Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Kim, rızkının kendisine genişlemesini yahut
ömrünün uzatılmasını istiyorsa, sıla-i rahim yapsın! (Yani akrabasına iyilikte
bulunsun)” (Buhari 4/1915, Müslim 2557/20)
Allâh
Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
Hani
biz, İsrâiloğulları’ndan: “Sadece Allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya,
akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunacaksınız!” diye söz almış ve:
“İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı hakkıyla kılın, zekâtı verin!” diye
emretmiştik. Sonra sizden pek azı müstesna, sözünüzden döndünüz ve hâlâ yüz
çevirmeye devam ediyorsunuz. (Bakara:
2/83)
Ey
insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden, bu ikisinden de
birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının.
İsmi hürmetine birbirinizden dilekte bulunduğunuz o Allah’a saygısızlık
etmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Çünkü Allah sizin
üzerinizde tam bir gözeticidir. (Nisâ: 4/1)
Allah’a
kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babanıza iyilikte bulunun.
Akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yakın arkadaşa,
yolda kalmışlara, elinizin altında bulunan köle, câriye, hizmetçi ve işçilere
iyilik yapın. Çünkü Allah, kendini beğenen ve çokça övünüp duran kimseleri
kesinlikle sevmez. (Nisâ:
4/36)
Ey iman edenler! Eğer
imana karşı küfrü sevip tercih ediyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi bile
dost edinmeyin! Sizden kim onları dost edinirse işte onlar zâlimlerin ta
kendileridir. (Tevbe: 9/23)
(53) Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Ebu
Talha (Radiyallahu Anh) Medine’de hurmalık
ve mal yönünden Ensar’ın en zengini idi. Mallarının kendine en değerlisi de
Beyruha bostanı idi. Beyruha mescidin hemen karşısındaydı. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Beyruhaya girer
onun içindeki güzel sudan içerdi. Enes (Radiyallahu Anh) dedi ki:
“Siz sevdiğiniz şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe ermiş
olamazsınız. Her ne infak ederseniz, şüphesiz Allah onu bilir.” (Âl-i İmran: 3/92).
ayeti nince, Ebu Talha (Radiyallahu
Anh) kalkıp, doğru Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldi ve:
−Ya
Rasulallah! Allah’u Teâlâ:
“Siz sevdiğiniz
şeylerden infak edinceye kadar asla iyiliğe ermiş olamazsınız,” buyuruyor. Bana
malımın en değerli olanı Beyruhadır. Beyruha Allah için sadakadır. Bu sadakanın
hayrını ve onun Allah katında bir iyilik ve azık olmasını ümit ediyorum. Allah’ın
sana gösterdiği cihete onu sarf et dedi. Enes (Radiyallahu Anh) dedi ki:
−Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunun üzerine şöyle
buyurdu:
−“Ne hoş! İşte bu kazançlı bir maldır! İşte bu kazançlı bir maldır! Ben
senin söylediğin sözü işittim. Ben bu bostanı akrabalarına infak etmeni uygun
görüyorum.”
Ebu
Talha (Radiyallahu Anh):
−Ya
Rasulallah! Ben de senin istediğin gibi yaparım, dedi. Sonra Ebu Talha (Radiyallahu Anh) Beyruhayı
akrabaları ve amcaoğulları arasında taksim etti.
(Buhari 1388, Müslim
998/42, Malik 2/595, Darimi 2/390, Tirmizi 2997, İbni Huzeyme 2455, İbni Hibban
3340, Beyhaki 6/164, 275, Begavi 1683, Ahmed bin Hanbel Müsned 3/131, 256)
(54) Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Sa’d bin
Ubâde (Radiyallahu Anh) anasından uzak bir
yerde bulunduğu sırada annesi vefat etti. Bunun üzerine Sa’d bin Ubâde (Radiyallahu Anh):
−Ya
Rasulallah! Ben annemden uzakta iken annem vefat etti. Ben onun adına bir şey
sadaka versem, bu sadaka ona fayda verir mi? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Evet.”
Sa’d bin
Ubâde (Radiyallahu Anh):
−Ben seni
şahid yapıyorum, benim Mıhraf isimli bostanım annem için sadakadır.
(Buhari 2603, Malik
2/760, Ebu Davud 2882, Nesei 6/252, Tirmizi 669, İbni Huzeyme 2500, İbni Hibban
3354)
(55) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Bir kimse
Nebi (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)’e:
Babam öldü
bir mal bıraktı ve vasiyet de etmedi. Benim onun adına tasadduk etmem onun
günahlarına kefaret olur mu? dedi. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
−“Evet, olur.” (Müslim 1630/11)
(56) Ebu Said el-Hudri (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Ensar’dan
bazı kimseler, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’den sadaka istediler! Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de onlara verdi. Sonra
bunlar yine istediler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de yine verdi. Nihayet yanında mal
tükendi. Akabinde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sadaka malından yanımda bulunan şeyleri sizlerden asla esirgemem.
Herkim dilencilikten sakınmak isterse, Allah o kimseyi iffetli kılar. Herkim
halktan müstağni olursa, Allah onu zengin yapar. Herkim sabretmek isterse,
Allah ona sabır verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve sabırdan daha geniş
nimet verilmemiştir!” (Buhari 1398, Müslim 1053/124, Malik 2/997, Nesei 5/95, Tirmizi 2024,
Darimi 1/378, Beyhaki 4/195, Begavi 1613, Abdurrezzak 20014, Ahmed bin Hanbel
Müsned 3/93)
(57) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Herkim mal çoğaltmak için insanların mallarını dilenirse, şüphesiz ki,
o ateş parçası istemektedir! Bundan sonra ister az istesin isterse çok istesin!”
(Müslim 1041/105)
(58) Allâh Subhânehu ve Teâlâ, şöyle buyurmaktadır:
“Kendilerini Allah yoluna adayan (bu yüzden)
seyahat ve ticarete imkân bulamayan yoksullara verin. Yoksulluklarını gizli
tuttukları için bilmeyen onları zengin sanır. Kendilerini simalarından
tanırsın. Onlar insanlara asla el açmazlar. Hayır için yaptığınız her harcamayı
Allah hakkıyla bilmektedir.” (Bakara: 2/ 273)
(59) Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Miskin, sadaka istemek için insanları dolaşan, bir iki lokma, bir iki
hurmanın geri çevirdiği dilenci kişiler değildir! Fakat gerçek miskin, kendini
geçindirecek bir imkân bulamayan ve kendinin sadaka verilmek için sıkıntıda
olduğu bilinmeyen, kendi de kalkıp insanlardan sadaka istemeyen (dilencilik
yapmayan) iffetli kimselerdir!” (Buhari 1408, Müslim 1039/101, Malik 2/923, Nesei
2571, İbni Hibban 3352, Begavi 1602)
Polat Akyol.
KAYNAK:
KUR’AN VE SAHİH SÜNNET