21
Âdem’in yasak elmayı yemesi,
hafızalarda kalan yasak totem yiyeceğin ilahi ittifak adına delinmesini
simgeleyen geçiş ritüelinin uzlaştırıcı ifadesidir. Âdem ve Hava ya da Dumuzi ve İnanna yasak olan
yiyecek ayrılığını delmeyi simgeleyen, ittifak eden totemi mesleği sahibi geçiş
dönemi gruplarıydı.
İzole totem döneminin, totem yiyecek
yasaklısı olan bu grupların anlaşılır olan tutumları El mana anlayışı içinde
buğday ve elmanın neden yasak olduğu bilinmez. Bilinse de izole bir yaşam
şartları bilinmemekle bu yasağın anlamı anlaşılamaz.
İlahi ittifak içine gelen bu iki grup totem
yasağını ilahi anlayışa göre değiştirip meşrulaşmak bağlamı ile gruplar kendi totem
yiyeceklerini birbirlerine ikram etmekle totem yasağı delmeyi ifade etme tarih
sel gerçeklik yerine köleci ifade ile ikili güya günah işliyordu!
Niye? Çünkü mülk sahibinin kararlarını
çiğniyordu. Peki mülk sahibi “şu meyveyi yemeyeceksin” diyen
bu kararı niye almıştı? Bilinmiyor. Çünkü bu söz mülk sahibinin kerameti
kendisinde menkul olan bir hikmet, sözüydü!
Oysa “şu meyveyi yemeyeceksin” diyen ve
köleci sisteme geçiş ritüelini ifade eden bu söz şimdinin yasağıydı. Mülk
sahibinin, mülk dokunulmazlık yasağıydı. Özel mülke tasallutu yasak eden bir ifadeydi.
Yılan Âdem ve Havva’yı güya özel mülkün
dokunulmaz olma yasağına karşı onları günaha işlemeye davet ediyordu. Köleci
anlatıya göre yılan mülk sahibinin iradesini ve sözünü Âdem ve Hava’ya çiğnetiyordu.
Totemi tabunun ve ön ittifaklı ilahi
ittifakların hafızalarda kalan eski izlerdi. Köleci azap içindeki eski izleri kölelerin
cennet diye tasvirle hatırlamaları şimdi bir hayaldi. El mana anlayışı içinde
ön ittifakın geçiş seremonileri ve cennet tasvirleri kölelere cennette çıkışa ya
da cennette kovulmaya hikâye yapılacaktı.
Totem yasağı delme işindeki geçiş
ritüel seremonileri, köleci anlayışla aldatma, ikna etme şeklinde ortaya konup;
olup bitenlerin bahanesiyle insanlar köleci süreci aldatılma üzerinde
hazmediyordular.
El mana anlayışının vaat rüzgarına
kapılmak tam bir “ava giderken avlanma” işiydi. İyiyi gözeterek eğrilme işiydi ve
eğriliğe uğrama işiydi.
Köleci sistemin azabı karşısında
gözlerinde tüten ön ittifakı yaşamın anısı şimdi insanların gözünde yoklarıyla
var olan cennete dönmüş bir betimlemeydi. Ve Âdem ile Hava hikayesi de işte bu
cennette kovulmanın anlatımına dönüşmüştü.
Bu tür geçiş dönemini ifade eden
seremoniye huşusu tıpkı bir başka geçiş dönemi öyküsü olan "kazan
kaynatma" seremonisi gibi totem dönemden ittifakı döneme "geçiş
dönemini" anlatan "sancılı" bir geçiş dönemi "öyküsünün seremonileriydiler".