Düşlerin nemli içini ferah tut…
Sahi, kimin öğüdü idi içimde seken
heyecandan arda kalan umudu yerle yeksan etse de zalim ve tayfası bense ansızın
dev/asa bir parantez açıp a ruhumun yerleşkesini sığdırma telaşında bir şiire
bir masala bir romana meylettiğimden de fazlası ile haşır neşir, müptelası
olduğum göğünse hazin çiçeği olmaya muktedir o iç sesimden damlayan sözcüklerle
olan ikbalimde kâh yaş aldım kâh yas ama severek yaşamak yasa b/ellediğim
titrinde ömrün yakuttan bir güneş doğarken benim için ve işte ben de doğdum
ansızın uzayan gözlerimin önünde o uzun ıssız tarhında yolcusu sözcüklerin
müdavimi aşkın da muadili iken kalemimle zikrettiğim fikrime de sadık olduğum
kadar bir derviş edasıyla s/alındığım, söyleyin çok mu belli?
Muktedir olana yakarışım
Ne muadiliyim öncemin ne de müptelası
yarınların
İkbali iken huzurla yaşıyor
olabilmenin
Tek kaidesi zannımca sevgi sadece
sevgi.
İlahi bir tohum düştü toprağa ta
yüreğimden
Sızan acıma mazhar
İnancın akıbeti
Ve işte tutulduğum aşk ve rüzgâr.
Muğlak bazen insanlar
Asla mundar demesem de üzerime de
sıçradı mı çamur:
Bense güneşin lehçesiyle
Doğup öldüğüm kadar
Muktedir
Aşkın havsalasından taşan sözcükler
kadar
Olmak adına ruhumun sözlüğünü ifşa
ettiğimden de öte
İfa ettiğim vazifelerim
Yeter ki kabul görsün Rabbin nezdinde
Balçığı üstümden atıp da
Atıl yüreklerde peşine düştüğüm
sevginin
Nihayetine
Yolum kesişirken yine ve yeniden
kendimle.
Kendim olmanın rüzgârıdır
yazdıklarım:
Kendimce
Kendimden kendime kavuşmanın yıldızı
Yâdında dünün
Eşleşen türlü türlü hüzün
Yarenim yârim sefil kalemim
Ve işte haiz olduğum mertebe
Yüreğim de varlığım da konuşlu
O İlahi Rakıma ulaşabilmenin yolcusu
Ve tek koşulu
İman gücünde saklı iken insan ve
sevgi
Esen yelin üşüttüğü
Kalbin delik teknesinde
Varsın olsun su alsın kayığım
Kaykıldığım şu zeminde mademki
saklıdır
Yarınlarım.
Tebessüm ehli bir gün
Temaşası göğün
Tasvip etmediğim kadar nefreti
yalanları
Tahliye edeceğim ömrün ülküsü
İçimde saklı olsa ne ki yalnızlığın
türküsü?
Miadı dolmadan ömrün
Bazen mikado çöpleri gibi dağıldığım
Ve bağırdığım:
Örtün üstümü
Üstün gelme gayreti değil
Sadece iyiliğin ve sevginin
kazandığı:
Eh, arada sırada insan gardını da
almalı
Galip ya da mağlup
Yeter ki
İnsan bilincinde olsun sınandığının
Sinesinde aşk
Simasında güneş
Yerin kaç kat altı değil üstelik
Kat çıkacağım hidayet basamakları
Nasıl ki semada saklı
Kâh aşkın kantarı
Kâh hüznün katarı
Kâh sonsuzluğun hız kesmediği
Bir rüzgâr olmanın ta kendisi
Aşkın da muadili.
Sevinçlerimi bırakın da yaşayayım
dolu dolu
İçimde tüten vapurun kaptanı
Sevgi sadece sevgi
Miadı dolmuş gölgelerin
Azat edilesi sözcüklerin
Kula kulluk yapmadığımın da garantisi
iken şiirlerim
Şahsına münhasır bir iklim bellediğim
kadarım
Varsa yoksa mevsimlerden Nevbahar’ım
Ne geçkin ne şaşkın ne sıradan
Rabbime layık olmak adına esen rüzgârım...