Soluduğumsun ve de saymaya solumdan
başladığım sağdıcısın yalnızlığın ne zamanki aşkla kıyama durduğum sıra dışı
bir sıradanlığın makûs yüzüsün ters yüz ördüğüm bir yeminsin ve yetemediğimsin
her yatıya kaldığında hüzün, haykıransın fısıltılarıma alt yazı geçen
hayranlığımla baka kaldığımsın…
Matbu bir düş’ tün içime düşen ateşin
közünde saklı
Bir sevinç bir hüzün bazen keder
yüklü
Sayısız hece sarmalında sözlüğün
Devasa bir nükte idin
Bir zamanlar nutkumun tutulduğu
Sararan ön sözüydün yazdığım romanın
Her sayfasında senden bir izle
süründüğüm
Yolun tek savaşçısı…
Cılkı çıkmışsa insanoğlunun
Uzağında kaldığım çok uzağında
Yakın kılınan cennet, rüyalarımda
Ansızın gerçek kılan Rabbime dönük
yüzüm
Hemhal olduğum bir iklim
Kavruk tadı sözcüklerin
Nakavt olan imgelerden çaldığım
Arsız bir şarkıydın.
İğnesi kırık pikabımın cızırtısı
Ne zamanki seni düşünsem
İçim cız eder
Cızbız köfte tadında şiirler adadığım
Kadın erken saf tutan yalnızlığın
yorganı nasıl ki
Serili üstüme
Tutuşan etekleri ilham perimin
Bazen kırık bir güfte bazen kırılgan
Yüreğimin dama taşı gibi oynatıldığı
O devasa ekranda saklı ruhum gibi
İçimde saklı dünün na’şı.
Nakşeden gecenin devası bir yıldız
Eklem yerleri kopuk şiirlerden
arakladığım nice cinas
Kıtalar aştığım dizelerle
Top yekûn firar eden duyguların
nezdinde
Sükûnet dilediğim şu cihanda
Nasıl ki imkânsız
Mutluluk denen coğrafya
Varsa yoksa kayrası aşkın
Kayıp bir çizelgede saklı nice sızım.
Sızdığım usul usul yürekten
Sızlandığım ta içten
Sınandığıma şahit koca evren
Varsın olsun sessizlik tek sınavım
Yeter ki sensizliği sonlandırsın
Tanrım
Sırtımı tek sıvazlayan
Aşkın hacminde büyüyen coşkum ve iman
gücüm
Serildiğim yerden yükselen ruhumdaki
sızı
Aşk iken çeperim
Aşina olduğum hüzün denen denklem
Varsın olmasın tek dengim
Rabbim benden razı olsun beni sevsin
yeter.