“Kalp huzurla dolduğunda, mutluluk kendiliğinden gelir.”
İnsanoğlu var oluşundan bu yana mutluluğu
anlamaya, tanımlamaya ve yakalamaya çalışmıştır.
Mutluluk sözlük anlamı olarak; “bütün özlemlere, bütün isteklere eksiksiz
bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumu, bir istek ya
da özlem, yerine geldiğinde duyumsanan sevinç” olarak tanımlanır.
Mutluluk, TDK sözlüğünde, “Bütün özlemlere eksiksiz ve
sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu, ongunluk, kut, saadet,
bahtiyarlık, saadetlilik” olarak
tanımlanmaktadır.
Mutluluk, sevinç duyma ve
yaşam doyumu gibi duygularla kendini gösteren duygusal bir durumdur. Çok
değişik tanımları olsa da, çoğunlukla olumlu duygular taşıma ve yaşamından
doyum bulmanın bir bileşkesi olarak tanımlanır.
Mutluluk kavramı ile ilgili olarak değişik
bakış açıları vardır. Yunan düşünür Aristo, iki değişik mutluluk türü üzerinde durmuştur. Bunlar için;
“hedoni” ve “ödamoni” terimlerini kullanmıştır.
“Hedoni” mutluluğu: Haz almaktan
kaynaklanır. Genellikle, kişinin kendini iyi hissettiren bir etkinlikte
bulunmasına, bir isteğini gerçekleştirmesine, eğlenmesine, zevk almasına, keyif
almasına, yaptığı eylemden doyum bulmasına eşlik eden duygudur.
“Ödamoni” mutluluğu: Erdemli
olmak ve yaşamında bir anlam bulmakla ilgili bir duygudur. Bu tür mutluluğunun
başlıca öğeleri, yaşamında bir anlam bulma, amaçlarının olması ve yaşamı,
yaşamaya değer bulmadır. Daha çok, yerine getirilmesi gereken sorumluluklarla
ilintili, uzun erimli amaçlara yatırım yapmakla bağlantılı, başkalarının da
iyiliğini isteyen ve kişisel ülkülerine göre yaşamakla ilişkili bir mutluluk
anlayışıdır.
Mutluluk, geniş kapsamlı olarak tanımlanan bir
kavram olduğu için, psikiyatristler ve psikologlar, söz konusu duygusal
durumdan söz ederlerken, “öznel iyi olma
durumu” ya da “öznel esenlik”
terimlerini kullanırlar. Mutluluğun iki öğesi şunlardır:
1-Yaşanan duyguların dengesi: Herkes, hem olumlu, hem de olumsuz duygular yaşar. Mutluluk,
genellikle, olumsuz duygulardan çok olumlu duygular yaşamakla ilintilidir.
Kendini genelde mutlu hisseden insanlar da, zaman zaman üzülme, kaygılanma,
kızma, sıkılma ve kendini yalnız hissetme gibi duygular yaşayabilirler.
Ancak kendilerini kötü hissettiklerinde, her
şeyin daha güzel olacağına ilişkin altta yatan bir iyimserlik duygusu
içindedirler ve başlarına gelen istenmedik durumlarla baş edebileceklerine ve
yeniden mutlu olabileceklerine inanırlar.
2-Yaşam
doyumu: Bu duygu, kişinin yaşamında önem verdiği, işi, ilişkileri,
gösterdiği başarılar gibi değişik alanlarda ne denli doyum bulduğu ile
ilişkilidir.
Mutluluk algısı kişiden kişiye değişmekle
birlikte, bu duygunun ölçülmesini ve değerlendirilmesini sağlayan birtakım
ölçütler vardır. Mutlu olunduğunun belirtileri şunlardır:
-Olumsuz duygulardan çok, olumlu duygular
yaşıyor olma.
-İstediği yaşamı sürüyor olduğu duygusunu
taşıma.
-Yaşam koşullarının iyi olduğu duygusunu taşıma.
-Yaşamda istediklerine kavuştuğu (ya da
kavuşabileceği) duygusunu taşıma.
-Yaşamından doyum buluyor olma.
Kimi insanlar yaradılıştan daha mutlu olma
eğiliminde olsalar da, daha mutlu olmanın birtakım yolları vardır. Özellikle
kendinizi geliştireceğiniz alanlarda olmak üzere, isteklerinizi gerçekleştirme
ya da amaçlarınıza ulaşma yolunda ilerlemek, sahip olduklarınızın tadını
çıkarmak, kötümser bakış açısından ve olumsuz düşünmekten uzaklaşmak ve iyimser
olmak sizi daha mutlu edecektir.
Mutlu olmak, yaşamın değişik alanlarında daha
olumlu sonuçlar elde etmeye yarar.
• Olumlu duygular, yaşam doyumunu artırır.
• Mutluluk, daha güçlü baş etme becerileri
geliştirmeyi sağlar.
• Olumlu duygular ruhsal dayanıklılık sağlar.
Ruhsal açıdan dayanıklı insanlar, zorlanmayla daha iyi baş ederler ve
istenmedik durumlarla karşılaşmaları durumunda, kendilerini çok daha hızlı
toparlarlar.
• Olumlu duygular taşıyanların daha sağlıklı
beslendikleri ve daha düzenli spor yaptıkları saptanmıştır.
• Mutlu insanların bağışıklık dizgelerinin daha
güçlü olduğu ve daha az hastalandıkları belirlenmiştir.
• Olumlu duygular taşımakla, daha sağlıklı ve
daha uzun yaşamak arasında doğrudan bir ilişki olduğu gösterilmiştir.
Yapılan çalışmalarda, genel yaşam doyumunun
yaklaşık % 50’sinin kalıtımsal, % 10’unun dış etkenlere bağlı, % 40’ının ise
bireysel etkinliklere bağlı olduğu bulunmuştur. Dolayısıyla, kalıtımsal olan
temel mutluluk düzeyinizi değiştiremeseniz de, daha mutlu ve daha doyumlu
olabilmek için yapabilecekleriniz vardır. Çok mutlu insanlar da, zaman zaman
çöküntüler yaşayabilirler; mutluluk bilinçli bir biçimde, ardında koşulması
gereken bir duygudur.
Sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak, sahip oldukları için
gönül borcu duymak, zaman kavramını yitirip kendinden geçerek olumlu birtakım
etkinliklerde bulunmak, bir amacının olması ve bunu gerçekleştirmek için çaba
gösteriyor olmak, kendini gerçekleştirdiğini görmek, sevmek ve sevilmek, sizi
daha mutlu edebilecek başlıca etkinlikler ve yaşam doyumu alanlarıdır.
“Mutlu insanlar, kendi anlam dünyalarını
kendileri oluşturmuşlardır. Oysa mutsuz insanlar, başkalarını ve dış dünyayı
suçlayıp dururlar. Mutlu olmak, bireyin yaşamından memnuniyet duyması, pozitif
duygular yaşaması ve genel bir iyi olma halini ifade eder.
Mutluluk, sadece anlık zevklerden ya da dışsal
başarıdan değil, aynı zamanda içsel huzur, anlam bulma ve bağlantı kurma gibi
unsurlardan da kaynaklanır.
Garry Chapman, yılların tecrübesiyle mutluluk yolunu arayanlara, Sevgi Dili’ni sunuyor. Sevgi deposunun
dolu tutulması gerekmektedir. İnsanlardaki sevgi oluşumu işte bu deponun
varlığına bağlıdır. Sevgi her kapıyı açan anahtar, yaşamın lokomotifi ve mutluluğun şifresidir.
Sevgi sadece insan varlığının değil, bütün yaratılmışların
ortak hamurudur. Toprakta yeşeren bitki, açan çiçek, güneşin ısı ve ışık
kaynağı oluşu hep bu sevginin dışa vurumudur.
Sevgide; hem ben, hem sen, hem de biz varız. Acının,
sıkıntının, korkunun, üzüntünün, sevincin, neşenin, güzelliğin, iyiliğin,
erdemin, bilginin vb. paylaşılması sevginin oluşmasında önemlidir.
Mutluluk, kişisel bir yolculuktur ve herkes
için farklı anlamlar taşır. Kendi mutluluğunuzun peşinden gitmek, bu yolculukta
bilinçli adımlar atmak ve yaşamın küçük zevklerine değer vermek, daha tatmin
edici bir yaşam sürmenize yardımcı olacaktır.
Sevgiyle kalın…
Seyfettin Karamızrak