Hikaye / Efsane Hikayeler

Eklenme Tarihi : 2.05.2025
Okunma Sayısı : 567
Yorum Sayısı : 3
Gül Ve Haç  Kardeşliği-1. Bölüm-


LA  ROJA'DAKİ  SAİNT ( AZİZ ) VİNCENTE PİKAOLARI

Geçenlerde sosyal  medyada  bir  video  gördüm.  Linkteki  video...

https://www.youtube.com/watch?v=QXoJ8wEO8ho&ab_channel=solienses

Paylaşanlar,  videodaki  ritüellerin  21 Nisan 2025'de  ölen  Papa Franciscus'un  arkasından  Hıristiyan  aleminin  nasıl  yas  tuttuğu ile  ilgili olduğunu iddia  ediyorlardı. Ama az  araştırınca  bunun  bir  yas  töreni  olmadığını  anladım. Daha  doğrusu  Papa  Franciscus'un yasıyla  uzak  yakın  bir  ilgisi  yoktu. 

Bu  ritüeller  dünyanın  en  gizemli  örgütü  olan  Gül-Haç  örgütünün taa  300'lü  yıllardan  beri  yaptıkları  ama  günümüzde  sadece  İspanya'da, La  Rioja kasabasında Aziz Vincente adına yapılan  bir  tören. [ Aziz  Vincente  de  bizim  Ashab-ı  Kehf  gibi zalim  Roma  İmparatoru  Dakyanus'un ( Diokletyanus ) zulmünden  kaçan ama bir  mağaraya  değil  İspanya'ya  sığınan  bir  Hıristiyan. ] 

Kendilerine  San  Vincente  Pikaoları  ya  da '' San Vicente Kutsal Haç Kardeşliği Disiplincileri'  Denilen papazların icra  ettikleri  bir  törenden bahsediyoruz.

Videodaki törenin bir  kısmı bir  çeşit  tevbe  töreni.  Ama  bu  tören  bizdeki  gibi  '' Ya Rabbi bütün yapmış olduğum günahlardan ben pişmanım. Keşke yapmasaydım. İnşaallah bir daha ben yapmayacağım. Ben...'yı  kendime  şeyh  kabul ettim.''  şeklinde  olmuyor.  Bayağı  farklı.

Disiplin  altına  alınmak  istenen( Yani nefsini  öldürecek  olan )  kişi  öncelikle  kendisini  delecek  bir  yoldaş  edinmeli  kiliseden ( Bu  delme  olayını  az  sonra  okuyacaksınız.) 

Bu  yoldaşı  bulduktan  sonra pelerin  giyerek  yürüyüş  kortejine  katılacak. 

Öyle  kafanıza estiği  zamanlarda  tövbekar  olamıyorsunuz. Bunun belli  zamanları  var.

Yürüyüş  kortejiyle  La  Dolorosa'ya  geldiğinizde...

Yani  efendim hani  Hz.  İsa,  sırtında haçla Zeytin  Dağına  tırmanırken  bir  yol  kat etmişti  ya  işte o  yolu  temsilen  gidilen  yola La Dolorosa  deniliyor.

La  Dolorosa'da  diz  çöküp dua  ediyorsunuz.

Sonra  yoldaşınız  gelip pelerininizi  üzerinizden  alıyor. Üzerinizdeki beyaz fanila  gibi  giysinin sırt  kısmını keserek  orada  tamamen  çıplak  bir  alan  oluşturuyor.

Sonra  elinize bir şeyler  veriliyor ve  bu  şeyle  sırtınızı  dövmeye  başlıyorsunuz (  Bizde  Caferilerin, Kerbela  gününde  sırtlarını  zincirle  dövmesi  gibi  bir  olay.) 

Yoldaşınız  size sırtınıza kaç  kez  vurmanız  gerektiğini söylüyor  ki  bu  800 ile  1000 arasında değişiyor.

Sırtınız  tamamen kıpkırmızı  olduktan  sonra yoldaşınızın '' Dur'' ihtarı  ile duruyorsunuz.

Sonra  yoldaşınız  sırtınızda toplam on  iki delik  açıyor. ( On  iki  havariye  izafeten  olsa  gerek. )  Sonra  da  bu  deliklerden  akan  kanlar çabuk  kurusun,  yara  hemen  tedavi  olsun  diye biberiye suyu  ile  temizliyor.

Eveeett.  Böylece  tevbenizi  etmiş  bir  papaz  oluyorsunuz.  Ya  da  İspanyolların  deyimiyle  Picao...

Şimdi  denilebilir  ki '' Alt  tarafı  3-4 Bin  nüfuslu  minicik  bir  İspanyol  kasabasındaki bu  tören  çok  mu  önemlidir  ki  bunu  konu  ettin  ey  Sami  Hoca?'' 

Evet,  küçük  bir  İspanya  kasabasındaki  dini  bir  tören ( Hıristiyan  dünyasında  başka  bir  örneği  yokmuş. ) çok  önemli  değildir  ama  o  törenin  uygulayıcıları, aslında  görünmez  olan   Gül-Haç  örgütünün,  kendilerini  açık  açık  ortaya  koyan  yegane  mensuplarıysa olayın  şekli  değişiyor.

Yani  önem  arz  eden  şey  Picaolar  değil  Gül-Haç  Kardeşliğidir.

Mesela bu  gizli  örgütün  merkezinin  İstanbul olduğu, İstanbul'un  Teşvikiye-Nişantaşı- Maçka  semtlerindeki  İzmir Palas,  Maçka  Palas  gibi  binaların bu  örgütün toplantı  merkezleri  olduğu yönünde  çok  ciddi iddialar  vardır. [ Teşvikiye aynı  zamanda  bilindiği  gibi  camisiyle  de  ilgi  odağıdır  zira  neredeyse  tüm  ünlülerin  ve  İstanbul  sosyetesinin  cenazeleri  Teşvikiye  Camiinden  kalkar.  Maçka Palas günümüzde şu  meşhur  tuz  serpme  pozu sahibi  Nusret  Gökçe'nindir.]      


Bunları  gelecek  bölümde  anlatacağım  ama önce  ''Gül  ve  Haç  ne  alaka?'' Sorusuna  cevap  verelim.

Yazı  uzadı.  Ona  da  gelecek  bölümde cevap  verelim
( Gül Ve Haç Kardeşliği-1. Bölüm- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 2.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu