Dişlerini ve düşlerini kan bürümüş
evrenin süre gelen saltanatında izini sürmüş dünlerin.
Çöken karanlığın sunumu ve solunda
saklı tutulan nutku.
Aciz ve çaresiz bedenler yükünü almış
Yokluğa ve sona kanat açmış
İlahidir bizim acılarımız artık
Yerle yeksan olmuş şehirler dönmüş
virana
İnsan benzeri kopuk kelleler
sırıtırken içindeki yılana.
Kâğıttan evler ve kâğıt üstünde kalan
hayatlar
Nankör gülüşler ve savruk
Savunduğumuz ne kaldı artık?
Yandığımız kadar yaktık ve cihanı
kavurduk.
Hüzün çekmecem tıklım tıklım
Aşkı şah damarımdan yakında bulduğum
nasıl da yalın bir duygu
Aşkın icazeti
Sözcüklerinse b/ağlanmış basireti
Kör noktası evrenin
Kolaçan edemediğim kadar arkamı
Başımı dayadığım yüce Rabbimi anbean
andım analı
Hükmeden kader
Düğmeleri ilikli şehirlerin
Bir olmaktır tek çare rüzgâr
Estiği kadar
Üşüyecek her yürekte saklı hare
İsyankâr yeryüzü
Göğün soluk teni ve yağan karın
eşliğinde
Katık ettiğimiz matemi
İçimize çektik çekeli.
Vakur ve saydam
Vefalı ve yaralı Rabbine hayran
İzafi sözcükler değil artık yer tutan
İman gücü ve bir olma zamanı
Yerle yeksan olmuş ülkem ve insanım
Kaybolan kimlikler şerh düşülesi
kaderin intizamı
Sözün bittiği yerdeyiz
Bir de yerin altında kalmış insan
izlekleri
Ruhlar çoktan firar etmiş
Fidan bedenler zuhur etmiş
Gecenin kör vakti ve bu acının dinmez
yangını
Yârim, yarenim, anam, babam, kardeşim
Gidenler asla dönmeyecek geri
Ve de gerisin geri giderken ayaklarım
Adımladığım yerküre çoktan çöktü
derine
Çökkün varlığım çorak bedenim
Ve yalnızlığımla kilitli bir mezarın
içinde
Oysaki vakit çok erkendi
Göç zamanını tehir etmesi gerekirdi
Kaderin ve kederin dehlizi
Şerh düşülesi İlahi Adalette saklı
sevginin ve umudun neferi
Ah, Rabbim, ah…
Ne zaman söner acım?
Ne zaman dinecektir bu yangın?
Ruhum ve bedenim ve kilitli çenem
Çehremden düşen parçaların altında
kaldı bedenim
Ben artık Diyarbakır’ım ve Gaziantep
Her şehrin her şiirin olmalı kardeşi
ve acısını paylaşan
Tüm evrenden zuhur eden
Bu feryat bu yangın bu figan
Teselli babında buluşmalı eller ve
yürekler
Efkârım, susmayan Elham ve sureler
Katıksız acımla kaybolduğum içimde
Saklı ne varsa dünümde
Yarına dokunmak mıdır akıl karı?
Yakardığım kadar Rabbime
Yandığım ve yanacağım da mahşerin
nezdinde
Rabbim su serp yüreğime ve tüm
kardeşlerimi koru
Göç edenlere rahmet eyle
Hazır yeri geldi madem
Bunca matem ve yerle yeksan olmuş
iken vatanım
Bir nebze de olsa gelseydi keşke bir
şey elimden
Dualarım sizlerle
Duayeni olduğum acıların bitiminde
Kordur yüreğim kördür sevgisiz
insanların gözleri
Göğün saltanatı sona erdi ereli
Nasıl oldu da ansızın bunca insan
yerin dibine göçtü?
Ölümcül ve acı yüklü bir teyakkuz
Istırabın yok asla izahı
Rabbime yakın ruhum müteşekkir İlahi
Ateşe
Üşüdüğüm kadar ısınan benliğim
Varsa yoksa İlahi kudretin nezdinde
Elbet son bulacaktır bunca acı ve
bekleyiş