HAC VE UMRE YAPMAK

(DEVAMI) 2

Mukaddime: 

 

Rahmân ve Rahîm olan Allâh’u Teâlâ’nın Adıyla…

 

Hamd, Allâh’a mahsustur. O’na hamd eder, O’ndan yardım ve mağfiret dileriz. Nefislerimizin şerrinden ve amellerimizin kötülüğünden O’na sığınırız. O’nun hidâyete erdirdiğini hiç kimse saptıramaz, saptırdığını ise hiç kimse hidâyete erdiremez. Şehâdet ederim ki, Allâh’tan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Ve yine şehâdet ederim ki, Muhammed aleyhisselâm O’nun kulu ve Rasûlü’dür…

 

Bundan sonra:    

(33) Zayıf Kimselerin Müzdelifeden Minaya Önce Gelmeleri Caizdir

(69) Salim (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) ailesinin zayıf kişilerini önce gönderir, onlar da geceleyin Müzdelifede Meşaru’l-Haramın yanında vakfe yaparlardı. Bildikleri zikirlerle Allah-u Teâlâ’yı zikrederlerdi. Sonra imamın Mina’da vakfe yapmasından ve oradan hareket etmesinden önce Mina’ya dönerlerdi. Onlardan kimi Minaya sabah namazı zamanı gelir, kimi de ondan sonra gelirdi. Mina’ya geldikleri vakit Akabe cemresine taşları atarlardı. Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma):

−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu zayıf kimseler için ruhsat verdi, derdi.”

(Buhari 1595, Müslim 1295/304)

(70) Abdullah bin Keysan (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Esma (Radiyallahu Anha) akşamla yatsı namazlarının cem edildiği gece Müzdelifeye indi ve kalkıp namaz kıldı. Bir saat namaz kıldıktan sonra bana:

−Ey oğlum! Ay battı mı? dedi. Ben:

−Hayır, dedim. Bunun üzerine bir saat daha namaz kıldı. Sonra:

−Ay battı mı? dedi. Ben:

−Evet, battı dedim. Esma (Radiyallahu Anha):

−Öyle ise Minaya doğru hareket ediniz! dedi. Biz de hareket ettik. Nihayet cemre mevkiine gelip Akabe cemresine taş attı. Sonra Esma (Radiyallahu Anha), Mina’daki yerine döndü ve orada sabah namazını kıldı. Ben kendisine:

−Ey hanım efendi! Biz meşru olan zamandan erken davrandık gecenin sonundaki karanlıkta geldik, dedim. Esma (Radiyallahu Anha):

−Ey oğlum! Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) mahfeli kadınlar için erken cemre taşlamalarına izin verdi, dedi.”

(Buhari 1599, Müslim 1291/297, Ebu Davud 819, Nesei 3050)

(71) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Biz Müzdelifeye indik. Sevde (Radiyallahu Anha), insanların izdihamından önce kendisinin Minaya gitmesi hususunda Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den izin istedi. Sevde (Radiyallahu Anha) iri yapılı ağır hareket eden bir kadındı. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Sevde (Radiyallahu Anha)’ya izin verdi.

Sevde (Radiyallahu Anha) halkın izdihamından önce Minaya gitti. Biz de sabaha kadar Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in yanında kaldık. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in hareket etmesiyle biz de hareket ettik. Yemin olsun, Sevde (Radiyallahu Anha)’nın Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den izin istediği gibi izin istemek bana kendisiyle en sevinilecek bir şeydi.”

(Buhari 1680, Müslim 1290/193, Nesei 3049, İbni Mace 3027)

(34) Kurban Kesmenin İlk Gününde ve Teşrik Günlerinde Telbiye Getirmek

(72) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Usame Arafat’tan Müzdelifeye kadar Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in binitinin terkisinde idi. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Müzdelife’den Mina’ya gelinceye kadar da Abbas’ın oğlu Fadl’ı binitinin terkisine aldı. Bunların her ikisi de, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Akabe cemresini taşlayıncaya kadar telbiye etmeye devam ettiğini söylediler.”

(Buhari 1465)

(73) Kureyb (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Bana Abdullah bin Abbas, Fadl’ (Radiyallahu Anhuma)’dan Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in Akabe cemresine ulaşana kadar telbiye etmeye devam ettiğini haber verdi.”

(Müslim 1281, Buhari 1603, Ebu Davud 1815, Nesei 3081, Darimi 2/62, 63, Tirmizi 918, İbni Mace 3039, İbnu’l-Carud 476, İbni Huzeyme 2885, Beyhaki 5/112, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/210, 214, 383, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 1098)

(74) Abdurrahman bin Yezid (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh), Müzdelife’den Mina’ya hareket ettiği sırada telbiye getiriyordu. Ona bu bir bedevi midir? denildi. Buna karşılık Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh):

−İnsanlar unuttular mı, yoksa sapıttılar mı? Kendisine Bakara Suresi inen kişiden işittim, o bu makamda şöyle buyurdu:

“Lebbeyk Allahumme Lebbeyk...” diye telbiye getiriyordu, dedi.”

(Müslim 1283/270, Nesei 3046)

(35) Şeytan Taşlamak

(75) Abdurrahman bin Yezid şöyle haber verdi:

“Abdullah ibni Mes’ud (Radiyallahu Anh) Akabe cemresini taşladığı zaman vadinin içine girmiş, orada bulunan ağacın hizasına geldiğinde onu yanlamış olarak yedi tane çakıl taşını, onların her birinde tekbir getirerek atmıştır. Bundan sonra:

−Kendinden gayrı İlah olmayan Zata yemin ederim ki, kendine Bakara Suresi indirilen kişi, işte buradan cemreyi attı, demiştir.”

(Buhari 1653, Müslim 1296/305, Ebu Davud 1974, Tirmizi 901, İbni Mace 3030, İbnu’l-Carud 475, İbni Huzeyme 2879, 2880, Beyhaki 5/129, Begavi 1949)

(76) Salim şöyle dedi:

“Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) küçük cemreye yedi çakıl taşı atar, her çakılı atışının ardından tekbir getirirdi. Bundan sonra Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) ileri geçip vadinin ortasındaki düzlüğe girer ve orada kıbleye yönelip uzunca kıyamda durur ve elini kaldırıp dua ederdi. Bundan sonra orta cemreye taş atar, sonra vadinin kuzey tarafına yürür, vadinin ortasındaki düzlüğe girer ve orada kıbleye yönelip uzunca kıyamda durur ve iki elini yukarı kaldırıp dua ederdi. Bundan sonra Akabe cemresine gelir, vadinin içinden ona da yedi taş atardı. Ancak onun yanında dua için durmaz ve atıştan sonra hemen dönerdi. Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma):

−Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işte böyle yaparken gördüm der idi.”

(Buhari 1654)

(77) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in küçük çakıl taşlarıyla cemre attığını gördüm.”

(Müslim 1299/313, Ebu Davud 1944, Tirmizi 897, İbni Mace 3023)

(36) İhramdan Çıkarken Başı Tıraş Etmek

(78) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi.

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) veda haccında başını tıraş etti.”

(Müslim 1304/322, Ebu Davud 1980, Tirmizi 913)

(79) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mina’ya geldi. Müteakiben Akabe cemresine gelip onu taşladı. Sonra Mina’daki menziline geldi ve kurbanını kesti. Sonra kendisini tıraş edecek olan berbere başının sağ tarafını işaret ederek şöyle buyurdu:

“Burayı al!”

Sonra da sol tarafı işaret etti. Sonra tıraş edilen saçlarını insanlara vermeye başladı.

(Müslim 1305/323)

(80) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Akabe cemresini taşladı. Sonra kurbanlık develerinin yanına geldi ve kurbanlarını kesti. Haccam yanında oturuyordu, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) eliyle başının bir kısmını ona işaret etti. O da başının sağ tarafını tıraş etti. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kesilen saçları yanında bulunanlara taksim etti. Sonra haccama şöyle buyurdu:

“Diğer tarafı da tıraş et!”

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sonra şöyle buyurdu:

“Ebu Talha nerede?”

Ve bu saçları ona verdi.

(Müslim 1305/325, Tirmizi 912)

(37) İhramdan Çıkarken Saçı Tıraş Etmek veya Kısaltmak

(81) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) veda haccında başını tıraş ettirdi. Sahabelerden bazı kimseler de başlarını tıraş ettiler, Bazıları da saçlarını kısalttılar.”

(Buhari 4101, Beyhaki 9577, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 4/284)

(82) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Ey Allah’ım! Saçını kazıtanlara mağfiret et.”

Sahabeler:

−Saçlarını kısaltanlara da, dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Ey Allah’ım! Saçını kazıtanlara mağfiret et.”

Sahabeler:

−Saçlarını kısaltanlara da, dediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu duayı üç kere söyledi sonra şöyle buyurdu:

−“Ey Allah’ım! Saçlarını kısaltanlara da mağfiret et.”

(Buhari 1634, Müslim 1302/320, İbni Mace 3043, Beyhaki 9579, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/231, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 4/285)

(83) Yahya bin Husayn (Rahmetullahi Aleyh) nenesinden şöyle rivayet etti:

“O kadın veda haccında Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den saçlarını tıraş edenlere üç kere dua ettiğini, saçlarını kısaltanlara da bir kere dua ettiğini işitmiştir...”

(Müslim 1303/321, Tayalisi 1655, Ahmed bin Hanbel Müsned 4/70)

(84) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Hacda kadınlara başını tıraş etmek yoktur! Kadınlara sadece saçlarını kısaltmak vardır.”

(Ebu Davud 1985, Darimi 2/64, Tabarani Mucemu’l-Kebir 13018, Darekutni 2/271, Albânî Sahiha 605)

(38) Şeytan Taşlama Kurban Kesme Tıraş Olma Gibi Fiilleri Unutarak Önce veya Sonra Yapmanın Mahzursuz Olduğu

(85) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e veda haccında Mina’da kurban kesmek, tıraş olmak, cemre taşlamak gibi yanlışlıkla fiillerden bazısını öne geçirmek bazısını geri bırakmak hakkında sorulduğunda Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Hiç bir darlık yoktur!”

(Buhari 1638, Müslim 1307/334, Ebu Davud 1983, Nesei 3067, İbni Mace 3050, İbni Hibban 3876, Tabarani Mucemu’l-Kebir 11350, Beyhaki 5/143, Begavi 1964, Ahmed bin Hanbel Müsned 1/216)

(86) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Bir adam, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e:

−Ben cemreye taş atmadan önce Kâbe’ye farz olan ziyaret tavafını yaptım, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Hiçbir darlık yoktur!”

Bir kimse de:

−Ben kurbanımı kesmeden önce başımı tıraş ettim, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Hiçbir darlık yoktur!”

Ben:

−Cemreye taş atmadan kurbanımı kestim, dedi. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Hiçbir darlık yoktur!”  (Buhari 1630)

(87) Abdullah bin Amr (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) veda haccında insanlar sorup öğrensin diye durdu. Yanına biri gelip:

−Bilmeden kurban kesmeden önce tıraş oldum, dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Kurbanını kes hiçbir darlık yoktur!”

Başka biri gelip:

−Bilmeden, taş atmadan önce kurban kestim, dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

−“Taş at hiçbir darlık yoktur!”

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) taş atmak, kurban kesmek, tıraş olmak, tavaf etmek gibi öne alınmış veya geriye bırakılmış ibadetle ilgili her hangi bir soruya cevabında mutlaka şöyle buyuruyordu:

−“Yap hiçbir darlık yoktur!”

(Buhari 241, Müslim 1306/327, Malik 1/421, Ebu Davud 2014, Darimi 2/64, 65, Tirmizi 916, İbni Mace 3051, İbnu’l-Carud 487, İbni Hibban 3877, Begavi 1963, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/192)

Kurban Kesmek İle İlgili Konular

(39) Kurbanlık ve Onu Taklit Etmek

(88) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Ben Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kurbanlıklarının gerdanlıklarını büktüm. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onları kurbanlık alameti yaptı ve gerdanlıklar taktı. Sonra Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu hayvanları Kâbe’ye gönderdi...”

(Buhari 1613, Müslim 1321/359, Ebu Davud 1757, Nesei 2782, İbni Mace 3098)

(89) Misver bin Mahreme ve Mervan bin Hakem (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dediler:

“Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hudeybiye vaktinde Medine’den yüzer kişilik on kadar sahabe içinde yola çıktı. Zulhuleyfede oldukları zaman Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hediye kurbanlığına gerdanlık taktı, nişanladı ve umre niyetiyle ihrama girdi.”

(Buhari 1611)

(40) Kurbanı Kesme Ondan Yeme ve Tasadduk Etmek

(90) Cabir (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sonra kurban kesme yerine gitti. Kurban edilmek üzere hazırlanmış yüz deveden altmış üç tanesini kendi eliyle kesti. Sonra bıçağı Ali (Radiyallahu Anh)’a verdi. O da geri kalan develeri kesti. Ali (Radiyallahu Anh)’a kendi kurbanında ortak etmişti. Sonra her bir deveden bir parça et alınıp pişirilmesini emretti. Onlar da bir tencereye konuldu ve pişirildi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile Ali (Radiyallahu Anh) onların etlerinden yediler ve suyundan içtiler. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devesine binerek Mekke’ye geldi ve Beyti ifada tavafı yaptı...”

(Müslim 1218/147, Ebu Davud 1905, Nesei 2711, İbnu’l-Carud 465, 469, İbni Mace 3074, İbni Hibban 3944, Beyhaki 8827, Ahmed bin Hanbel Müsned 14447, Albânî 1017)

(91) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Biz, Mina’da kurbanlık develerimizin etlerinden üç günden fazla yemezdik! Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize ruhsat verdi ve şöyle buyurdu:

“Kurban etlerinizi yiyiniz ve azık yapınız.”

Biz de ondan yedik ve azık yaptık.

(Buhari 1628, Müslim 1972/29)

(92) Ali bin Ebi Talib (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kurbanlıklarına nezaret etmemi, etlerini, derilerini ve çullarını tasadduk etmemi; kasaba bunlardan bir şeyi ücret olarak vermememi bana emretti! Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Biz ona kesim ücretini kendi yanımızdan veririz!”

(Müslim 1317/348, Buhari 1625, Ebu Davud 1769, İbnu’l-Carud 483, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 1161)

(41) Kurbana Birden Çok Kişilerin Ortak Olması

(93) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Biz, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber hac niyetiyle telbiye getirerek yola çıktık. Nihayet Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bizden her yedi kişinin ortaklaşa bir deve yahut sığır kurban etmemizi emretti.”

(Müslim 1318/351, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/291, 293, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 4/253)

(94) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Biz, Hudeybiye senesinde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber deveyi yedi kişi adına, sığırı da yedi kişi adına kurban ettik.”

(Müslim 1318/350, Malik 2/486, Ebu Davud 2809, Tirmizi 904, İbni Mace 3132, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 4/253)

(95) Cabir bin Abdullah (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Biz, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile beraber iken umre ile temettu haccı yapıyorduk. Bir sığırı yedi kişi adına müşterek olarak kesiyorduk.”

(Müslim 1318/355, Ebu Davud 2807, Nesei 4405, İbnu’l-Carud 479, İbni Huzeyme 2/287, 288, Beyhaki 5/295, Ahmed bin Hanbel Müsned 14269)

(42) İfada (Dönüş) Tavafı

(96) Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) birinci kurban kesme gününde ifada tavafını yapar sonra döner öğlen namazını Mina’da kılardı...”

(Müslim 1308/335, Ebu Davud 1998, İbnu’l-Carud 486, Hakim 1/475, Beyhaki 5/144, Ahmed bin Hanbel Müsned 2/34)

(43) Gerektiğinde Tavaf Esnasında Konuşmak

(97) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Kâbe’yi tavaf ederken elini başka birinin eline bir kayışla yahut bir iple bağlamış bir insanın yanından geçti. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kendi eliyle bu bağı kopardı ve şöyle buyurdu:

“Bu insanı eliyle güt!”

(Buhari 1551, 1552)

(98) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

“Beytin etrafını tavaf etmek namaz kılmak gibidir! Ancak siz tavaf ederken konuşursunuz. Sizden tavafta kim konuşursa sadece hayır konuşsun!”

(Tirmizi 960, Darimi 2/44, İbni Huzeyme 2739, İbni Hibban Mevarid 998, İbnu’l-Carud 461, Ebu Nuaym Hilye 8/128, Hâkim 1/459, 2/267, Beyhaki 5/85, Albânî İrvau’l-Ğalil Fi Tahrici Ehadisi Menari’s-Sebil 121)

(44) Kadınların Beyti Tavaf Etmesi

(99) İbni Cureyc (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Bana, Ata bin Ebi Rebah (Rahmetullahi Aleyh) haber verdi. İbni Hişam hac emirliği sırasında kadınların erkeklerin beraberinde tavaf etmelerini men ettiği zaman Ata, İbni Hişam(Rahmetullahi Aleyh)’e Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in kadınları erkeklerin beraberinde tavaf etmiş oldukları halde, sen bu kadınları nasıl men edersin? demiştir. İbni Cureyc (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:

Ben, Ata (Rahmetullahi Aleyh)’e:

−Kadınların erkeklerin beraberinde yaptıkları tavafları, hicap ayetinin inişinden sonra mı, yoksa önce miydi? dedim. Ata (Rahmetullahi Aleyh):

−Evet, ömrüme yemin olsun ki, ben hicap ayetinden sonra o kadınların, erkeklerin beraberinde tavaf ettiklerine eriştim, dedi. İbni Cureyc (Rahmetullahi Aleyh) dedi ki:

Ben, Ata (Rahmetullahi Aleyh)’e:

−Kadınlar erkeklere nasıl karışırlar? dedim. Ata (Rahmetullahi Aleyh):

−Kadınlar erkeklere karışmazlardı! Aişe (Radiyallahu Anha) erkeklerden ayrı bir yerde tavaf eder ve erkeklere karışmazdı! Aişe (Radiyallahu Anha) ile beraber tavaf eden bir kadın, Aişe (Radiyallahu Anha)’ya:

−Ey mü’minlerin annesi! Haydi, yürü de Hacerü’l-Esved’e el sürüp istilam edelim, dedi. Aişe (Radiyallahu Anha)’da ona:

−Benden ayrıl! dedi ve el sürmek suretiyle isti’lamdan çekindi! Aişe (Radiyallahu Anha) ve arkadaşları geceleyin tanınmaz halde çıkarlar ve erkeklerin beraberinde tavaf ederlerdi. Fakat bu kadınlar Beytin içine girdiklerinde, oradan çıkacakları vakte kadar, erkekler Beytten çıkarılmış olduğu halde içeride ibadetle kaim olurlardı dedi...”

(Buhari 1550)

(45) Sabah ve İkindiden Sonra Tavaf Yapmak

(100) Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle dedi:

“Bazı kimseler sabah namazından sonra Beyti tavaf ettiler, sonra da bir vaizin huzurunda oturdular. Nihayet güneş doğduğu zaman kalkıp namaza koyuldular. Bunun üzerine Aişe (Radiyallahu Anha):

−Oturdular oturdular da namaz kılmak mekruh olan şu vakitte kalkmış namaz kılıyorlar! dedi.”

(Buhari 1558)

(101) Abdulaziz bin Rufey (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:

“Ben Abdullah bin Zübeyr (Radiyallahu Anh)’ı gördüm. O fecr namazından sonra tavaf eder sonra da iki rekât namaz kılardı...”

(Buhari 1559)

(46) Tavafı Hicrin Gerisinden Yapmak

(102) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

“Ey insanlar! Benim size söyleyeceğim şeyleri iyi işitin ve size söylediğim şeyleri bana tekrar işittirin! Gidip de Abdullah ibni Abbas şöyle dedi, Abdullah ibni Abbas böyle dedi, demeyin! Herkim Beyti tavaf edecekse, Hicrin arkasından tavaf etsin! Oraya Hatîm diye isim vermeyin! Kuşkusuz ki, cahiliye devrinde bir kimse orada yemin ederdi, peşinden oraya kamçısını yahut ayakkabısını yahut da yayını atardı!”

(Buhari 3600)

NOT: DEVAMI VAR

Hâtîme:

 

Hamd âlemlerin rabbi olan Allâh’a mahsustur. Salât ve selâm yaratılmışların en hayırlısı Muhammed sallallâhu aleyhi ve sellem’in, âlinin ve ashabının üzerine olsun.

 

Yardım ve başarı, izzet ve şeref Allâh’tandır. 

O her şeyin en iyisini bilendir, 

Muvahhid Kullara  Selâm Olsun.

 

Polat Akyol.

 

KAYNAK :  

TEVHİD DAVETİ

 KUR’AN VE SAHİH SÜNNET

 


( Hac Ve Umre Yapmak (Devamı) 2 başlıklı yazı Polat Akyol tarafından 13.04.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu