Online Üye
Online Ziyaretçi
Cahille sohbet etmek güçtür bilene; çünkü cahil ne gelirse söyler diline" der Mevlana.
Boş ve yaşamın kuralları bakımından topluma ve değerlerimize katkısız ve değersiz varlıklara neden bu kadar önem veren bazı insanlar var, bir türlü çözemedim. Elbette zeka zekadan ve akıl akıldan üstündür. Gerçekten imkansızlıktan cahil olanlardan bahsetmiyorum; cahilliğini bildiği halde boş konuşmalarla ve alaycı tavırlarla gizlemeye çalışan insanlardan bahsediyorum.
Lütfen bu değerli vaktinizi cehaletten kurtulmaya harcayın, araştırın, okuyun ve evrensel genel kültüre katkılar üretin. Cahil insan çok cesaretli ve küstah olur, zira bilgili ve kültürlü insanlar bu tür varlıklarla uğraşmak istemez. Ancak bu en yanlış davranıştır; cahil ve köylü kurnazı olana haddini bildirmek şarttır, zira bunu yapmazsak toplumu kaos ve yobazlığa sürükleyen bu tür densizler artar.
Gerçekten cahil olanın en büyük özelliği boş konuşmak ve alaycı tavırlarla hakikatlerle alay geçme çabasıdır ve bunları yaparken utanç duymama eylemidir. Lütfen bu tür insanlardan uzak durunuz, zira aklınıza olduğu kadar yaşamınıza da kötülükleri ve zararları dokunur er ya da geç! Bilmiyorsan bilmiyorum, istemiyorsan istemiyorum ve belki inşallah yerine hayır demeyi öğrenmeliyiz toplum olarak.
Mevlana ayrıca, "cahil kimsenin yanında, kitap gibi sessiz ol" demiştir. Bu sözlerin derin manası ve doğruluk payı olsa da şahsen bu sözlere katılmadığımı dile getirmek isterim.
Günümüz cahilleri doğruları reddettiği gibi tümden bilgiyi reddeder ve en güçlü argümanları "Ne gerek var, okumuşsun ama adam olamamışsın" gibi sözlerle faydalı ve bilgili kişilere iftira atmakla meşguldürler. Çok değerli olan zamanı ve günü boş işlere harcarken topluma faydalı hiçbir katkıları olmaz. Ayrıca boş zamanlarında da bilgili ve kültürlü şahıslarla alay etme girişimlerinde bulunurlar. En büyük bilgi kaynakları ise genelde Tik Tok veya Instagram, Google, Vikipedi gibi uydurmaya açık sosyal medya kaynaklarıdır. Cahil için kitap okumak ve gerçek bilgiye ulaşmak gereksizdir; zira bir tıkla dünyanın en bilge kişisi gibi davranabilirler ve hissedebilirler, lakin o sosyal ortamlarda bu bilgileri yayanlar da genelde kendi türünden bireyler olduğundan bihaberlerdir. Sosyal medyada yazılanı mutlak gerçeklik ve kanun olarak kabul etmektedirler, miskinliklerine uygun olduğu için.
Gerçek bilge birey, bilmediği konularda susmasını bilirken ve konuyu araştırmayı tercih ederken, cahil büyük bir cesaretle anlamadığı, bilmediği terimlerle ahkâm kesmektedir. Ve "Sen benim kaç kitap okuduğumu nereden bileceksin?" sözünü de her ortamda zevkle kullanır; güya binlerce kitap okumuşlardır, zira bu türün zaman kavramından, matematik ve fizik kurallarından da haberi yoktur.
Bu saydığım ve sıralamaya devam edeceğim nedenler dolayısıyla, okumuş, bilgili, entelektüel ve kültürlü bireyler bazen bu cahillerin anlayacağı dilde konuşmak ve hareket etmek zorundadır. En çok tebessüm ettiğim sözlerinden biri ise birkaç saniyelik tanışma sırasında herkesi çözerler ve kişisel konuşmalara girmeye başlarlar; tanımadığı ve ilk kez karşılaştığı insanlarla anlamsız bir samimiyetle davranmaya başlarlar. Haddini aşınca da, "Ben senin samimiyetine güvenerek konuşuyorum" diye söze girerler,…
Bir diğer meşhur sözleri ise: "Şaire, sen şiir yazıyorsan, ben uyurken yazarım; ressama, sen çiziyorsan, ben de çizerim; yazara, sen kitap yazıyorsan, ben de alasını yazarım" gibi sözleridir. Evet, hepsi birer Van Gogh veya birer üstat Nazımdır.
Devamı gelecek,…