Beşinci Reich Döneminde Siyonistler İnsan Mıdır?

Yahudi Rothschild ailesi,
18’inci yüzyılın sonlarında büyük servet sahibi olduğunda, kafasında dünyanın
sahibi de olma fikri ışıl ışıl parlamış olmalı ki, finans trafiğini kontrol
etmek suretiyle, Deccalizm’in ön hazırlığını yapan Satanizm kanalıyla,
insanlığın bütün değerlerini, inançlarını matkapla deler, balyozla parçalar
gibi, yerle yeksan etmeye girişti.
İkinci Reich dönemi
başlarıdır bu dönem.
O dönemin büyük sapığı
Charles Darwin, 1858’de Evrim Teorisi’ni açıklıyor. Tesadüf mü? Değil. İşin
başında kim var bakalım! Rothschild’ler…
“Rothschild ailesi,
Darwin'e Evrim Teorisi'ni icat etmesi için para verdi.” gerçeğini herkes bilse
de, dile getiren yoktu.
CBS News Dışişleri
Muhabirliği Şefi ve Fox Nation's kanalının eski sunucusu Lara Logan cesur
davranarak açıkladı bunu. Sen misin açıklayan! Kadın hemen kovuldu, aforoz
edildi. Aşağılandı. Hatta Arap Baharı döneminde Kahire’de muhabirlik yaparken saldırıya
uğradı ve çırılçıplak kalıncaya kadar taciz edildi, cinsel istismara uğradı,
sekiz gün hastanede tedavi gördü.
Evrim Teorisi, canlı
türlerinin zamanla değişime uğrayarak başka tür canlılara dönüştüğünü iddia
eder. İnsan da Hominid Evrim geçirmiş, maymundan insana dönüşmüş güya.
Alt yazısı ne? Allah yok.
Dolayısıyla ilk insan Âdem diye biri de yok. Her taksonomist sınıflandırmada
olduğu gibi, insan da tesadüfen ortaya çıkmış bir canlı türüdür.
Dinî inançlar nasıl yok
edilir, kadim hafıza nasıl çökertilir, Allah nasıl inkâr edilir, Şeytana nasıl
köle yapılırmış, gördük değil mi?
Sizi size bırakmak
istemediklerinde “Buradan buyurun.” derler ya! Bütün dünya gibi biz de
buyurmuşuz efendim. Ders kitaplarımızda en önem verilen konuydu Evrim teorisi.
Öyle iki satır yazıyla geçiştirilmez, maymundan insana nasıl evrimleştiğimiz
kocaman resimlerle gözümüzün içine sokulur, öğretmenimiz de ders anlatırken ve
sınavlarda bu konuyu ön plana çıkarırdı. Sadece okullarda mı? Medya başta olmak
üzere, topluma ulaşabildikleri her ortamda sistematik bir şekilde sürekli
köpürtüldü; burun kıvıranlar kara cahil ilan edildi.
Dünyada binlerce bilimsel
teori varken ve temeli elle tutulur delillerle gerçeğe dayandırılmışken,
üstelik insanlığa fayda sağlıyorken, hiçbir bilimsel delili olmayan, ısmarlama
Evrim Teorisi nasıl oldu da bu kadar revaç buldu?
Ardında kim vardı? Dünya
sermayesini ve siyasetini elinde tutan (Nasıl tuttuğu konusuna hiç girmeyeyim;
beş makale boyu uzar.) Rothschild ailesi
ve emrindeki bir dernek… Hangi dernek?
Botanik ve zooloji
araştırmaları yapmak üzere 1788 yılında Londra’da kurulmuş olan ve tamamı
Ateist bilim adamlarından oluşan Londra Linne Derneği, dünyanın ilk taksonomi
ve doğa tarihi derneği.
Darwin’in Evrim teorisi ve
tezi bu dernek vasıtasıyla dünyaya lanse edildi. Bir yığın onur ödül töreni ile
desteklendi ve günümüze kadar da Siyonizm’in ve Evanjalizm’in ortak çatısı
Satanizm tarafından canlı tutuldu. (Onur kelimesi cafcaflı bir kılıftır ve bu
noktada onlar için çok sihirli bir kelimedir. Hatırlayın, Netenyahu da onur
konuğuydu kongrede.)
Üçüncü Reich'ın ilk
yöneticisi Adolf Hitler’in “ari ırk” deneyleri de, zıt gibi gözükse de -ki
değil- bu inkârcı sapıklar tarafından finans edilmiştir. Hani Hitler Yahudi
düşmanıydı? Holokost yapmıştı da altı milyon Yahudi’yi öldürmüştü? İşin aslı
öyle değil efendim. Bu Yahudileri öldürenler, Hitler’e parayı bastırıp SS Nazi
üniforması giymiş olan Siyonist Yahudi subaylardır. Rahatı yerinde, işi gücü
yolunda Yahudilerin kurulmak istenen İsrail’e gitmeye hiç niyetleri yok. Dindar
Yahudiler zaten, bize devlet kurmamız yasaklandı diye yanaşmıyor. Avrupa’dan bu
insanları nasıl taşıyacaklar Ortadoğu’ya? Hasta, alil, zayıf, yaşlı, mesleği
olmayan… Yani İsrail’in kurulma aşamasında sorun çıkartacak, işe yaramayan
soydaşlarını hiç acımadan gaz odalarında katlettiler. Bu soykırımın filmlerini
gösterime soktular ki meslek sahibi, zengin, güçlü kuvvetli, eğitimli Yahudiler
kaçacak delik arasın. Yahudi dostu Alman kılığında ajanlardan oluşan ekipler,
bu çok korkmuş Yahudileri, eksiksiz listeler tutarak Filistin topraklarına
taşıdı. Nihayetinde o toprakları asıl sahiplerinden çalarak İsrail Devletini
ilân etti. Bu çakma devleti ilk tanıyan ülkelerden biri de ne yazık ki
Türkiye’dir. Başımızda kimler varmış, bizi biz mi yönetiyormuşuz, yoksa
Siyonistler mi? Fazla düşünmeye gerek olmadan cevabı verilebilir bu sorunun,
değil mi?
Beşinci Reich dönemindeyiz
şu an. III. Dünya Savaşı olacak diyorlar lâkin tarih bu savaşın başlangıcını
daha önceki bir tarihte yazacak. Mesela 24 Şubat 2022’de patlak veren Rusya - Ukrayna
Savaşı veya 7 Ekim 2023’te startı verilen Gazze Şeridi’ndeki Müslümanların
soykırımı ve Filistin’in tarihten silinmesi gibi… Onun öncesi de olabilir. Suni
çıkartılan Yemen iç savaşı felaketi gibi…
Konu dallanıp budaklanmaya çok müsait. Sadede
gelmem lazım şimdi.
Efendim, bu makaleyi
yazmama neden olan ilhamımın kaynağı, bugün sitede günün hece şiiri seçilen, Nefesi
mahlaslı şair Orhan Özer Beyefendinin “Domuzlar” isimli şiiridir. Şairimiz, “Fitnenin
yuvası o çirkef yerde” diyerek tanımladığı ABD Kongresi’nde insan görememiş,
vahşi, yırtıcı hayvanların adlarını zikrederek, onursuz caniyi alkışa boğan
domuzlara tepki vermiş.
O kadar haklı ki bu
seçiminde… Çünkü o fitne yuvasında insan kalabilmiş tek kişi vardı: Demokratik
Partili Kongre üyesi, Filistin kökenli Müslüman Rashida Tlaib. kefiye ve
Filistin rozeti takıp, Netanyahu’ya ve tüm domuzlara karşı “Savaş Suçlusu” pankartı
açtı. Konuşma biterken de, pankartın “Soykırımdan Suçlu” ifadesinin yer aldığı diğer
yüzünü çevirdi.
Evet, insanlığını
kaybetmeyen sadece bir kişi gördük. Bu kişi aradan kaç asır geçerse geçsin, adı
tarihe altın harflerle kazınmış, tek başına bir ordudur artık. Şairimiz Rashida
Tlaib için “İçlerinde boynu bükük bir maral” diyerek bahsetmiş. “Kadın dimdik
duruyor, nasıl boynu bükük bir maral olabilir?” demeyelim. Zira bu cengâverin
temsil ettiğine bakmalıyız biz. Boynu bükük Gazzeli Müslümanlara… Detayına girip de Müslüman dünyasına
sövdürmek istemiyorum. “Boynu bükük maral” doğru tanımlamadır.
Bu maraldan gerisini
insandan saymamız elbette mümkün değil. Zaten onlar da kendilerini insan addetmiyor.
İnsanı Allah yarattı çünkü. Onlar ne diyor? “Biz İblis’in çocuklarıyız.” diyor.
“İnsaniyete değil, Deccaliyete inanıyoruz.” diyor. “İblis bize Deccal’ın
gelmesi için çok büyük katliamlar yapmamızı, dünyayı ateşe vermemizi, insanları
köleleştirmemizi ve dehşetengiz bir ortamı süratle hazırlamamızı emretti.”
diyor.
Bu yeni bir söylem midir
dersek, yazımın başında anlattığım Evrim Teorisi’ni hatırlayalım. Kendilerinin
insan olmadığını kabullenen bu İblis çocukları, inançlı insanları yoldan
saptırmak için icat ettikleri teoriyle iki asırdır kaç milyar insanı
hayvanlaştırdı acaba? Sayıya gerek yok; sonuç ortada.
Hani sloganlaştırdığımız
bir haykırış var ya… “Bu savaş haç ile hilâlin savaşıdır.”
Sloganı değiştiriyorum: “Bu
savaş; İnsan ile hayvandan daha aşağı olan Esfel-i Safilin’in savaşıdır.”
İnsan kalabilen her yüreğe
sonsuz sevgi ve saygılarımla…
Mücella Pakdemir
.
.
.
Görseli, hem şiirden
kaynaklı ilhamıma ilinti yapmak için hem de uygun düştüğü için
Nefesi’nin (Orhan ÖZER)
sayfasından arakladım. Hakkını helal eder inşallah.
(
Beşinci Reich Döneminde Siyonistler İnsan Mıdır? başlıklı yazı
Mücella Pakdemir tarafından
28.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.