Bir düş idi sadece içine düştüğüm…
Savruk sazların namesinde saklı bir
masal misali…
Kekremsi sessizliğe son verdiğim
elbette aşkın ikbali ve ihmal ettiğim kadar kendimi…
Her dara düştüğümde Rabbime
sarıldığım…
Her duygunun bitiminde kaleme
sarıldığım…
Hizaladığım bir mezura gibi bir ölçüt
aşkın ikamesi iken her sözcük sevmeyi seven bir fani altı üstü ne de olsa ne de
olsa:
Ben rahmetli babamın biricik
GÜLÜYDÜM.
Adımı koyan canım babama olan borcum
ve de elbette kendime olan borcum:
Herkes GÜLÜM/SESİN DİYE HAYATA.
Güldüğüm kadar ağladığım…
Hüzünlendiğim kadar kendimi
savsakladığım…
Bir ömür heybemde saklı tuttuğum
anılarım anlarım ve işte yaza yaza büyüyen EDEBİYAT SEVDAM.
Nice hikâye derlediğim belki onlarca
belki de inanamayacaksınız ama: YÜZLERCE ÖYKÜ…
Günleri devşirdim içimi kıydılar.
Gülüm/semem soldu ansızın ve
gülücüğüm çaldılar.
Daha neler çalınmadı ki…
Ve nihayet sıra anacığıma gelmişken
dahası da var elbet ve şimdilik bu, bende kalsın.
Özüm iken sevgi.
Sözüm iken aşk…
Sevdayla yoğurduğum sözcükler ve
yüzlerce hikâye ve masal binlerce şiir ve de…
Ben bir nakkaştım.
Ben bir nesir.
Ben bir şiir.
Ben destanlara tekabül eden umudumun
ve sevgimin hem ASİL HEM ASAL ÜYESİ.
Aşkla kıyama durduğum ve bana sevmeyi
öğreten biricik ailem ve ilk aşkım rahmetli babaannem:
Solumda aşk sağımda tuttuğum eli
annemin ve babamın.
Dirlik düzenlik bahşedense yüce Mevla’m.
Dengim vardı ya da yok.
Diri idim lakin.
Düzenim vardı ansızın birileri iken
çomak sokan.
Aşka hürmet ettim ama büyüdüm.
Büyüdüm ve büyüdüm gel gör ki
içimdeki çocuğu hep saklı tuttum.
Ben bir gezegendim.
Ben bir seyyah hatta bir semazen
etekleri alevlenen ve ruhu.
Tümsekler nicesi.
Turuncu güneş cübbesi ve cüssesi ile
arşı alaya çıkan.
Aşk ve de ve umut ve iman gücü.
Sevgimde sınır tanımadığım ve aşkta
boyut atladığım.
İblis iken çemkiren ve bana nice taş
atan oysaki aşım idi ekmek uzattığım lokmasına şükrettiğim.
Bir liman ve de demir alan geminin
dümeninde iken yine ben.
Sözcükler ise bıçkın…
Ah, ruhum volta atan.
Sevgim ise devasa bir mertebede ve
elimde devasa bir asa yolu arşınladığım.
Hükmeden Rabbim hürmet ettiğim.
Aşk ise bir latife.
İzahı olmasa bile çoğu şeyin ifa
ettiğim yaza yaza ve seve seve…
Ve aşk.
Ben aşk idim köpürense yürek.
Ben aşk idim defalarca içine
düştüğüm.
Ben bir kazıt.
Ben bir azık.
Ben bir Mümin.
Ben asal ve asil bir sayı ne de olsa:
Uzandığım o boşluk ve işte beni
sarmalayan nice hoşluk elbet S/ONSUZLUK İKEN ÜSTÜME GİYDİĞİM.
Rengim pembe.
Rakımım ise İlahi bir Boyut.
Seve seve dirilen.
Seve seve dingin bir ömre öykünen
yeter ki:
Tüm cihan tüm çocuklar tüm insanlık
GÜLÜM/SESİN DİYE HAYATA.
Ne de olsa ben aşktım ve nasıl da
devamı gelecekti sözcüklerim ve içinde yaşadığım sonsuzluk denizinin tek bir
damlası olsam bile ve işte ve işte:
İçimde büyüyen büyüttüğüm O TEK HECE:
Kimine göre safsata kimine göre derya
kimine göre hüzün ve umudun sertifikası bana bahşetmişken yüce Huda ve ben ve
ben:
Şiirlerin ECESİ anıldığım üzere ve
işte ruhumda ve tepede saklı olan uçuşan o TEK H/ECE İKEN AŞK…
Sizleri seviyorum çok çok hem de.
Ve öykü kitabım sunumda yayında
beklerim her birinizi gönül dergâhıma yeter ki yeter ki:
Sen ve sen ve herkes GÜLÜM/SESİN DİYE
HAYATA ELBET İÇİMDEKİ ÇOCUĞUN DA ARALIKSIZ BAŞINI VE RUHUNU OKŞADIĞIM…