Tuzak da buradaydı. El geçmişte olup biten ve olmakta olanı
hıfzeden kolektif hafızayı kendine göre söylemlerin; insanlar üzerinde ağırlık
etkisi yaratacak anlatımlarıyla ifade ediyordu.
Yer tanımı Akatlı gruba göre ittifak ettikleri aşağı
toraklarda oturanlardı. Genellikle tarımcı ve balık üreticisi gruplardı. Yerden
göğe, yukarı topraklara çıkanlardı.
Gök te Sümerlere göre ittifak ettikleri yukarı topraklardı.
Yukarı toprakta oturanlardı. Yani Göklülerdi. Gökte oturanlardı. Gökten yere
inenlerdi. Gök yerliler genellikle çoban toplumlardı.
El kolektif sahibi yete, yani zaten sizin ittifakınız olan
ve sizin ittifak gücünüz olan kolektif bir Yer ve Gök’ün girişme ilişkisine;
“Yeri göğü size verdim” diyordu. Yer’i Gök’ü bugünkü anlamıyla anlamayınız.
Biliş olan, hayranlık uyandıran konu; doğanın akseden yer gök uzamı değildi
Şaşkınlık veren hayranlık uyandıran ve kişilere inanılmaz
gelen Yer ve Gök söyleminde kasıt şuydu. Meslek sahibi üretim alanlarına
bölünmüş üreten grup alanlarıyla yine üreten ittifakın beşerî kolektif gücünden
birleşen girişim ve başarı ilişkileri konu ediliyordu. Hayret verici olan
kolektif sahibi etli muktedirliklerinden konu edilmektedir.
Ön ittifaklar öncesinde “aşağı Yer ile yukarı Gök arasında”
hemcinslerin pek uğramadığı; grupların birbirine tehdit olup pek yüz yüze
gelmek istemedikleri güvenlikli bir yalıtıma alanı vardı.
Yalıtıma alan grupların kullanım alanı içinde olmayan bir
çeşit güvenlikli yerlerdi. Buraya saklanan kişi grupların tehdidinden
kurtuluyordu. Güvenlikli yerler ön ittifaklar sırasında grupların kutsal
buluşma yeri olan tapınak ilişkilerine dönüşmüştü.
Yerle gök de birer ilah mesleği olmakla üreten grup alanları
vardı. İkinci olarak Yerle Gök arasında böylesi bir güvenlikli bölge ve
ittifakı buluşmalarını başlatmanın tapınak alanlı bileşim iradesi vardı
“Yeri, göğü ve arasındakini size verdim” söylemi içinde
“zati bir sahip olunanı”, insanlara vermenin etki sel bir büyü anlamı vardır.
“Yeri, Gök’ü ve ikisi arasında olanları size verdim” demekle “her bir grup
içinde ayrı ayrı görülen işleri, üreten bilgiyi, üreten gücü, yeteneği ve
ittifakı vs. size verdim” diyordu.
Hemcinslerin doğa karşısında milyonlarca yıllık yalnız ve
çaresiz olduğu olup biten gerçekler karşısında “size verdim” söylemi apaçık bir
illüzyondu. Yani benim sayemde ittifak ediyor; benim sayemde ekip dikiyor.
Benim dilememle kararlar alıp hüküm veriyorsunuz diyordu.
Bu tür özel mülkiyeti hedefleyen modüle edilmiş iradi sözün
açılımı (yorumu) yapıldığı zaman burada üç tane tuzak anlam çıkıyordu. Tuzağın
ilki şuydu. Üreten meslek grupları ve kolektif paydaşlı sahibi yet Yer ve Gök
denen söylem anlamdan içkindiler.