Recep, şa’ban ve ramazan aylarını içine alan ve halk arasında (üç aylar) olarak bilinen mübarek zaman dilimleri, ilahi rahmetin ve mağfiretin en bol olduğu dönemlerdir. Bu mübarek zaman dilimlerinde ruhlar ve bedenler nasiplerini en üst seviyede alırlar.

Yüce dinimizde bu mübarek mana mevsiminin müstesna bir yeri vardır. Henüz İslam dini gelmeden önce bile Araplar arasında bu aylara özel hürmet gösterilir ve asla savaş yapılmazmış. Hatta bu aylara hürmeten küs olanlar arasındaki husumetler kaldırılıp barışmaları sağlanırmış.

Hazret-i Peygamber (sav) efendimiz mübarek üç aylar yaklaştığı vakit “ALLAH (cc)’ım; recep ve şa’ban aylarını bize mübarek kıl ve bizi ramazana kavuştur.”(Buhari) diye dua ederlermiş.

Yine bu ayların önemine binaen Hazret-i Peygamber (sav) efendimiz “Recep ALLAH (cc)’ın ayı, şa’ban benim ayım, ramazan ise ümmetimin ayıdır.”(Buhari) buyurarak yüce dinimizin üç aylara olan yaklaşımını ve verdiği değeri göstermiştir.

Recep ayının ilk, orta ve son gününü oruçlu geçirmenin önemi pek büyüktür. Boş geçirmemekte sayısız faydalar vardır. Recep ayının bir özelliği de, bu ayın ilk perşembe gününü cumaya bağlayan gecenin “Regaip Kandili”olmasıdır. Regaib, kelime olarak rağbet olunan ve ikram edilen şey anlamına gelir. Bu gecede Rabbimizin kullarına olan fazl u keremine, ihsan ve inayetine nihayet yoktur. Müslümanlar bu kutsal geceyi faziletli amellerle değerlendirip dolu dolu yaşamaya çalışmalıdırlar.

Recep ayının 27. gecesi de mübarek “Mirac Kandili”dir. Bu gece Müslümanlar açısından çok önemlidir.(Mirac Kandilinde yaşanan manevi olaylar, bugün Yahudi ve Siyonist İsrail’in kirli ayakları altında çiğnenen ve her gün onlarca Müslüman kardeşimizin kanının döküldüğü kutsal Filistin topraklarında yaşanmıştır.).

Hazret-i Peygamber(sav) bu gecede ilahi kudret eliyle Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya getirilmiş, oradan yine ilahi kudret marifetiyle Sidre-i Münteha denilen o yüce ve kutsal mekâna çıkmış, Cenab-ı Hakk ile bire bir görüşme yapmıştır. Hiçbir peygambere nasip olmayan bu kutlu buluşma, âlemlere rahmet olarak gönderilen efendimiz (sav)’e nasip olmuştur. Hazret-i Peygamber (sav) Mirac dönüşü ümmetine Cenab-ı ALLAH (cc)’tan hediye olarak, dinimizin direği olan namaz ibadetini ve ALLAH (cc)’a şirk koşmayanların cennete gireceği müjdesini getirmiştir. Ayrıca Bakara suresinin son iki ayet-i kerimesi de Miraç’ta efendimiz (sav)’e hediye olarak verilmiştir.

Üç ayların ikincisi de şa’ban ayıdır. Bu ayın fazileti de pek büyüktür. Müslümanlar bu ayda çokça ibadet ve taatte bulunurlar. Hazret-i Peygamber (sav) “Şaban ayı günahlara kefaret olup, ramazan ayı ise günahları temizler.”(Müslim) buyurmuştur.

Şaban ayının başka bir güzelliği de içinde barındırmış olduğu “Beraat Kandili”dir. Beraat Kandili de Müslümanlar açısından çok büyük önem taşır. Zira efendimiz (sav) “Beş gece vardır ki, onlarda yapılan dualar asla reddolunmaz. Recep ayının ilk gecesi, şa’ban ayının 14. gecesi, cuma gecesi, ramazan ve kurban bayramı geceleridir.”(Buhari ve Müslim) buyurmuşlardır

Üç ayların sonuncusu mübarek ramazan ayıdır. Ramazan ayı on bir ayın sultanı olarak bilinen ve kutsiyeti ayet-i kerimeler ve hadis-i şeriflerle sabit olan mübarek bir aydır. Bakara suresinin 185. ayet-i kerimesinde bildirildiği gibi “İnsanları zulmetten aydınlığa çıkaran, hakkı batıldan ayıran, beşeriyete saadet ve selamet yollarını gösteren Kur’an-ı Kerim bu ayda indirilmiştir.”

Her bir günü ve gecesi birbirinden mübarek olan ramazan ayının içerisinde de bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen “Kadir Gecesi” bulunmaktadır. Cenab-ı Hakk’ın hadis-i kutside; “Oruç benim içindir ve onun sevabını ben vereceğim.” buyurduğu, Hazret-i Peygamber (sav)’in de, “Her kim sevabını yalnız ALLAH’tan umarak ramazan orucu’nu tutarsa (kul hakkı hariç) geçmişteki bütün günahları bağışlanır.”(Buhari ve Müslim) buyurmuş olduğu mübarek oruç ibadeti de ramazan ayının içerisine yerleştirilmiş ve bu ay zenginleştirilmiştir.

Müslümanlar açısından ramazan ayı çok kutsal ve önemlidir. Bu mübarek ayı boşa geçirmemeli ve sahurları, teravihleri, iftarları, fitreleri, oruçları ve diğer salih amelleriyle en mükemmel şekilde değerlendirmeli ve boşa geçirmemeliyiz.

Geceleri ve gündüzleri ile kandilleri ve ibadetleri ile ruh dünyamızı aydınlatan, gönül dünyamızı ferahlatan ve ibadet hayatımızı coşturan mübarek üç ayların kıymetini iyi bilelim. O mükemmel zaman dilimlerini en güzel şekilde değerlendirelim.

Bu mübarek gecelerde ve zaman dilimlerinde İslam âlemi için, tüm insanlık için, geçmişlerimiz için, barış, mutluluk ve saadet için, ülkemiz ve devletimiz için ve özellikle birbirimiz için çok ama çok dua etmeliyiz.
( Rahmet Ve Mağfiret Ayları başlıklı yazı S.ULUPINARLI tarafından 13.06.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu