Hangi düş’ ün çeperinde saklıydı mazi
ve hangi gölgenin sarmalında yitip gitti umutlar.
Köhne bir dişin ısırdığı dişil
gezegen ulvi bakışların asılı kaldığı göğün kopuk kopçası ve öykündüğüm yerlisi
olduğum mısralar hüzne peşkeş çektiğim dil yaram yürek yamam…
Aşkın kat izinde saklı bir ç/engel
öncemde olmayan sessiz harfler nidaları eşeler yarım ağız sevmeler…
Cılkı çıkmış bir cihan
Ertelenmiş aşklar diyarından
Arda kalan şiir ve isyan
Neye mi namzetti aşk?
Neyden mi ibaretti insan ve bunca
gizem
Peşi sıra giden titrek seyrinde
gözlerimin
Kirpiğime takılı ağıtlar
Kaybolan benliğime zimmetli gönül
gözüm ile
Payidar
Olmanın verdiği hikmetle
Bahtiyar bir kelama imzamı attığım
Ön sözü yorgun hayallerin bahçesinde
Saklı sandukam
Sevecen yüreğimde kopan kıyamet ve
nicesi
Baş veren bir rüya iken
Gönlümün tuttuğu çeteleden
Arda kalan
Ne şiir ne yalan ne sabrın sonlandığı
Ne elzem ne noksan yalnızlığın
sıradanlığı
Geviş getiren bir imgenin ritmi
Köpüren denizin öfkesi
Ağdalı yankıların şiirlerin nefesini
Tutup yüreğini bir bir imgelerle
diktiği
Şairin ağıtı
Şairin efelendiği
Şairin sözüm ona nüktesi
Sıra sıra dağlar
Ve dik yokuşlar
Sürgüne gönderilmiş şehir ve şiir
Namı alıp yürümüş bir kere sırların
Nezdinde kapışan güneş ve dolunay
Hecelerin idam fermanı
Şair ki koyacakken son noktayı
Ve dokunulmazlığı içgüdünün
Hangi seferde saklıydı sahi
gölgelerin gücü?
Bir rabıta
Belki de miadı dolan bir fıkra
Metruk hanelerin rüzgârına kapılan ve
kapatılmayan dosya
Nelere tanıklık ederse etsin gözler
Gönlün el yordamıyla sadece susar ve
sessizce sever
Hoyrat rüzgâr
Tebessüm ehli bir sır bir nakkaş bir
de uçan uçurtmam
Uçmaya gör
Sevmeye durdukça
Yere kapaklanan imgelerin batılında
Ve de bir batında doğacakken güneş ve
ay
Atıl yüreklerden gelecek sesi
beklemekle eş değer
Kalem her yazmadığında nasıl da
yüreği tekler
Şairin ve azabının uğradığı gazabın
salkım saçak nidaları
Eşref saatinde ömrün
Esefle hazır ola durduğu her gün
Gecenin nutku tutulur tutulmaz
Devreye girer isli yollar
Sisli sevdalar
Titrinde evrenin
Kap kaça uğrayan umut ve nice dilek
Uğultuya kurban giden sessizlik
Namı alıp yürümüşken eskiyen
şiirlerin
Eskimeyen gölgesinde saklı şair
En çoğun en azın
Derdest olmuş tüm nazın
Niyazın sonlanmadığı bir düzenek
Yerin göğün kompetanı aşka meyyal
nice bulut
Ve tek izlekte saklı iken umut
Bitimsiz bir ritüel
Gaipten gelen her hayal
Aşkla hemhâl
Mademki ilhamın perde arkasına
saklanan
Aşk ve kelebek mizaçlı tüm duygular
Başka bahara saklar gecikmiş
sevincini
Temize çekmek adına da yaşamı
Bir yürekten diğerine konmanın
coşkusu
Ve şiirin yongası
Yamalı yüreklerin ve şairin de nasıl
ki meali
Bir diyez
Bir hicaz
Bir de sonlanmayan o karanlık dehliz
Gün ışığını pazarlayan hayallerin de
kayıtsız
Kalamadığı kadar
Gönlün ulvi rotasını çizer
Kalem ve şiir
Noksan hecelerin rüzgârına kapıldığı
kadar
Kanat açar
Ansızın da sızar
Bir yürekten diğerine aktarmalı bir
tren gibi
Sinesinde saklı sihirli bir d/okunuş
Ufkun bitimine doğru ilerlerken aşkın
ritmi ile hemhal
Gözü karardığı kadar
Göğe dokunur kanatlarından dökülen
Her benek her kelebek
Bir rüyanın da sonlanması misali
Şiiri yazıp da güne noktayı koyar
şair
Bir sonrasına sadık ve hayal gücünde
de saklı iken tüm sihri
Misyonu mademki ilhamın arka bahçesi
Yüreğinden de eksik etmediği
İlham perisi
Naçar
Ve umut dolu
İkilem yüklü yüreğinin tek muradı
Ve şiir iken sonsuzluğun bekçisi…