Yıl 1926. Ağustos 26'sı
Atatürk; Ankara'daki Marmara Köşkünde bir eğlencededir. Böyle bir gecede hiç de uygun olmamakla birlikte önüne imzalaması için bir kağıt koyarlar.
Atatürk bu kağıdı imzalarsa eski dostlarından ve sevdiği bir insan olan Doktor Nazım idam edilecektir.
Öfkeyle kendisine uzatılan kalemi yere atar. Vicdanı Dr. Nazım'ın idam kararını onaylamayı asla istememektir.
Başbakan İsmet İnönü kulağına eğilir:
- Paşam ! Hayatınıza kat etmiş ve mahkeme tarafından idama mahkum edilmiş biri için zaaf göstermeyiniz.
Atatürk sorar:
- Kararı öğrenince ne dedi?
Dr. Nazım'ın, Atatürk'e iletilmek üzere söylediği sözleri tekrarlarlar:
''Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var.''
Yani ''Bu amansız rüzgarın tersine döneceği zaman da var''
Bu dize aslında sözleri Nedim'e, bestesi Lemi Atlı'ya ait olan Uşşak makamında bir şarkının sözleridir ve tamamı şu şekildedir:
Bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var.
Mihnet-medâr olan feleğe intisâbı var.
Eyler nesîm-i subhu bize gird-bâd-ı gam.
Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var.
Yani:
Bu zulmün uzamasına karşı bahtın sabırsızlığı var.
Cefa çektiren feleğe karşı koyuşu var.
Sabah meltemi bizi gam rüzgârına sevkeder.
Bu amansız rüzgarın tersine döneceği zamanlar da gelir elbet.
Mustafa Kemal Atatürk bu şarkıyı da sözlerini de çok iyi bilmektedir. '' Kaldırınız bu şarkıyı ''Der ve bu şarkı çok uzun süre bir daha icra edilmez. Ancak şarkı bir kişi tarafından daha çok iyi bilinmektedir:Adnan Menderes..
1950- 1960 Yılları arasında Türkiye Cumhuriyetinin başbakanı olan Adnan Menderes yukarıda bahsini ettiğimiz şarkıyı çok iyi bilmektedir zira Mustafa Kemal'e son sözü '' Bu rûzgâr-ı bî mededin inkılâbı var. '' olan Dr. Nazım, Adnan Menderes'in eşi Berin Hanımın dayısıdır.
1952 ya da 1953 Yılında Adnan Menderes bir davettedir. Davetin sanatçı konuğu ise hem ses sanatçısı ve bestekar hem de tıp doktoru olan Alaeddin Yavaşça'dır.
Alaeddin Yavaşça şarkılarını okurken Adnan Menderes birden kalkar nve salondan çıkar. Alaeddin Yavaşça bozulur ve içinden '' Bu ne saygısızlık. Sanatçı musiki icra ederken salondan çıkılır mı?''der ama aynı anda da Adnan Menderes'in tam arasında olduğunu farkeder.
Adnan Menderes, Alaeddin Yavaşça'nın kulağına eğilir ve '' üstad, repertuvarınızda ''Bu imtidâd-ı cevre-ki bahtın şitâbı var.'' Şarkısı var mı? Diye sorar?
Alaeddin Yavaşça o anda nasıl bir suizanda bulunduğunu anlar ve utanır. Çok çok kibar bir insan olan Adnan Menderes, kendisine yüksek sesle sormamıştır çünkü repertuvarında yoksa mahcup olur diye düşünmüştür.
'' Var Efendim '' Diye cevap verir. Bunun üzerine Adnan Menderes bu sefer herkesin duyacağı bir sesle şarkıyı icra etmesini rica eder Alaeddin Yavaşça'dan ve iki defa okutur.
Şarkı Adnan Menderes'in idamından sonra bir daha piyasadan çekilir. Sanki üzerinde gizli bir yasak vardır.
Bugün hâlâ pek bilinen bir şarkı değildir.
(
Bu Rüzgâr-ı Bî Mededin İnkîlâbı Var. başlıklı yazı
Sami Biber tarafından
9.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.