Yanılsama bir merhale idi ve boynu
eğik seferi iklim meddücezirim.
Sözcükler yakamoz
Nefesin ıslak bir serseri
Aşkın da bam teline tünedi kuşlar
Hiç irkilmediğim kadar
Senin yazmadığın son şiirindim.
Aşkın bekası idi saltanat
Hırpani göğün kavisli göğsünde
Sıdkı sıyrılmış ay ışığı
Elbet teninde matemin
Yosun yeşili bir yalnızlık
Biteviye içimde büyüttüğüm
Tıynetsiz bir yolculuk.
Afakanlar basarken yelloz bir saldırı
Kim kırmıştı sahi yüreğimin camını?
Canımdan candın sen
Bıçkın yalnızlık
Bense neye meyletsem ipine tutunduğum
Ölüm öncesi seferberlik
Aşktı şiirleri kızıla boyayan
Güneşti ruhumun derinleştirdikçe
Uzakları yakın kılan.
Uzağıma düştün bir kez
Uzandığım sahil değildi düşlerim
Belki de bir panayır esintisi
Uçuşan uçurtmalara yazdım adını
Ki kırık hecelerde göğüslediğim
acılar
Kırgın göğün da başkaldırısı
Hafiften esen rüzgar
Yerini değiştirirken yıldızların ve
ruhumun da
Çıtası çok yükseldi son zamanların
Zaruri tınısı.
Her inilti eseriydi bocaladığım ömre
De bir soykırım
Meylettiğim insanlık ve sevgi
Başıma örülen çoraplarla
Kaderin tuzağında histerik bir
gözyaşından yana
Derdi künyemin
Fırıldak gözlerinde şeytanın
Hala nasıl oluyor da
Teslim etmemişti ruhunu
alınganlıklarımın.
Günü kürediğim
Yere göğe bilip bilmeden tünediğim
Tay tay yapan bir çocuk gibi
Kanayan dizlerimi öpecekti annem
Yılmaz coşkuma da sahip çıkacaktı
madem Rabbim
Yeniden düşmeliydim
Tekelinde gölgelerin
Boyut değiştirdiğim iklim gibi.
Garipsenen varlığım
Gaipten gelen her acıda kayıtlıydı
Yazmaya dair de bir teselli
Kanımda gezen şiirlerin imalatıydı
hani
Bilip bilmeden yaşadığım bir karartı
ki
Cilveli sesinden ölümün
O metruk düzen ki irkildiğim ansızın
Elbet kendime yokken ve asla
olmamışken
Hayrım,
Hayra yorduğum mavi zemin
Oysaki kursağımda takılıydı ettiğim
her yemin.