
Bugün çok değerli bir
arkadaşımı, arkadaştan da
öte kardeşimi Hakkın
Rahmetine uğurladık.
1989- 1996 Yılları arasında Kocaeli- Akmeşe Yatılı
İlköğretim Okulunda birlikte görev
yaptığım ve yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmeyen Kardeşim Münür Hüsrev
Göle’ye Allahtan rahmet
diliyorum. Makamı cennet olsun.
Aslında Münür Hüsrev
Göle kardeşimin ardından sayfalar
dolusu yazabilirim ama ne
yazarsam yazayım Cahit
Sıtkı Tarancı’nın şu
dizelerinden daha anlamlı
olmayacaktır:
Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.
******
Münür Hüsrev Göle ve eşi Aynur
Göle Lise öğrencisi
iken evlenmişler ve
benim bu dünyada
tanıdığım birbirlerine hep
aşık bir çiftti.
16 Şubat
2014’de onların ölümsüz aşkını aşağıdaki şiirimle dile getirmiştim.
Aziz hatırası için
bir kez yayınlıyorum.
Kabri pür nur,
Ruhu şâd, Makamı
cennet olsun.
AŞK NEDİR?
’’Aşk nedir ey hocam?’’ diye sorana,
Derim ki bir kalbe akabilmektir.
Aşk denen mefhuma kafa yorana,
Derim ki kendini yakabilmektir.
Gün olur en zorlu meydan cenginde.
Gün olur kirpikte, bir göz renginde.
Can cana, yan yana aynı enginde.
Birlikte küreği çekebilmektir
Feleğin bin çeşit olsa da fendi.
Boynuna vursalar nice kemendi.
Yoluna dizseler setleri, bendi.
Bir tekme vurarak yıkabilmektir.
Gözdeki çöp için duymaktır kaygı
Limitsiz sevgidir, sınırsız saygı.
İnsana has olan en güzel duygu.
Gönlünü mıh gibi çakabilmektir.
Pervane misali nâra düşmektir.
Od ile kavrulmak, harla pişmektir
Eşrefi-i mahluku bile aşmaktır
Bir nevi miraca çıkabilmektir.