Yani enerji geçişendir. Değişkendir. Bu değişme ve geçişme içinde enerji var olup yok olur. Ve enerji bir biçimden alan etkisi iken, başka bir farklı forumlara dönüşürken ve farklı forma dönüşmekle de yine farklı bir alan etkisidir. Dizlerinizi boylayan bir durgun su içinde yürümeye başladığınızda bacaklarınız bir ağırlık kazanır. Ağırlık ta bir enerji biçimlenmesi ve etki alanıdır
Hissedilen bu ağırlaşma nedenle
suyun kendilikten sizi olduğunuz yere doğru çeken bir direnciyle
karşılaşırsınız. İşte bu da suyun alan etkilerinden birisidir. Su bir etki
alanıdır. Tıpkı kolektif bir yapının kendilikten bir etki alanı olması gibidir
Özne eylemli ve kendisini bilen
varlıktır. Öznenin içinden dışına doğru eğim eden duygu, düşünce ve eylemleri
vardır. Bu eylem yönelimle düşünceler besin (enerji) bulma, savunma türü vs. hareketlerdir.
Bu eylemler dıştaki hava gibi, dağ, düzlük, rampa, su gibi ortam dirençleri
içinde; görünür olma, görünmez olma, gizlenme türü bir “etki alanıyla”
karşılaşıp girişirler.
Yatay, dikey, düşey veya iniş
çıkış, büyük küçük gibi vs. nispi eğim alanları vardır. Eğim alanları kendilik dokusal
alan olmasıyla, öznenin dışta karşılaştığı toplam zorluklardır (dirençlerdir).
Özne kendi özündeki alan eşik direnciyle
aktif ve nötr eylemlerle olur. Alan, ortamları özneye aktarır. Aktarım etkisi
öznenin stresini, kaygısını veya endişe gerilimli duygularını artırır veya azaltır.
Temaslı veya temassız durumla ortamın özneye yüklediği bu gibi “alan etkisi de”
dıştan gerilimlerdir.
Özne de bir etki alanıdır. Özne
de çevreye bir gerilim, bir stres aktarıp yükler. Ya da özne de çevreye bir
gerilim boşaltır. Ortam türlü biçimlerle bir eğim ve bir enerji geçişmeli
girişen biçimlenmedirler.
Kolektif yapılar da bir enerji ve
bir etki alanıdırlar. Kolektif yapının etki alanı olması nedenle, kolektif
yapılar da bir etki bir tesir alanıdırlar. Tüm girişimler gibi kolektif alan da
hem etkilenir hem etkilerler. Bu nedenle her oluşum pasif veya etkin bir etki ve
etkilenme alanıdırlar. Alan girişmeleri bir etkime ve bir etkilenme ile azalan
veya artan bir sinerji kaynağıdırlar.
Kolektif yapıların birçok etki
alanları olmaları nedenle; kolektif yapılar özne kişiler üzerine kurum ve
kurallarıyla bir davrandırışla, bir bakışımla vs. (yine özneye) bir ağırlık
kazandırırlar (yüklerler).
Kolektif yapının özneye verdiği
sanal ağırlık, kolektif yapılı merkezin ağırlık gücüne denk bir sanal ve
kullanım sal ağırlıktır. Özneler merkez gücüne yaklaşan bu tür bir etkiyi,
ancak kolektif yapı girişmesi içinde alırlar.
Kolektif girişme içinde alınan bu
tür ağırlığa bu tür vakara kolektif etki, kolektif sinerji, kolektif aktarım,
kolektif geçişme diyoruz. Kolektif etkinin en büyülüsü de kolektif etkinin
kişiler üzerinde “kolektif birim zaman etkisi” ortaya koymasıdır.
Kolektif birim zamanlı enerjinin,
özneler üzerinde transferleri veya transferler alması enerjinin bir biçimden
bir başka biçime dönüşlülüğüdür. Bir kişi üzerinde besin bulma, savunma,
barınma, yavru bakımı gibi yük eğimli yönelimle gerilimler vardır. Bu yönelim
ve eğilimler kişinin kendilik pusulasıdırlar.
Toplum gibi bir enerji transferi
gerçekleştiren ortamının geçişen etki alanı içindeki bir özne; karşı tarafın besin
bulma yükünü üslenir iken örneğin, bu kişi de kendi üzerindeki yavru bakımı
sorumluluk gerilimini de yamacındaki bağıl özne veya öznelerin üzerine yükler.
Bu tutum enerji transferi ve enerji yüklenme boşalmasıdır.
İlk özne veya özneler üzerindeki
yavru bakımı gerilimini boşaltıp yamacındaki özne veya özneler üzerine transfer
ederken; yamaçtaki özne ve özneler de kendi üzerlerindeki “besin arama” tarzı
gerilimlerini yamaçlarındaki özne ve özneler üzerine boşaltıp, birbirlerini tek
tip gerilimle doldururlar.
Böylece ilk kişi veya kişilerimiz üzerindeki yavru bakımı yükü olan enerji (sorumluluk), karşı taraftaki özne veya öznelere “besin sağlama anlamına” bir “enerji etkime tetiklemesine” dönüşür.