Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 14.04.2023
Okunma Sayısı : 555
Yorum Sayısı : 6
Günün Yazısı

Bu Yazı 15.04.2023 tarihinde
GÜNÜN YAZISI
olarak seçilmiştir.
İki Günah  Keçisi- Kimsenin  Yazamadığını  Yazmak--3. Bölüm--

Bugün gelin neşeli bir fıkrayla başlayalım. O fıkrayı bir yerlere bağlayacağız nasılsa.
Bizim Temel, bir yerlerden ‘’Mantık’’ diye bir kelime duyar ve merak eder: ‘’ Mantık nedir?’’
Bu sorunun cevabını almak için öyle eften püften birine değil bir profesöre sorar:’’ Hocam mantuk nedur?’’
Hoca düşünür: ‘’ Bu cahil adama mantığın ne olduğu nasıl anlatılır?’’ Sonunda başlar:
-Sizin evde akvaryum var mı?
-He vardur.
-Akvaryumda balıklar da vardır mutlaka?
-He vardur.
-Balık nerede yaşar?
-Denuzde yaşar
-Sen yazın denize gider misin?
-He ciderum.
-Denize gittiğinde mayolu, bikinili kadınlara bakar mısın?
-He pakarum.
-O halde sen gay ( Gey okunur. Biz ona kibarca nonoş deriz ) değilsin. İşte mantık budur.
Temel mantığın ne olduğunu anlamış olmanın(!) rahatlığı ile profesörün yanından ayrılır. Sokağa çıktığı anda da bakar karşıdan arkadaşı İdris gelmekte. Hemen İdris’i durdurur.
-Ula İdris !
-Ne var ula?
-Ula senin evunde akvaryum var midur?
-Yoktur ula.
-Eyvah eyvah... Ula sen geysin o zaman.
Bizim ülkemizde bazı vatandaşlarımızın mantığı Temel’in mantığı gibidir. O sebeple de bu gibi vatandaşlar umutsuz vakadır.
Mesela aşağıdaki senaryo onların mantığına göre gayet normaldir:
Mustafa Kemal , yarbay olarak katıldığı Çanakkale Savaşlarında ‘’ Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum’’ Diyerek 57. Alayın tamamen ölmesine sebep olmuş ama kendisi ölmemiştir. Bu başarısızlığı sebebiyle ise 1 Haziran 1915’de rütbesi Yarbaylıktan Albaylığa yükseltilmiştir(!), hem de en büyük rakibi ( hatta düşmanı ) Enver Paşa tarafından... Mantık harika değil mi? Ama bu kadar değil.
Temel mantığına sahip bu vatandaşlara göre Mustafa Kemal’in Anafartalarda da herhangi bir başarısı yoktur. Düşman, ( İngilizler ) Türk siperlerini bombaladıklarını zannederek kendi askerlerini bombalamışlardır. Bunun farkına vardıkları anda da geri çekilmiş ve Mustafa Kemal’e bedavadan bir zafer hediye etmişler, onu Anafartalar kahramanı yapmışlardır.
Sonra?
Sonra Mustafa Kemal’in can düşmanı Enver Paşa, bu kadar başarısız bir Mustafa Kemal’i Çanakkale Savaşları biter bitmez 10 Mart 1916’da 16. Kolordunun başına getirmiş, bu kolordu 27 Mart 1916’da Diyarbakır’a vardığında Albay Mustafa Kemal’in rütbesini Tuğgeneralliğe yükseltmiştir. Çünkü Enver Paşa savaşlarda hiç bir başarısı olmayan subaylara rütbe vermekten son derece hoşlanan bir manyak(!) olduğu gibi (!) Osmanlı Genel Kurmayı da savaşlarda hiç bir başarısı olmayan subaylarını zırt pırt rütbe ilerlemesi ile ödüllendiren geri zekalılarla doludur(!)
Nasıl mantık ama? Evinde akvaryum olmayan arkadaşı İdris’e ‘’ Eyvah eyvah.. Ula o zaman sen geysin’’ Diyen Temel’in mantığı, bu vatandaşların mantığına beş basmaz mı?
Yahu Allah aşkına üvey annemin dediği gibi ‘’ Beyniniz yok anladık. Burnunuzun deliği de mi yok?’’
Evet değerli dostlar! Günümüzde artık moda olmuştur ‘’ Yahu anlatıyorsun ama kaynak var mı kaynak?’’ Diye sorarlar, sanki verdiğiniz kaynağa bakacak, okuyacaklarmış gibi. Yahu kardeşim ille kaynak şart mı? Az biraz mantığını çalıştırsana.
Enver Paşa, Mustafa Kemal’e gıcık... Limon won Sanders ile Mustafa Kemal’in hiç arası yok, sürekli tartışıyorlar, artı hiç bir başarısı yok Mustafa Kemal’in(!) her girdiği savaşı yüzüne gözüne bulaştırmış(!) ama bir sene içinde yarbaylıktan önce albaylığa, sonra generalliğe yükseltiliyor. İnsana‘’ Beynine turp sıkayım.’’ Denmez mi?
Neyse... Biz mantıksızlara aldırmadan tarih bize ne diyorsa onunla devam edelim ve ana konumuz olan Mustafa Kemal ve Filistin Cephesi konusuna doğru yol alalım.
27 Mart 1916’da Tuğgeneral olan 16. Kolordu Komutanı Mustafa Kemal’in görev yapacağı bu yeni cephe Kafkas Cephesidir.
İyi de bu cephede Ruslar canımıza okumuştur. Allahuekber Dağlarında 90.000 Asker şehit vermişizdir ( Bu 90.000 Şehit de çok abartılıdır.) bu ahval ve şartlar içinde Mustafa Kemal ne yapacaktır ki bu cephede?
Yapılacak iş o kadar çoktur ki say say bitecek gibi değildir:
Mesela fırsatı ganimet bilip ayaklanan Dersimlilerin te’dip edilmesi (Yani edeplendirilmesi , yola getirilmesi)
Mesela yine fırsattan istifade Türk şehir, kasaba ve köylerine saldıran Ermeni çetelerine hadlerinin bildirilmesi.
Mesela Rusların eline geçmiş olan şehirlerin ( Örneğin Muş ve Bitlis’in geri alınması)
Yahu tamam da tüm bu işleri Mustafa Kemal ve onun 16. Kolordusu mu yapacak?
Haa. Böyle diyen salaklar da var tabii ki ama değil elbette. Orada Ahmet İzzet Paşa komutasında koskoca bir 2. Ordu var. Mustafa Kemal’in 16. Kolordusu bu ordunun kollarından biri.
Bir soru daha?
Mustafa Kemal, bu cephede bir şeyler yapmış mı?
T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Ders kitaplarına göre evet... Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri almış.
‘’ Ya Hocam bırak ders kitaplarını! Sen bize ders kitaplarında olanı değil, gerçek neyse onu anlat. Muş ve Bitlis’i gerçekten de Mustafa Kemal mi Ruslardan geri aldı?’’ Dediğinizi duyar gibiyim. O zaman ders kitaplarında yazılı olmayanı söyleyeyim fazla uzatmadan.
Mustafa Kemal Paşa 8 Ağustos 1916’da 2. Ordu Komutanlığına bir telgraf gönderir. Telgrafında aynen şöyle demektedir
“İkinci Ordu Kumandanlığına..
Muş dün ve Bitlis bugün, kolordumuz tarafından zapt ve işgal edilmiştir. Mağlup edilmiş düşman kuvvetleri takip edilmektedir.
16. Kolordu Kumandanı Mustafa Kemal”
Muş ve Bitlis Mustafa Kemal tarafından Ruslardan geri alınmamış olsa 2. Ordu komutanı Ahmet İzzet Paşa’nın bu telgrafa ‘’ Hooop dur bakalım Paşa! Ortada bir zafer varsa bu senin 16. Kolordunun değil benim 2. Ordumun zaferidir. Bizim zafere konmaya kalkışma!’’ diye cevap vermesi gerekmez mi? ( Ben olsam aynen böyle derdim eğer Muş ve Bitlis’i geri alan Mustafa Kemal Paşa değilse. ) ama öyle demiyor. Aynen şöyle cevap veriyor Mustafa Kemal Paşa’nın telgrafına:
“Bitlis’te 16. Kolordu Kumandanı Mustafa Kemal Paşa Hazretlerine..
Kumandanızda bulunan askerlerinizi hüsn-ü muhafaza ederek( Güzelce koruyarak), lüzumu zamanında( Gerekli zamanda ) dahiyâne kudret ve hamasetle ifa buyurduğunuz kahramanâne hizmetten dolayı zât-ı âlinizi tebrik ve teşekkürlerimi bildiririm.
2. Ordu Kumandanı Müşir Ahmet İzzet”
‘’Hani kaynak? ‘’ Diyecek olanlara kaynak da verelim. Umarım arayıp bulur ve okurlar. [Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, c. II, kısım: 2, Kafkas Cephesi 2. Ordu Harekâtı 1916-1918, Genelkurmay Basımevi, Ankara 1978 ]
Yani?
Yani Muş ve Bitlis’i Ruslardan geri alan Mustafa Kemal Paşadır.
Bunu emekli bir tarih öğretmeni olarak ben söylemiyorum bizzat Mustafa Kemal’in komutanı olan o zamanın 2. Ordu Komutanı Ahmet İzzet Paşa söylüyor.
Bir soru daha: Ahmet İzzet Paşa, herhangi bir başarısı olmayan bir Mustafa Kemal’i, olmayan başarısına rağmen kutlayacak bir adam mıdır?
Asla... Tam tersine ileride “Mustafa Kemal Paşa’nın şan hırsı yüzünden Osmanlı perişan olup gitti.” Diyecek kadar Mustafa Kemal’le arası hiç de iyi olmayan bir paşadır. [ Kaynak: Ahmet İzzet Paşa- Feryadım]
Aynı şekilde Mustafa Kemal de ileride Ahmet İzzet Paşa’yı pek hayırla anmaz. Onun hakkında şunları der:
‘’Ahmet İzzet Paşa, ekmeği ve nimeti ile yetiştiği Türk milletinin içinde kalarak, ona en acı ve kara günlerinde hizmet etmeyi, Vahdettin’in hizmetinde olmaya tercih edememişti.” [ Kaynak: Nutuk.]
Mustafa Kemal Paşa ve Kafkas Cephesi faslı bu kadar mı?
Elbette değil lakin yine daldık kelama konu uzadı.
Gelecek bölümde kaldığımız yerden devam etmek ümidiyle...
( İki Günah Keçisi- Kimsenin Yazamadığını Yazmak--3. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 14.04.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.