Yüz Göz Olmadığım Kadar Cihanla...




Ölümün rengi b/aşkaydı, hafız:

Dillenen ne ki?

Afaki bir meddücezir ve aşka ağıtlar yakan

En çok da içinde kıvrandığım kefen bezi

Bir suyoluydu aralıklar hatta bir bardak suda

Ölen ruhum izafi mezarım

Kendi ellerimle kazdığım

Miski amber kokuları oysaki burnuma gelen

İyi de ben sadece solgun bir çiçektim elbet

Nazarında evrenin

Her hayalim her düşüm

Kundaklanmış iken yerli yersiz

Hala seviyor olabilmenin de güncesi

En çok da içine düştüğüm o aşk gibi pervasız.

 

Yeminlerim bozduğum

Acılarım nasıl ki evrenin reçinesi

Bense toz bulutunda kaybolduğum

İyi de henüz doğmamıştım

Ölüm çağırdığında

Kundağımda uyuduğum kadar masumdum

Belki de yalnızlığın şerh düştüğü bir masumiyet

Dokunulmazlığımla kilit altına aldığım

Ne çok duygunun esintisi elbet

İlahi Aşkın da dokusunda saklı maruzatım.

 

Bir gövdem vardı ki

Çoktan kovduğum gölgem ve de.

Karanlıkta yaşadığım ve yaşattığım

Aydınlığım

Kara olmayan alnım ve yazgım

Güme gitse de miladi bir acıydım

Hicretim dünde kayıtlı

Hicvi olmaya mecalim de yoktu hem

Hemhal olduğum nice duygu

Ah, beni benden eden.

 

Buluttum da en çok üstüne konduğum

Umut:

Elbet, unutulduğum zaman zaman

Nüvemde saklı suskunluk ve asalet

Ne cebelleştiğim bünyem

Ah, en çok ses etmezken sevmem

Aykırı mizacım ama saf yanım

Tek maruzatım belki de öfkem

En çok kendime hatta sadece

Bir bültende saklı alt yazı gibi

Günü kovup gecenin koynuna sokulduğum

 

Uleması yerin göğün

Bir derviş edasıyla salındığım

Haletiruhiyemse kayıt altında

Yaşarken içine girdiğim

Mezar sessizliğinde olsam da

Şerh düştüğüm ne çok zalim

Masum kalmanın simgesiydi madem hüzün

Ve hüzünlü kalbimi en çok seven Mevla’m

Her elimi uzattığımda rahmete

Acıların da yüzü gözü hürmetine

Bilemezken hangi heceye denk düştüğümü

Ve işte sıraladım tek tek duyguların yüz ölçümünü.

 

Revnak göğün başkaldırışı

Rüzgâr hızında sevip içime döndüğüm

Acı eşiğinde sallanıp açılandırdığım

Tüm duyguları teyellediğim kadar yüreğime

Hak gördüğümden öte afalladığım

Ne zamanki biri bir yalan söylese yüzüme.

 

Yüz göz olmadığım kadar cihanla

Yüz görümlüğü idi saklı meali

Yüzümden düşen bin parça

Gel gör ki resmedebildiğim kadar

Gülümsememeyi

En çok adıma ve babama ihanet ettiğim

Yaşların yasla imtihanı

Nazarında inancın

Zikrettiğim her hece saklı bir kurşun

Ağırlığında yüreğimdeki korun da izafi reçetesi

Elbet sabrın ışığında

Ah, ben içinde salındığım cennet bahçesi.

 

Elbet öykündüğüm yine kendim ve öncem

Sahip olduğum her şey için şükrederken

Ayakta kalabilmenin ta kendisi

Sevgiye duyduğum sevgi

En çok da kendime özlem

Hasret giderdiğim bir mevsim ki

Yeniden doğuşun müjdecisi.


( Yüz Göz Olmadığım Kadar Cihanla... başlıklı yazı GÜLÜM-ŞİİRİN TEK H/ECESİ İKEN AŞK... tarafından 22.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu