YEC'ÜC VE MEC'ÜC MEĞER HAMAS İLE KASSAM TUGAYLARIYMIŞ (!)--DEUS VULT (TANRI BÖYLE İSTİYOR''---2. BÖLÜM ---
Geçen bölümde Martin Luther'de kalmıştık.
Martin Luther, '' Kutsal kitaplarda o yok, bu yok ' Diye diye özellikle Katolik Hıristiyan inancını tam anlamıyla kuşa çevirdi ve ortaya Protestanlık denen adeta yepyeni bir din çıktı. Bu arada yanlış anlaşılmasın: Martin Luther'in '' Kutsal kitaplarda yok '' dediği hususlar gerçekten de kutsal kitaplarda yoktu.
Böylece bir hayli zaman daha geçti. Bu arada Protestanlık Avrupa'da hızla yayılırken Katolik Kilisesi de kendisine çeki düzen verdi. Yani Özetle Reform Hareketleri başarıya ulaşmış, Hıristiyanlar büyük ölçüde dinin baskısından kurtulmuştu Ama?
Ama her rahatlama hemen ardından başka yenilikler getiriyordu. İnsanlar '' Ulan madem Kutsal kitaplarda o yok bu yok o halde Kutsal Kitap diye bir şey de yok, Rab yok, Baba yok, Oğul yok, Kutsal Ruh yok, Melek yok, Şeytan yok, sadece bir Tanrı var, o da dünya işlerine karışmıyor. Yattığı yerden dünyada olup biteni izliyor. Onun işi sadece yaratmak.'' demeye başladılar. Yani insanlar özgürleştikçe dinden uzaklaşmaya başlıyorlardı.
Artık ''Dünya dönüyor'' diyen bilim adamları Engizisyon Mahkemelerinin huzuruna çıkartılmadıkları için Avrupa'da bilim alanında da müthiş bir gelişme kaydedilmeye başlamıştı.
Dışarıdan bakıldığında Avrupa'daki bu gelişmeyi sağlayan şey Deizm'di. İnsanlar kurtuluşu Deizm'de bulmuşlardı ( Yaşar Nuri Öztürk de öyle düşünüyordu '' İnsanların Kurtuluşu Deizimle olacaktır.'' Derken )
Peki bu dini özgürlük sadece Deizmi mi getirdi?
Hayır... Deizm yanında oldukça bağnaz yepyeni Hıristiyan tarikatlarının ya da çok farklı Hıristiyanlık anlayışlarının doğmasına da sebep oldu.
Toparlayacak olursak: Avrupa Hıristiyan dünyası bu yepyeni dini özgürlükten dolayı mutluydu. İslam coğrafyası Osmanlı hilafet sancağı altında dini özgürlüğe zaten sahipti ve mutluydu; kala kala bir Yahudiler kalıyordu. Onlar mutlu değillerdi. Çünkü 70 Yılında Roma İmparatoru Titus tarafından Filistin topraklarından sürüldükleri günden beri Avrupa'nın dört bir bucağında itilip kakılıyorlar, hakaretlere maruz kalıyorlar hatta katlediliyorlardı. Katolik, Ortodoks ya da Protestan hiç bir Hıristiyan onları sevmiyordu Hz. İsa'nın katilleri olduğu için.
Ancak Yahudileri mutsuz eden şey sadece itilip kakılmaları, o ülke bu ülke sürgün edilmeleri, hatta katledilmeleri değildi. Onları mutsuz eden en önemli konu Kutsal Kitaplarına göre kendilerine v'adedilmiş topraklara - O topraklardan kovulalı 1500- 1600 sene geçmiş olduğu halde- henüz dönememiş olmalarıydı. Mutlaka bir şeyler yapmaları gerekiyordu.
Kutsal kitaplarına göre Yahudiler haricindeki tüm insanlığın Yahudilerin hizmetinde olması gerekiyordu ama henüz böyle bir şey söz konusu olmadığı gibi tam tersi yaşanmaktaydı. O halde bir şeyler yapılmalıydı velev ki asırlar sonra gerçekleşecek olsa da...
Yapılacak en doğru şey aynen kendileri gibi Tevrat'a da inanan Hıristiyanları, ''Kutsal Kitaba döndürmek'' görüntüsüyle Yahudilere hizmetkar bir pozisyona döndürmekti.
Bunun için ne yapılabilirdi?
Bunun için Martin Luther'den asırlar sonra yepyeni evanjelistler ( Güzel haber verenler ) piyasaya sürülebilir, bu evanjelistler de Kutsal kitaplarda yazan bazı ayetleri evirir çevirir Yahudilerin emellerine hizmet edecek bir şekle sokup 'Deus Vult (Tanrı Böyle İstiyor)'' Diyebilirlerdi.
Hıristiyan fanatiklerine '' Tanrı Böyle İstiyor'' demek yeterliydi. Taaa Fransa'dan Kudüs'e yürüye yürüye Haçlı Seferine giden salaklara da sadece iki kelime söylenmemiş miydi: ''Deus Vult--Tanrı Böyle İstiyor.''
20 Ekim 2023 Günü Haham Ovadya Yosef ne demişti: "Goylar (Yahudi olmayanlar) bize hizmet için doğarlar. Yalnızca İsrail halkına hizmet için... Bunu yapmazlarsa dünyada yerleri yoktur"
1400'lü, 1500'lü, 1600'lü yıllarda da Yahudiler Haham Ovedya Yosef'in yukarıda söylediklerinden farklı düşünmüyorlardı. Hatta M.S 70 Yılında Kudüs'ten sürülürken bile...
Tüm diğer insanların Yahudilere hem de gönüllü olarak hizmet etmeleri için en uygun insanlar Hıristiyanlardı çünkü kendileri daha çok Hıristiyanlarla birlikte yaşıyorlardı o halde öncelikli olarak Hıristiyanlar Yahudi emellerine hizmet etmeye hazır hale getirilmeliydi.
Ah Müslümanlar ah... Sözde dört kitabın dördüne de inanıyorlardı ama cânım, güzelim Tevrat'a da İncil'e de '' Muharref '' ( Tahrif edilmiş, değiştirilmiş.) Diyorlardı. Dolayısıyla Müslümanlar zordu. Ama imkansız değildi.
İlginç bir şekilde Semavi dinlerin hepsinde kıyamete yakın bir zamanda bir kurtarıcının geleceğinden söz edilmekteydi.
Müslümanlara göre bu Hz. İsa ve Mehdi idi. (İşin doğrusu İslam aleminde bugün hâlâ tartışma konusudur Hz. İsa ve Mehdi'in gelip gelmeyeceği ) Hıristiyanlara göre sadece Hz. İsa gelecekti, Yahudilere göre Hz. İsa değil ama bir Mesih gelecekti kurtarıcı olarak..
Özetle söyleyecek olursak Yahudi inancında bir kurtarıcı Mesih vardı ama bu Mesih Hz. İsa değildi.
Eee, Hz. İsa, Yahudilerin beklediği kurtarıcı Mesih olmadığına göre Yahudiler, Hıristiyanları nasıl kendi emellerine hizmet ettireceklerdi?
Tabii ki kutsal kitapların yorumlarıyla oynayarak.. Hatta öyle oynanacaktı ki bizzat Hz. İsa '' İsrail Devletini kurun. Kurulması için elinizden gelen ne varsa yapın. İsrail'in düşmanlarına düşman, dostlarına dost olun.'' Diyecekti İncil'de.
Peki bu mümkün müydü? Evet Mümkündü. Çünkü Matta İncili 24./ 1- 35. Ayetlerde ( Ayet dediğim için kusura bakmayın. Başka isim bilmiyorum. ) şöyle bir kehanet vardı ve bu kehanet Yahudilerin ekmeğine yağ sürüyordu:
1. İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri, tapınağın binalarını O’na göstermek için yanına geldiler.
2. İsa onlara, “Bütün bunları görüyor musunuz?” dedi. “Size doğrusunu söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!”
3. İsa, Zeytin Dağı’nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. “Söyle bize” dediler, “Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?”
4. İsa onlara şu karşılığı verdi: “Sakın kimse sizi saptırmasın!
5. Bir çokları, ‘Mesih benim’ diyerek benim adımla gelip birçok kişiyi aldatacaklar.
6. Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! BUNLARIN OLMASI GEREK, ama bu daha son demek değildir. ( ''Bunların olması gerek'' Sözünün altını çizin.)
7. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. ( Hayret verici bir şekilde İsrail- Hamas Savaş öncesinde Türkiye'de asrın depremi oldu. Mu, yoksa olduruldu mu? )
8. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır.
9 “O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek.
10. O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler.
11. Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi saptıracak.
12. Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak.
13 Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır.
14 Göksel egemenliğin bu Müjdesi bütün uluslara tanıklık olmak üzere dünyanın her yerinde duyurulacak. İşte o zaman son gelecektir.
15-16 “Peygamber Daniel’in sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman –okuyan anlasın– Yahudiye’de bulunanlar dağlara kaçsın.
17 Damda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin.
18 Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin.
19 O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
20 Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Şabat Günü’ne rastlamasın.
21 Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, bundan sonra da olmayacaktır.
22 O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
23 Eğer o zaman biri size, ‘İşte Mesih burada’, ya da ‘İşte şurada’ derse, inanmayın.
24 Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar.
25 İşte size önceden söylüyorum.
26 “Bunun için size, ‘İşte Mesih çölde’ derlerse gitmeyin. ‘Bakın, iç odalarda’ derlerse inanmayın.
27 Çünkü İnsanoğlu’nun( Hzi İsa'nın) gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.
28 “Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek.
29 “O günlerin sıkıntısından hemen sonra Güneş kararacak, Ay ışık vermez olacak, Yıldızlar gökten düşecek, Göksel güçler sarsılacak.’
30 “O zaman İnsanoğlu’nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
31 Kendisi güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek. Melekler O’nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna dek, dünyanın dört bucağından toplayacaklar.
32 “İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yaprakları sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız.
33 Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır.
34 Size doğrusunu söyleyeyim, BÜTÜN BUNLAR OLMADAN BU KUŞAK ORTADAN KALKMAYACAK.
35 Yer ve gök ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.”
Tüm mesele İncil'deki bu kehanetleri Yahudi emellerine göre yorumlamaktan ibaretti. Bunda başarı sağlanırsa Hıristiyanları Yahudilerin gönüllü hizmetkarı yapmak işten bile değildi oldukça uzun senelere mal olsa da...
Peki yukarıdaki İncil pasajları nasıl yorumlanmış?
32. Ayetteki İncir Ağacı benzetmesi İsrail'in kuruluşu olarak yorumlanmış; 34. Ayetteki bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak'' ifadesi ise '' İsrail kurulmadan bunların hiç biri olmayacak.'' şeklinde yorumlanmış. '' Kim böyle yorumlamış peki? Tabii ki Evanjelistler...
''Hocam bırak Allah'ını seversen. Evanjelist dediğin üç beş Baptist, Metodist, Püriten değil mi? Bu üç beş çapulcu tüm Hıristiyan dünyasını nasıl etkiler ki?'' Diyebilirsiniz ama kazın ayağı öyle değil.
1950 Yılı verilerine göre tüm dünyadaki sadece 4 Milyon civarında olan Evanjelist sayısı 2004 Yılında 500 Milyona yükselmiştir. Bugün için ABD nüfusunun üçte birini Evanjelistler oluşturmaktadır ve hepsinden önemlisi Richard Nixon'dan itibaren ABD Başkanlarının - Bil Clinton hariç- hepsi Evanjelisttir.
Oğul George W. Bush kendisini Tanrının kelamını yer yüzüne getiren adam, ABD halkını ise '' Seçilmiş Halk '' olarak tanımlıyordu.
****
Sevinmeyin bitti diye. Daha yeni başladık... Yani devam edecek
