Uhrevi bir hazandı muhatabım çöreklenmiş hüzün sekmelerinden sağalttığım kadar hayatı izbelerde saklı adeta o izafi neşe…

 

 

 

Bir musibet mi bin nasihat mi?

İçerlediğim kadar içtiğim şerbetin kokusunda saklı

Hezeyan mı yoksa

Harf zümreleri

Teselli babında tecelli

Eden yalnızlığın Rabbe teslimiyeti:

Muhtevası

Duyguların

Varsa yoksa hüzne peşkeş çektiğim

Ölüm öncesi bir sağaltım

Bir kıyımda saklıyım

Gözümü sakındığım her kimse

İçtimada geçen ruhların göçebe izleklerine

Mil çektiğim kör gözlere

Veryansın ettiğim bir yastayım…

 

Hicretim

Hasretim

Hicvinde ömrün

Geçen zamanın diş izi

Bileğimde saklı donmuş zaman

Hani dişlediğim

Çocuk yüreğimde

İştigal olduğum hüznün çeşmesinde

Akan suda saklı

Annemin yüzü gitmezken gözümden

Ömürden ömür gittiği kadar

Mağduriyetimi savsaklayan insan izlekleri

 

Hamt ettiğim lakin…

Kör noktasıyım yerkürenin

Her sevgide kimse peşinden sürüklendiğim

Sürtük imgeler firari yüreğimin talaşı

Bir sürahi su misali

Şiir dizeleri

Sevgi izlekleri

Nankör nidalar

Mahcup ve münzevi

Yaralı yüreğimden sökün eden sureler ve dualar

Duayeni olduğum acıların

Hüsranı da derdi de düştü mademki bana

Bağnaz bir esaret değil asla

Beylik bir ömür hiç değil bahşedilen

Nefesi tükettiğim

Bir heves de değil asla

Ki nefsimi çoktan öldürdüğüm

Bir ömrün hitabesi

Yitik mimarisi

Zemherilerde geçen zamanın idare lambasında

Yıllanmış acıların sevdaların

Kayıp rotasında

İken insan olmanın ibaresinde

Geçen yıllar ne ki

Haiz olduğumdan da öte…

 

Hicretinde günün

Neşreden hüzünde saklı külüm

Melun bir hece nasıl ki mağdur yüreğin

Kıblesinde saklı iken gözyaşı

Everest tepesinde saklı o devasa acı:

Haşmetli

Hazin bir sesin içli duası

Nesli tükenen sevginin göç zamanı

Olsa olsa

Yalnızlığın bana kesilen faturası…

 

Günsüz gecesiz bir meyyalde

Sökün eden o boşluk

Hüzün düşkün değil yürek

İçine düştüğüm olsaydı keşke hoşluk

Surlara serili yüreğim

Serleri sırları esen mealim

Sevgiye düşkünlüğüm ne ki ne?

Renk vermeyen bir mevsimde

Enkaz altında kalan göçebe ruhun

Devindiği sözcüklerden

Ördüğüm ulvi bir dua bir kıyam bir dilek

Mağduriyetimi sonlandıracak olandır

İlla ki kaderim ve felek…

 

Felaketi taşkın

Fevri yüreği baskın

Baş edemediğim acıların firari hecesi

Kilitlediğim yürek çekmecesi

Mücbir sebepler değil

Mahzun gülüşler alfabesi

Tecrit edildiğim kadar hayattan

Artık teyit de ettiğim hazin bir son ve hüsran

Meylettiğimse artık ne kıblem

Ne kanat açtığım gök kubbe

Eşelediğim kadar yüreği

İçine konduğum kabre

Razı gelen son beşer son çare

Elbette teslimiyetim yüce Rabbe…

 

Kırıklarımdan inşa ettiğim

Canlı cenazeme de gelmez iken hiç kimse

Ahvalim ve efkârım mı?

Yitik ruhum ve dünde saklı na’şım mı?

Hüzne sirayet eden gecenin kısmeti

Dokunulmazlığı oysaydı ah keşke

Sevgi

Denen menkıbenin hicreti

İlla ki Allah katında saklı

Son sözü söyleyecek olan elbet Tanrı…


( Teslimiyet... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 5.06.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.