Benzer etkileri nedeniyle duygular
dışta herkesle ortaktı. Duygular dışa doğru eğim veya yönelim yapıcı olmakla bir
tür içsel seçiciliklerdi. Her bir duygu her bir kişilerdeki bilen benlerdi. Veya
duygular kişinin kişisel öznesiydi.
Duygulara parçalı bileşenler
olmakla bilen bendi. Dıştaki uyarıcılar ve içteki uyarılmalar birer sayısal frekanslı
uyumlarıydılar. Ben bilinci bu karşılıklara
göre alarm oluyor veya sesiz kalıyordu.
Sayısal etkili frekansların girişimleri
rezonans uyumu veya rezonans uyumsuzluğu verebilir. Bir rezonans etkisinin kişilerdeki
içsel karşılığı çekim ve hazdı. Rezonans uyumsuzluğunun kişiler üzerindeki
etkisi de kaçınmaydı. Elemdi. İsteksizlikti.
Hayat bu gibi kesikli ve karşılık
ilişki ve girişimlerin tamamlanıcı eksikliğiyle dış dünyadan kopmuştu. Dış
dünyadan aldığı frekans uyumlu enerjileri düzenli ve kontrollü biçimde dönüştürüyordu.
Dönüşen enerji gecikmeli enerji dönüşmesi olmakla, gecikme üzerinde düzenlendiği
kadarla hayattı.
Böylece içimizdeki hayat eksikli
veya ihtiyaçlı bir çekme ve itmelerin seçiciliğiyle birlikte dıştan etkili, yansıma
tepkili kopya uyartılar edinmişti. İçimizdeki yansıma kopyalar izoleydi. Kişinin
izole belirlenim imleri kişinin iç dünyasıydı. Ve kişiye özgün bir ruh yapısıydılar.
Kişilerin izole edilmiş duyum ve
duyguları kişilerin eksikliği kadarla bilme ve eyleme yönelme bilinci olmuştu. Kişiler edindikleri bu tür duyum ve algıların
seçiciliğine bağlı yaklaşım ve kaçınma tepkisi ortaya koyuyordular. Direnç de
bir tepkiydi., Direnç tepkileri doğal belirlenim üzerine yeni ve farklı bir
gelişimsel etkiydi. Bu gelişim öznel gelişimdi.
İçsel ve öznel gelişimler dıştaki
ortak duygudaşlıklarıyla, kişi-kişi ilişkileriyle sosyalleşen bir sosyal bilinçli
özneyi oluşacaktı. Kişinin bu türden dıştan
kazanımlı sosyal eylemleri de sosyal bilinçli girişimleri de dıştaki sağlamalar
içinde “kişiler arası enerji transferli iş eylem dönüşümleriyle, kolektif bağ
ve kolektif özneyi ortaya koyacaktı” Ben bilinci, dışta sağlatan sosyal
bilinçle; üreten kolektif özneli, kolektif bilinç olmuştu.
Kişiler, doğal ortamlı kolektif bir
alan içinde; kolektif öznenin belirlediği, kolektif özne davranışlarıyla
amaçlı, hedefli biçimde belirlenmiş ve sınırlanmıştı. Doğal bir alan, kolektif alan
etkisiyle kodlanıyordu.
Doğal alan özne davranışını sayısal
uyumlu kodlarla belirlemişti. Özneler kolektif alanda kodlanmış durumlarıyla ve
özne davranışçı yönelimleriyleydi. Özneler kolektif bağ enerjisi içindeydiler.
Öznelerin kolektif bağ içinde yapacağı sağlamalarına dek kullanım ve tüketimlerinin
neye göre, nasıl bir etki sel dağılımlarla ortaya konacağını “kolektif özne
bilinci” belirliyorlardı.
Totem inşadan bu tarafa doğa
içinde belirlenen bir kısım doğal alan; kolektif tabanlıydı. Kolektif uzamlıydı.
Kolektif etkilerle yalıtıma edilmişti. Doğal ve fiziksel alanlar, kolektif ve
öznel alan sağlaması içinde kolektif alana çevrim yapan, çekim yapan etkisiyle
vardı. Kolektif alan da kolektif katılmalar vardı.
Tekrarlarsak kolektif alanlar dıştaki
kişi-kişiler arasında birer karşılığı olan sağlama yönelimli, türlü enerji transferleriyle
vardı. Ya da bir kolektif alandaki kişiler, kendi aralarında karşılığı olan
çeşitli iş transferleri üzerindeki bir bağlanımlarıyla, bir enerji
takaslarıylaydılar.
Daha sonra, kolektif alanlar kendi
sağlama hareketi üzerine üretim hareketini de bindirdiler. Böylece kolektif
alanların her biri bir farklı kullanım ve tüketim nesnesi olan, karşılık ve
denk iş transferleri üzerinde sağlaşmalarlaydı.