Bize Kut- El Amare Zaferini Niçin Anlatmadınız Hocam !


Üniversite yönetimi de biz de ve hatta Devlet-i Âlîmiz de biliyordu ki öğrenim gördüğümüz Tarih Bölümünün asıl amacı Tarih Araştırmacısı yetiştirmek olsa da bu bölüme kayıt yaptıran herkes gelecekte Tarih Öğretmeni olacaktı. Bin öğrenciden belki biri ya da ikisi geleceğin Tarih Profesörü, araştırmacısı vs. olacaktı.

Evet, öğretmen olacaktık ve önümüze konan oldukça kapsamlı bir Tarih Dersi müfredatını öğrencilerimize öğretecektik. O halde gördüğümüz dersler bu amaca yönelik olmalıydı. Peki öyle miydi? Hep beraber bakalım.

Nereden Başlayalım?

Ortaçağ Tarihinden başlayalım mesela ( Benim yardımcı sertifikam ve diplomamda Ortaçağ Tarihi: Pekiyi '' Yazıyor. )

Dersler:

Aslında derslerin bir adı filan yok. Hocalar derse giriyor, kafalarına göre anlatıyor ya da hızlı bir şekilde yazdırıyorlar.

FİKRET IŞILTAN:

Bizans tahtına gelmiş geçmiş tüm imparatorların hayatını en ince teferruatına kadar yazdırıyor. Ama usul şöyle:

Diyelim ki biz şanslı öğrencileriz, İlk Bizans Hükümdarı I. Konstantin ile başladık öğrenmeye ve sene sonunda IV. Leon'a kadar geldik. İkinci sene IV. Leon'dan devam edeceğiz. Bizim için ikinci sene olan senede fakülteye başlayanlar, Bizans Tarihine IV. Leon'dan başlıyorlar ve kendi ikinci senelerinde başa dönüp V. Konstantin'e kadar olan hükümdarların hayatlarını, dönemlerindeki olayları öğreniyorlar. ( Buna öğrenmek denirse tabii ki )

HAKKI DURSUN YILDIZ:

Metod aynı: Rahmetli, İslam Tarihi işliyor ama iki senede Hz. Muhammed'in doğumundan Hudeybiye Antlaşmasına kadar ancak gelebildik.

EEDOĞAN MERÇİL

Selçuklu Tarihi öğreniyoruz ve şanslı öğrencilerdeniz çünkü hoca Selçuklu Devletinin Kuruluşu ile başladı ve iki senenin sonunda Katvan Savaşı ile noktaladı. Yani Yıkılışı... Ama gelin görün ki bitirme sınavında hiç unutmam '' Gazneli Sultanı II. Mesut Dönemini anlatınız.'' Diye bir soru sodu. İtiraz ettik '' Bu konuyu görmedik. '' Diye '' Her Türk genci Dandanakan Savaşını bilmelidir. Hiç bir şey bilmiyorsanız Dandanakan Savaşını anlatın '' Deyince derin bir ''Ohhh '' çekip iki dosya kağıdı ''Dandanakan Savaşı'' yazdım.

YAKINÇAĞ

Bu bölümü de Pekiyi ile atlattım. Ama Fransız İhtilali ve III. Selim ile II. Mahmut Dönemi Islahatlarını ıcığına vıcığına kadar öğrenmemize rağmen başka da ne öğrendik hiç hatırlamıyorum.

ESAS SERTİFİKAM YENİ ÇAĞ TARİHİ:

M.C. ŞEHABETTİN TEKİNDAĞ

İstanbul'un Fethinden başladık, üç sene sonunda II. Bayezıd Dönemine gelemedik. Rahmetli, neredeyse Zağanos Paşa'nın atının soy kütüğünü bile yazdırdı.

Zaten rahmetli konuya ''Fatih Sultan Mehmet'' diye başlardı sonra bir bakmışsın Mevlana Celaleddin Rumi'yi ya da Roma'ın aslında Irmak Şehri manasına geldiğini, dolayısıyla Roma'nın kurucularının Türk olabileceklerini anlatıyor.

BEKİR KÜTÜKOĞLU

Üç sene boyunca Osmanlı-Safevi ilişkilerini anlattı, yazdırdı. İran'ın her zaman nasıl bir başbelası olduğunu onun sayesinde öğrendik.

MÜNİR AKTEPE

Üç sene boyunca 1736 - 1792 yılları arasındaki Osmanlı Avusturya ve Rus Savaşlarını anlattı, yazdırdı. '' Düşmanlarımız.'' deyince hiç kimsenin aklına gelmez ama Avusturya'nın en büyük düşmanlarımızın başında geldiğini Münir Hoca'dan öğrendik.

CENGİZ ORHONLU

Osmanlılarda İskan Siyasetini anlatıyordu. Bir sene kadar Osmanlılarda hangi topluluklar nereden nereye göç etmişler, neden göç etmişler ya da devlet hangi sebeple bazı toplulukları bazı yerlere yerleştirmiş bunları anlattı, yazdırdı. Ömrü vefa etseydi üç sene sürecekti bu ama maalesef çok çok sevdiğim bu hocamız, ben öğrenci iken bir kalp krizi sonucu Rahmet-i Rahmana ulaştı.

Evet, hepsi buydu bize öğretilenin. Öğretmenliğe başladığımızda bize yazdırılan ya da hoca anlatırken harıl harıl yazmaya çalıştığımız ( Çoğunlukla da yazdırmazlar '' Not tutun.'' Derlerdi.) bu bilgileden kafada ne kalmışsa onları aktaracaktık öğrencilerimize

Hani bugün hep söylenip duruyor ya '' Kut'el Amere gibi bir zaferi bize anlatmadı hocalarımız.''

Yukarıyı bir daha okuyun. Biz görmüş müydük ki size de anlatalım Kut-el Amare Savaşını?

Bir kaç sene önce bir öğrencim '' Hocam ! Bize Talkan ve Cürcan katliamlarını hiç anlatmadınız'' Demişti.

Yukarıya bir da bakın. Bizim gördüğümüz konular arasında Talkan ve Cürcan Katliamı vardı da biz mi öğretmedik?

O kadar çok ve önemli konu pas geçilmişti ki...

Mesela bugün hâlâ okullarımızda Dersim İsyanı, Ağrı isyanları, Koçgiri ayaklanması gibi konular sebepleri ve sonuçlarıyla anlatılmaz Tarih derslerinde.

1990'a kadar Ermeni Olaylarını anlatmak adeta yasaktı.

1980 İhtilalinden sonra tüm okullara gelen bir genelgeyle Kurtuluş Savaşımız anlatılırken Yunanlılar hakkında aşağılayıcı ifadeler kullanmamız yasaklanmıştı.Yunanlılar için '' Suyun öteki tarafındaki komşularımız'' Dememiz isteniyordu.

Yahu hepsinden geçtim siz yukarıda sıraladığım ders konuları içinde ''Çanakkale Savaşları'' diye bir konu görüyor musunuz?

Bugün tartışıp durduğumuz II. Abdülhamit ve dönemi ile ilgili bir konu görüyor musunuz?

Sultan Vahdettin'in hain mi yoksa kendini bu vatana feda eden bir kahraman mı olduğuna dair bir konu görüyor musunuz?

I. İnönü, II. İnönü, Sakarya, Dumlupınar diye bir konu görüyor musunuz?

Hâlâ tartışıp durduğumuz '' Lozan bir zafer midir yoksa hezimet mi?'' ile ilgili bir konu görüyor musunuz?

''Türk Kültür ve medeniyetinin Dünya kültür ve medeniyetine etkileri ve katkıları'' başlıklı bir konu görüyor musunuz?

Sormuştu birileri '' Turgut Alp, Bamsi diye nice kahramanlarımız varmış. neden öğretmediniz?'' Diye

Siz bizim öğrendiklerimiz içinde Oğuz Kağan, Bumin Kağan, Bilge Kül Kadir Han, Temuçin, Timurlenk, Babür, Uluğ Bey ve daha nice ismi görebiliyor musunuz?

O sebeple diyorum işte '' Biz ne öğrenmiştik ki size ne öğretelim.''

Daha aklınıza gelenler varsa siz ilave edin ben söyleyeyim o konuyu görüp görmediğimizi.

Tarih Öğretmeni olarak anlatmamız, işlememiz gereken konuların onda birini bile görmemiştik Tarih Eğitimi alırken.

Yahu hepsinden geçtim.

Fakültede hoca yazdırıyor, yazdırırken de '' Özi Kalesi, Bender Kalesi, Yergökü Kalesi '' Diyor. Cemi-i Cümlemizin ağzında şanı büyük Osman Paşa'nın ''Plevne'den Çıkmam'' dediği, lakin bir soran olsa bilmiyoruz Özi Kalesi nerede? Bender Kalesi nerede? Yergökü Kalesi nerede? Hatta Plevne nerede bildiğimiz yok çünkü dört senelik Tarih eğitimi süresince bir kez olsun bir hocanın anfiye bir harita ile girdiği görülmüş şey değil. Dahası kürsüye oturduğu zaman iki saat boyunca ayağa kalktıkları da pek görülmüş bir şey değil. O sebeple Nimet Hanım'dan ne öğrenmişsek o... ( Allah rahmet eylesin o, tek tek gösterirdi haritada bu kalelerin yerini. )

Ama bizden istenen: Sınıfa haritayla gir. Göster o kalelerin hepsini tek tek. Görmediğin, işlemediğin, hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadığın ya da lise yıllarından aklında ne kalmışsa onunla ama en mükemmel şekilde Tarih dersi ver öğrencilerine. Hem de haftada iki ders saatinde... Yani sadece 45+45 = 90 dakikada.. Hem de zaten Tarihe masal ve gereksiz gözüyle bakılan bir ülkede, o ülkenin çocuk ve gençlerine...

Ama?

Ama her şey rağmen kendimizi geliştirdik. Okuduk, araştırdık ve öğrencilerimizi en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştık.

Mesela benim öğrencilerimin, hem de lise değil ortaokulda okuttuğum öğrencilerimin hepsinin defterlerinde bugün o çok tartıştığımız Kut-el Amare Zaferi vardır. Halil Kut Paşa'yı da, 18.000 Kişilik ordusuyla esir aldığımız Townshend'i de bilirler eğer unutmadılarsa.

Biz öğretmenliği de Tarih Öğretmenliğini de maalesef fakültede değil, öğretmenliğe başladıktan sonra biraz kendi çababalarımızla biraz da usta öğretmenlerimizden öğrendik.

****

''Bize Kut-el Amere Zaferini niçin anlatmadınız hocam !''

Anlattık aslında... En azından ben dört beş bölüm seri yazı yazdım Kut el Amare Zaferi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili. Okumadınız '' Çok uzun yazıyorsun '' Diye.

Koskoca Kut-el Amare zaferini 140 harfle yazmamı, yani bir twitter mesajına sığdırmamı istediniz.

Düşman karşısında istediği neticeyi alamadığı için imtihar eden Süleyman Askerî'nin ve Osmancık Taburunun kahramanlıklarını okumak sıktı sizi.

Süslü bir kokonanın, bir başkasına yazdırdığı şiire yorum yazma yarışına girdiğiniz için görmediniz bile Kut el Amare Zaferini. ( Tüm yazılarımı ilgi ile takip eden bir avuç dost, eski öğrencim ve arkadaşımı tenzih ederim. )

Evet, söylenecek daha pek çok şey var ama yoruldum. O sebeple burada noktalıyorum.
( Bize Kut- El Amare Zaferini Niçin Anlatmadınız Hocam ! başlıklı yazı Sami Biber tarafından 7.12.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu