Dünya Bize Hayran Ama Bizim Bizden Haberimiz Yok
Dünya bize hayran
deyince bazıları hemen
‘’ Hocam sen de mi dünya
bizi kıskanıyor siyaseti yapacaksın?’’ diye düşünebilir.
O bakımdan hemen belirteyim: Derdim siyaset
değil. Çok farklı
bir şeyden bahsedeceğim. Mesela depremden
bahsedeceğim ve diyeceğim
ki: ‘’Depreme dayanıklı yapı konusunda dünya
bize hayrandır. ’’
Eminim pek çok okur
‘’ Ohaaaa. Çüüüşşşş’’ dedi ya
da bazı okurlar ‘’ Hoca
iyice saçmalamaya başladı.
Bu yazı okunmaz
artık.’’ diyerek okumaktan
vazgeçti devamını.
Neyse.. Ben okumaya
devam edenler için devam edeyim.
Efendim bütün dünyanın
hayran olduğu bir
Japon Mimar-mühendis varmış. Bu
adamın adı: Arata İsozaki.
Arata İsozaki, bugünkü
modern Japon mimarisinin
öncü isimlerinden biri. Hani
hep soruyoruz ya ‘’
Japoya’da daha şiddetli
depremler olduğu halde neden
onlarda binalar yıkılmıyor’’
Diye. İşte Japonya’da
çok daha büyük
depremlerde binaların
yıkılmama sebeplerinden biri
ve hatta en önemlisi
işte bu Arata İsozaki
adlı mimar-mühendis. Adam öyle teknikler
uyguluyor ki 7.4 müş, 7.9 muş
hatta 8- 9 şiddetindeki
depremler onun yaptığı
binaları yıkamıyor.
Neyse efendim bu
Arata İsozaki, Uluslararası mimarlık ortamının gündemini
belirleyen ANY (Arcitecture New York) oluşumunun Türkiye toplantısı için
İstanbul'a geliyor. İstanbul’a
gelmişken de ‘’İstanbul’un
tarihi yapılarını şöyle
bir dolaşayım.’’ diyor.
Adamı alıp Süleymaniye
Camiine götürüyorlar.
Adamcağız Süleymaniye Camiini
görünce adeta küçük dilini
yutuyor.
Durun burada bir hatıramı
nakledeyim.
Üniversite yıllarımdı. Bizim üniversiteye ( İstanbul
Üniversitesi ) çok yakın
olduğundan bir Cuma namazını
orada kılmak için
Süleymaniye Camiine gittim. Cami
her zaman olduğu gibi
turist kaynıyor ve
Turistler bol bol
fotoğraf çekiyorlar. Ama
biri çok farklı
bir şey yaptı:
Tam kubbenin altında
boylu boyunca uzandı
ve en az yarım
saat öylece kubbeye baktı
ve sık sık ‘’ Wonderful’’ ( Muhteşem-Harika ) diye mırıldandı.
Dünyanın hayran olduğu
Japon Mimar Arata İsozaki de
benim yıllar önce
o turistte gördüğüm
büyük bir hayranlıkla
Süleymaniye Camiini inceliyor. Caminin 1555-1557
yılları arasında inşa edildiğini
öğrendiğinde şaşkınlığı bir
kat daha artıyor ve
dudaklarından şu cümleler
dökülüyor: ‘’ ‘‘Bu kadar büyük bir yapıyı,
bu kadar iyi bir denge içinde kurmayı nasıl başarmış? Bu dengeyi kurma yolunu
16'ncı yüzyılda keşfetmesi, o yüzyıl için çok büyük bir başarı. Bu yapıt,
Sinan'ın zamanın çok önünde olduğunu ortaya koyuyor.’’
Daha sonra bu muhteşem eser
için Mimar Sinan’ın
‘’ Kalfalık dönemimin eseri’’
Dediğini öğrendiğinde hayreti, şaşkınlığı ve
hayranlığı bir kat
daha artıyor ve ‘‘Batı'nın
Sinan'ın mimari tarih içindeki önemini ihmal ettiğini düşünüyorum. Bence
Sinan'ın başarıları sadece Batı mimari tarihinde sıkışmış olarak değil, daha
geniş bir perspektif içinde yer almalı’’ Diyor.
Yani özetle tüm dünya
Japon mimar-mühendis Arata
İsozaki’ye hayran, Japon mimar-
mühendis ise Mimar
Sinan’a hayran.
Dünya Japon mimar-
mühendis Arata İsozaki’ye
hayransa, Japon mimar Arata İsozaki
de Mimar Sinan’a
hayransa ‘’ Dünya bize
hayran’’ yanlış bir yorum mudur?
Değildir bence.
Ama bakın devamında
ne demişim: ‘’
Dünya bize hayran
ama bizim bizden haberimiz
yok.
Evet... Bizim bizden haberimiz
yok.
Şimdi bir soru
ve cevabı ile
devam edelim.
Japonya’da da çok
yüksek binalar var.
Lakin bu binalar
9 şiddetindeki bir
depremde bile yıkılmıyor.
İyi de Japonlar veya
diğer gelişmiş ülkeler
ne yapıyorlar da
onların binaları çok
büyük depremlerde bile yıkılmıyor?
Evet... İşin teknik
kısmından pek anlamam
ama yaptığım araştırmada bazı
hususlar dikkatimi çekti:
1- Elbette ki yapılan
binaların fay hattı
üzerinde olmamasına dikkat
ediyorlar.
2- Binalarda kullanılan malzeme oldukça
sağlam. Binayı daha
ucuza getirmek için
malzemeden çalmıyorlar.
Ancak bu
iki hususa çok
dikkat edilse de
bizde yine de
bazı binalar 6
şiddetindeki bir depremde
bile yıkılıyor. Demek ki
başka faktörler de
var.
Elbette başka faktörler
de var. Hatta
öyle ki Mimar
Sinan’ın inşa ettiği
Süleymaniye tamamen kumlu
bir zemin üzerinde
inşa edildiği halde
1557’den bu yana
dimdik ayakta. Bunun
bir açıklaması olmalı
değil mi? Kumlu
bir zemin üzerine
Dünyanın hayran olduğu, bir
Japon mimar- mühendisi
bile kendine hayran bırakan muhteşem boyutlarda
bir eser yerleştiren
Mimar Sinan ne
yaptı? Nasıl bir
teknik uyguladı ki
böylesine riskli bir
alanda yaptığı cami
asırlara meydan okudu?
Bilmem hiç ‘’Deprem Sismik İzolatörleri’’ diye bir
şey duydunuz mu?
Ya da ‘’ Raylı Sistem.’’ ( Tramvay ya da hızlı trenden bahsetmiyorum. Bu raylı
sistem farklı bir
raylı sistem ve depremle
ilgili. )
Evet... Tüm dünyanın daha
yeni yeni duyduğu
ve uyguladığı sistemlerdir
bunlar. Tabii ki
bu sistemler depremin yıkıcı etkisini
en aza indirmek, depremin şiddeti
ne kadar büyük olursa olsun binaların
büyük hasar görmemesini sağlamak için
icat edilmiş sistemlerdir.
Bu sistemler hakkında
gelecek bölümde kısaca
bilgi vermeye çalışacağım ama şimdilik
şu kadarını söyleyeyim:
Dünyanın 1950’lerde yeni
yeni keşfettiği bu
sistemleri Mimar Sinan
1555 Yılında ( hatta
daha öncesinde ) biliyor ve
eserlerinde (Mesela Japon mimar- mühendisin hayran olduğu
Süleymaniye Camiinde )
uyguluyordu.
Ülkemizi güçsüz ve
aciz göstermek isteyenlere
de bir hususu
hatırlatıp bu bölüme
nokta koyayım.
Sismik Deprem İzolatörleri
bugün dünyada sadece
yedi ülkede geliştiriliyor ve
üretliyor. Bu yedi
ülkeden biri de Türkiye.
‘’ Yahu
madem öyle niçin
kullanılmıyor binalarda?’’
Diye sorarsınız mutlaka.
Siz sormadan cevap
vereyim: Bir sismik
deprem izolatörünin fiyatı 6.000
dolar. Beş katlı
ve dört daireye sahip
bir bina için gerekli izolatör sayısı
40. Yani sadece beş
kat ve sadece
dört daireden ibaret bir bir
binanın olası bir
depremde yıkılıp gitmemesi
için 6.000 x 40 = 240.000
dolar para çıkması
gerekiyor cepten. Yani
depremde büyük yıkımlardan korunmak
öyle hiç de
ucuz bir iş değil.
*****
Gelecek bölümde Mimar
Sinan’ın Edirne’de yaptırdığı
Ustalık Dönemi eseri
İstanbul Süleymaniye Camii’nin (!) Hikayesi ile
devam edeceğiz.
Kafanız karmakarışık oldu
sanırım ama siz de
anlayacaksınız
Edirne’deki(!) İstanbul
Süleymaniye Camiini ve maalesef
ahval-i perişanımızı..
Bu arada
Sismik Deprem İzolatörleri
ve ray sistemini
anlatırken defalarca sorduğum
ama cevap alamadığım
bir soruyu tekrar soracağım: Mimar
Sinan’ın başı nerede?
(
Dünya Bize Hayran Ama Bizim Bizden Haberimiz Yok başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
12.02.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.