İlhamın Dinmeyen Rüzgarı...




Bir düş iklimine yakalandım aslında zuhur edendi aşk…

 

 

 

 

 

Mevsimlerden ç/ağladığım kadar

Kendimden ç/aldığım ömür

Ve nice alıntı bir düş yakasından diğerine sektiğim

Belli ki bir aldatı aşkın hüküm sürdüğü

O cafcaflı coğrafya

Ve ruhumun akan salyası ölüme

Diri bir şiire meyledip

Dingin bir renk bellediğim kadar beyazı

Beyanat veren curcuna

Kim haklıydı kim yalan?

O mendirek yok mu

Hele ki kendi kaleme attığım gol

Paslaştığım her uyku arası

Tanıdık bir duygu iken ölüm

Ben ki zamandan ayrı

Ölümsüzlüğe öykündüğüm kadar

Sırdaş bellediği…

 

Varsa yoksa kalemimle yüreğime attığım her tohum:

Hani, hani…

Külümden doğarım.

Hani, hani,

Nice tohum uzanır başağa

Ne çok fide ne çok fidan

Aşkla kalemimle ettiğim her kelam

Ve satılmış ruhların

Gazabına uğradığım ölüm öncesi

Gafil avlandığım

En çok da içimdeki yetim çocuğu savsakladığım

 

Bir dilemma bilmişken gördüğüm rüyaları

Elimden kayıp giden sevdiklerim nasıl ki

Hulasası

Duyguların

Neşrinde ömrün

Bir nesir bellediğimse şiirin ön sözü

Konuşlu olduğum şu beyaz bulut

Akça teninde aşkın saklı iken ufuk

Alı al moru mor düşler gördü mü de umut

 

Kök hücrem aşk

Kareköküm şiir

Bir b/ölü iki iken aşk ateşi

Kulvarımda saklı o solmuş gülü

Bağrıma bastırıp da

Aşk iken davam

Sancılı iken de rotam

Aşikâr aşina olduğum

Yalnızlığın geçit vermez duyguları

 

Bir mıntıka bir de menzil

Seferisi sözcüklerin elbet kalemime kefil

Feri sönen yangının perde arkası

O içime düşen ateş

Yalnızlığımla peyda olan bir hücre

İçimden sökün eden binlerce hece

Kâfi ıssız

Baki sessiz

Şerit değiştiren acılar ise kilit noktam

Hele ki yok mu içimde saklı o şifre?

 

Bir edim

Bir yitim

Bir de renklerin

Alabildiğine solduğu

Nasıl ki uyaksızdır şiirlerim

Nasıl ki serbest dalışta yol kat ettiğim

Yüzüme inen tokatlarsa cabası

Oysaki ben insanları tutkuyla karşılıksız sevmiştim

 

Şimdi payidar olacaksa adım

Beyhude olduğunu bile bile attığım her adım

Adı konmamış sergüzeşt bir hüzün

Göğün tefrikası

Yerin dibi

Yalnızlığım ise titri

Bazen kayıp bir minval

Varsın olsun son bulmasın kalemle ettiğim hasbıhal

Varsı ses de olmasın inhisarında cihanın

Tepkisiz ruhların beni aldattığı nasıl da aşikâr

 

Gökte saklıyım

Yerden yere vurulduğum

Aşkım iken en belirgin vasfım

Ne de güzeldir Araf’ta saklı varlığım

Kimselerin olmadığı cinnet geceleri

Kalemse yaz, dedi mi

Cinnetin dönüştüğü cenneti

Bahşeden Rabbime

Dönük yüzüm ve yüreğimde saklı

İken o kalp gözü

Caka satan şiirlerin de bende iken ruhsatı

Ve işte kalemin temyize gittiği

İyi hal kâğıdımla fink attığım ruhumun tozlu yolları

 

Bazen bir devşirmen

Genelde bir derviş edasıyla salındığım

Acının hükmü sonlandı mı huzura kavuştuğum

Kalemimdir kalemim:

Hem nurum hem yongam hem saksım hem celladım

Yazmaya vurulmuş iken yüreğin

Şakıdığı her hece aralıksız zimmetli iken belleğime

Kurşun ağırlığında değil de artık içimden taşana

Kefil

Aşkın hazzına haiz

Gönül koyduğum kadar aşka

Gönülsüz yaşadığımsa aşikâr

 

Ne huzmesi ne umresi ne de sureti

Saklıdır sözcüklerin ardında

İçtenliğin içtimaı

İç sesimin kancası

Delicesine esen ilhamın rüzgârı

Sakın çok görmeyin bana…


( İlhamın Dinmeyen Rüzgarı... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 16.06.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu