Daha dün bu sitede
bir şiir yayınladım. Şiirin
konusu ise Peygamberimizin kör
sahabesi İbn-i Mektum’du.
İbn-i Mektum’un kim
olduğu herkes tarafından
bilinmeyebilir düşüncesiyle onu tanıtan
ufak bir
yazıyı da Şiirin
Hikayesi olarak yayınladım.
Sağ olsun var olsun
arkadaşlardan olumlu geri
dönüşler oldu. Bir
kişi hariç.
Beni bilen bilir.
Ben öyle lafı
ortaya atıp ‘’ Üzerine
alınan alınsın’’ diyen bir insan değilim.
Muhatabım kim ise
direkt söylerim adını.
Evet... O bir kişi Himmet
Aygüt adlı üyemizdi.
En son
2015’de siteye uğramış.
Yani yedi senedir piyasada yokken birden
nasılsa aklına bu
siteye üye olduğu
gelmiş.
Neyse efendim gelir
elbette. Kapımız her
gelene açıktır edebiyle
geldiği müddetçe...
Gelmesine geldi ama
gelir gelmez başladı
şair/ yazar arkadaşları rencide
etmeye... Evet rencide diyorum.
Zira güne getirdiğimiz
şiirlerin şairlerine eleştirinin
çok çok üzerinde
sataştı.
Önce Nuri Baş
Kardeşime ‘’ Nazım’ı oku, Halikarnas
Balıkçısını oku’’ Filan
gibi yazıp güne gelen
şiirini ‘’ İlkokul seviyesinde
bir şiir.’’ olarak
niteledi.
Sonra Hasan Özaydın’a
sataştı ve onun güne gelen
şiirine ‘’ Biz
bunlara şiir demeyeli
yıllar oldu.’’ Diye
yazdı.
Daha sonra Murat Özden’e ( Çerkezoğlu ) doğrudan
doğruya ‘’Gerici’’ dedi. (
Bu tip papağanların ezberinde
olabilen 400- 500 kelimenin
başında ‘’ Gerici ‘’ kelimesi
gelir. Sık sık tekrarlar
bu kelimeyi. )
Son olarak bana
da bulaştı ve
yukarıda bahsettiğim şiirime
iğrenç bir yorum
yapıp ‘’ komik bile değilsiniz, bu ne ya?! insan yoruluyor sizden tanrı inancına
böylesi tevatürleri gerçekmiş gibi okudukça ! hocammmmmmmmmmmm! burası edebiyat
sitesi ya diyanetin bir kuruluşu değil !’’
Diye yazdı.
Şimdi sözü fazla uzatmayalım.
Değerli arkadaşım Nuri
Baş’a ‘’ Nazım Hikmet’i
oku ‘’ Diyen Himmet
Aygüt, Nazım Hikmet’in aşağıdaki şiirini okumuş mu
acaba? Bu şiiri
sitede yayınlamış olsaydım (ki şimdi yayınlıyorum ) yine ‘’
Burası Diyanetin bir
kuruluşu değil bir
edebiyat sitesidir.’’ Diyebilecek miydi?
Evet... İşte Nazım Hikmet’in ‘’Ağa Camii’’
Şiiri.
AĞA CAMİİ
Havsalam almıyordu bu hazin hali önce
Ah, ey zavallı cami, seni böyle görünce
Dertli bir çocuk gibi imanıma bağlandım;
Allah'ımın ismini daha çok candan andım.
Ne kadar yabancısın böyle sokaklarda sen!
Böyle sokaklarda ki, anası can verirken,
Işıklı kahvelerde kendi öz evladı var...
Böyle sokaklarda ki, çamurlu kaldırımlar,
En kirlenmiş bayrağın taşıyor gölgesini,
Üstünde orospular yükseltiyor sesini.
Burda bütün gözleri bir siyah el bağlıyor,
Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor.
Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu,
Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu
Bu imansız muhitte öyle yalnızsın ki sen
Bir teselli bulurdun ruhumu görebilsen!
Ey bu caminin ruhu: Bize mucize göster
Mukaddes huzurunda el bağlamayan bu yer
Bir gün harap olmazsa Türkün kılıç
kınıyla,
Baştan başa tutuşsun göklerin yangınıyla!