YILBAŞI—1. BÖLÜM - II. ABDÜLHAMİT YILBAŞI KUTLAMANIN HARAM OLDUĞUNU BİLMİYOR MUYDU?
1. FASIL: MADAM FLORA’DAN SULTAN II. ABDÜLHAMİT’E YILBAŞI HEDİYESİ: ROBDÖŞAMBR ( SABAHLIK )
Başlıktaki soru gayet açık. Peki cevabı açık mı?
İşte o konuda fazlasıyla şüpheliyim. Neden mi? Çünkü bizde vatandaş arabasının camına, kendi koluna Atatürk’ün imzasını yaptırır ama Atatürk’ün bir tane ilkesini bilmez. Aynı şekilde başına, üzerinde ‘’ Osmanlı Torunu ‘’ Yazan fes geçirir ama ‘’Osmanlı Devletinin kurucusu kimdir?’’ sorusuna ‘’ Abi ben macun satıyorum. Osmanlı macunu dışında bir şey bilmem.’’ Diye cevap verir. İşte o sebeple çok çok eminim ki pek çok vatandaş böyle bir soruya kızmıştır. Hatta ‘’ Ne demek lan! Halife-i Rûy-i Zemin, Cennetmekan Abdülhamit Han, Yılbaşı kutlamanın haram olduğunu bilmiyor muydu? Elbette biliyordu. Sen ne demek istiyorsun? Gavur ajanı mısın nesin?’’ Diye düşünenler bile olmuştur.
Vallahi 68 Yıllık ömrümde bana artık gına geldi her Kurban Bayramı ve her Yılbaşı öncesinde Kurbanlık koç- Yılbaşı hindisi muhabbetinden.
Gerçekten gına geldi her yılbaşı öncesinde ‘’ Noel Kutlamak haramdır-Milli Piyango almak haramdır.’’ Muhabbetinden. O sebeple yeni bir yıla girerken şu Yılbaşı kutlamaları, eğlenceler, yılbaşı piyangoları konusunu gelmişiyle geçmişiyle bir ele alalım da neyin ne olduğunu herkes görsün öğrensin istedim.
O halde soru ve cevaplarla başlayalım.
SORU: Noel ve Yılbaşı farklı şeyler midir?
CEVAP : Evet... Yılbaşı ve Noel ayrı şeylerdir. Bunu artık Bursa’da sağır sultan bile duydu, öğrendi. Noel, Hıristiyan inancına göre Hz. İsa’nın doğduğu gün olup 24 veya 25 Aralık günü Hrtıstiyanlarca kutlanan bir gündür.
SORU: Osmanlı Devleti Döneminde Hristiyanlar hem Noel’i hem de yılbaşını mı kutlarlardı?
Evet..24 veya 25 Aralıkta Hz. İsa’nın doğum günü olduğu sebebiyle Noel’i kutlarlardı. Ancak, belki çok şaşıracaksınız ama İstanbul’un Ortodoks Hıristiyanları 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan geceyi yeni bir yıla girdikleri için değil bir başka sebeple kutlarlardı: 31 Aralık Hz. İsa’nın sünnet günü olarak anılır. Noel benzeri kutlamalar yapılırdı. Ayrıca Sakız Adası’ndan getirilen sakızla (mastika) yapılan yuvarlak pideleri pişirmek de gelenekseldi.
Yani Hıristiyan azınlık ( Ortodokslar ) 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan geceyi yeni bir yıla giriş olarak değil Hz. İsa’nın sünnet günü olarak kutlarlardı. İşin şekli şemaili ve kutlamaların adeta bir karnavala dönüşmesi daha ileriki asırlarda özellikle Katolik Hıristiyanların işi çığırından çıkarmasıyla olmuştur.
SORU : Osmanlı Devletinde Müslüman halk Yılbaşı kutlar mıydı:
CEVAP: Evet kutlardı ama 31 Aralık’ı 1 Ocak’a bağlayan gece değildi Yılbaşı. Müslüman halkın Yılbaşısı 1 Muharremdi.
Bu kutlamalarda herhangi bir eğlence olmazdı. Çünkü bu ayın onuncu günü Kerbela günüydü. Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerine duyulan sevgi ve saygının gereği eğlence yapılmazdı. Ya ne yapılırdı? Genelde kadınlar en yeni kıyafetlerini giyerlerdi. Sarayda şairler ‘’Muharremiye’’ denilen şiirler yazıp padişaha ve diğer devlet adamlarına sunarlar, onlardan bol bol bahşiş alırlardı. Ayrıca padişah ve devlet erkanı çeşitli camilerde halka para dağıtırdı. 10 Muharrem günü de aşure yapılırdı ki aşure tüm yurtta yapılır, dağıtılırdı. Yani Muharremiyeler sadece saraya ait bir gelenekken aşure tüm Müslüman vatandaşların benimsediği bir gelenek olup yeni bir yıla giriş işte böyle kutlanırdı.
SORU: Yahu altı asır sürmüş olan bir Osmanlı Devletinde, Osmanlı Padişahları hiç mi Hıristiyanlarla birlikte yeni yıl kutlamadı?
CEVAP: Kayıtlara baktığımızda iki örnek çok dikkat çekicidir.
Birinci örnek II. Mahmut Dönemiyle ilgili olup padişah II. Mahmut doğrudan doğruya katılmasa da bazı devlet ricalinin bir yılbaşı partisine katılıp Hıristiyanlarla birlikte vur patlasın çal oynasın eğlendiklerini görmekteyiz.
1829 senesinin yılbaşı günü İstanbul’daki İngiliz elçisi, Haliç’te bir gemide büyük bir balo verdi. Bu baloya Osmanlı devlet adamları da davetli olarak katıldı. Yatsı namazını Tersane Divanhanesi’nde kılan Osmanlı paşaları sandallarla balo’nun verileceği gemiye gittiler ve orada sabaha kadar eğlendiler.
Ertesi gün Kazasker( Şeyhülislamın bir altı olan makam sahibi) Yahya Bey’in, bu davete giden Serasker Hüsrev Paşa’ya o gemide neler olduğunu sorması üzerineSerasker Hüsrev Paşa ‘’ Hiç sorma Kazasker Efendi. Bu balo denen şey tam bir kafir işi. İçki var, fuhşiyat var her halt var.Hatta adamlar çatalla, kaşıkla, bıçakla yemek yiyorlar. Resmi görevli olmasam asla katılmazdım.’’ Derken Padişahın huzurunda aynı soruya ‘’Aman padişahım hiç sormayın. O ne güzel bir sofra, o ne hoş bir eğlence, ne kibar, ne nazik insanlar. Bakın size de bir çatal- bıçak takımı armağan ettiler’’ diyerek İngiliz Elçisinin padişaha gönderdiği hediyeyi takdim etti ve ağzının sularını sile sile bu güzel eğlenceyi ballandıra ballandıra anlattı padişah II. Mahmut’a…Padişah malum yenilik taraftarı olduğu gibi Osmanlı Devletinde pek çok ilklerin padişahı olup ilk opera bile onun döneminde sergilenmişti. O bakımdan Kazaskerin hışmından korkan Hüsrev Paşa,padişahın karşısında bu Yılbaşı eğlencesini rahatlıkla ballandırmıştı.
İkinci örnek ise II. Mahmut’un torunu II. Abdülhamit’ten
Bu sefer bir İslam Halifesini bir Hıristiyan kadının evinde aile efradıyla birlikte yılbaşı kutlarken görüyoruz. Evet evet... Osmanlı’nın en dindar, abdestsiz adım atmayan, sabah kaltığında ilk işi bir tuğla ile teyemmüm etmek ve ayağa kalktıktan sonra hemen abdest almak olan ( daha doğrusu öyle anlatılan. ) padişahı II. Abdülhamit’ten bahsediyorum.
Evet... Olayı direkt Hanzade Sultan anlatmış [Osmanlı Hanedanı Saray Notları- Hanzade Sultan.] ( Hanzade Sultan Sarayda( Dolmabahçe sarayı) doğan( 1923 ) son Osmanlıdır. Dedesi son halife Abdülmecit,babası Abdülmecit’in oğlu Ömer Faruk, annesi ise son padişah Vahdettin’in kızı Sabiha Sultandı.)
1886 Yılında Flora Cardier adlı Belçika asıllı bir hatun bir yılbaşı kutlama programı hazırladı.
Bayan Flora, Hanzade Sultan’ın anlatımlarına göre II. Abdülhamit’in gençlik aşkıydı. İstanbul-Galatasaray’da, Galatasaray Lisesinden Taksim’e doğru 50-60 m ileride sağda bir moda evi vardı bu kadının. Padişahın üvey annesi Canan Sultan( Verd-i Canan Sultan ) sık sık buraya giderdi.Canan Sultan, bir yıl önce Bayan Flora’nın organize ettiği bir yılbaşı kutlamasını görmüş ve hoşuna gitmişti. 1886 yılında bu sefer Padişah ve ailesinin de katılacağı bir yılbaşı kutlaması için Bayan Flora’yı teşvik eden Canan Sultandı.
1886’yı 1887 ye bağlayan gece Galatasaray’daki moda evinde büyük bir çam ağacı süslendi ve dallarına çeşitli hediyeler asıldı. Sofrada hindi, pilav, revani,çerezler ve çeşitli şerbetler vardı.
Geceye önce II. Abdülhamit’in kardeşi Kemalettin Efendi katıldı. Daha sonra da II. Abdülhamit, kadın efendiler ve diğer aile efradı yılbaşı kutlamasına katıldı. Yemekler tatlılar, çerezler yendi, şerbetler içildi, musiki icra edildi ve II. Abdülhamit, Bayan Flora’nın kendisine hediye ettiği paketi açınca içinden bir robdöşambr çıktığını görmenin memnuniyeti içinde teşekkür ederek geceden ayrıldı.
Şimdi soralım: ‘’Yılbaşı kutlamak amacıyla bir tek leblebi bile yiyen Müslüman cehennemlik olur’’ Diyen zevata... Halife-i Rûy-i Zemin ( Yer yüzünün halifesi ) Sultan II. Abdülhamit 1886’yı 1887’ye bağlayan gece Yılbaşı kutladığı için, kendisine sunulan Yılbaşı hediyesini kabul edip bir de teşekkür ettiği için cehennemlik oldu mu?
Bu konu daha bitmedi. Bunun bir de Milli Piyangosu var... Benim zamanımda Sandıklı Müftüsü olan Ömer Faruk Arvas Hocanın bir Cuma Hutbesinde ‘’ Tefecilik ve Gıybet Milli Piyangodan bin kat daha günahtır.’’ Sözleri var...
(
Yılbaşı—1. Bölüm - Iı. Abdülhamit Yılbaşı Kutlamanın Haram Olduğunu Bilmiyor başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
28.12.2022 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.