir  de  içkinin  kokusundan.  İşte o  kokuyu  almak  için inzibat  kuvvetleri  sarhoş  olduğuna  inandıkları vatandaşı  yanlarına  çağırıyor  ve  ‘’  Hoh  de  bakayım’’  Diyerek  hohlatıyordu. Böylece  vatandaşın  içki  içtiğinden  kesin  emin  olunuyordu.

Ancak  bazı  hallerde  vatandaş  içki  içtiği  anlaşılmasın  diye  kafasını  geriye  çekip  ve  yukarı  kaldırıp  hohluyordu  ama  tabii  ki  zaptiye  bu  numarayı  yemiyordu.

Sarhoş  vatandaş  ısrarla  kafasını  geri  çekip  yukarı  doğru  hohlayınca  kafasını  ensesinden  kavrayıp kendilerine  çekiyorlar  ve  ‘’ Doğru  düzgün  hohla  ulan !’’  diyorlardı.

Özetle  içki  içen  vatandaş kafa  çeken  değil  kafası  çekilen  kişiydi. Dolayısıyla  da  yasakların  ilk  uygulandığı  zamanlarda  ‘’ Gel  kafaları  çekelim’’  değil  ‘’ Gel  kafaları  çektirelim ‘’  denirdi. Zamanla  söyleniş  değişti  ve  ‘’ Kafaları  çekmek  veya  Kafayı  çekmek ‘’ olarak  dilimize  yerleşti.

Aşağıdaki  videoda  kafayı  çekmenin  hakkını  vermiş  bir sarhoşun  komik  hallerini  göreceksiniz.  Bence  izleyin  bu  çok  kısa  videoyu.
&autoplay=1/?autoplay=1&mute=0" allow="autoplay" frameborder="0" allowfullscreen>
( Kafaları Çekmek başlıklı yazı Sami Biber tarafından 23.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu