ERDEBİL SANCAĞI

       Osmanlı Hâkimiyetinin Tesisi

Sasani hükümdarı Yezdicerd ll ' nin oğlu Firuz tarafından V. yüzyılda kurulduğu kabul edilen Erdeb il Sasanilerden sonra Hazar Türklerinin eline geçti. Hz. Ömer (r.a.) devrinde, Huzeyfe b. el-Yeman tarafından İslam topraklarına katıldı (642). Hz. Ali (r.a.) devrinde Azerbaycan valisi tayin edilen Eş'as b. Kays el-Kindi, buraya Arap aşiretlerini yerleştirerek şehri büyüttü ve bir de cami yaptırdı.

Emeviler ve ardından Abbasilerin eline geçen şehir, umumiyetle Afşin ve Mengü Çür gibi Abbasi hizmetindeki Türk komutanlar tarafından yönetildi. Şehir,

Abbasi hilafetinin sarsıldığı IX.yüzyıl sonlarında Sacoğullarının eline geçti. Selçuklular devrinde Türk nüfusu artan Erdebil, XIII. yüzyılda Moğol istilasına uğradı. İlhanlılar devrinde imar edilen ve Türk nüfusunun daha da arttığı şehir,  XIII. Yüzyıl sonlanda doğru bir yıldız gibi parlayan Şeyh Safiyyüddin-i Erdebili'ye dergah oldu ve onunla birlikte Erdebil ünlendi. Şehir, XV. yüzyıl başlarında Emir Timur, asrın ortalarında Karakoyunlu,   1470'de Akkoyunlu denetimine girdi. XVI yüzyıl başlarında Safevi Devleti nin kurulmasıyla birlikte, devletin mukaddes payitahtı oldu. 

XVI. yüzyıl başlarında başlayan Osmanlı-Safevi mücadelesinin ilk dönemlerinden itibaren Osmanlılar, Erdebil ' i ele geçirme isteğinde bulundular. Ancak bu emellerine Sultan III. Ahmed döneminde (1703-1730) ulaşabildiler: Erzurum beylerbeyi ve Şirvan muhafızı olan Mustafa Paşa, 1724 Aralığında başlattığı harekatla, Ağustos 1725'de Tebriz'i, ardından Urmiye Erdebil'i ele geçirdi.

1

 bölgeyi tahrir ederlerdi. Erdebil Vilayeti de bu genel politika çerçevesinde başlayan tahrir 1728' de sonuçlandı.

Osmanlı devletinin Erdebil’deki hakimiyeti uzun sürmedi. Kirmanşah anlaşması sonucunda (10 Ocak 1732) Erdebil Safevilere teslim edildi. Böylece Erdebil’deki Osmanlı hakimiyeti sona erdi. (

Türk-İslam dünyasında büyük şöhret sahibi olan Şeyh Safiyyüddin İshak, Eminüddin Cebrail'in oğlu olup l252’de Erdebil’de doğdu. Şeyh İbrahim Zahid-i Geylani'ye intisap ederek, onun yanında yetişti. Şeyh İbrahim' in vefatı üzerine şeyhlik makamına geçti. İlhanlılar döneminde Mahmud Gazan Han (1295-1304) ve veziri Reşidüddin Fazlullah’ın desteğini gördü. Azerbaycan. İran, Deş t-i Kıpçak ve Kırım·da yaptığı irşad faaliyetlerinde bulundu.      

            Hazreti eş-şeyh Safi’nin etrafına toplanan mürid kitlesiyle Safeviyye veya Erdebiliyye ismiyle tanın tarikat teşekkül etti. Eylül 1334 tarihinde vefat eden Şeyh Safiyyüdin’in yerine

neslinde Şeyh Sadreddin-i Erdcbili, Hace Ali-i Erdebili, Şeyh İbrahim-i Erdebili, Şeyh Cüneyd -i Erdebili, Şeyh Haydar-ı Erdebili, Sultan Ali-i Erdebilı ve Şah İsmail I tarikatın başına geçti. Hace Ali-i Erdebili (1393 -1429 ) zamanında bölgedeki bir kısım topraklar, Emir Timur tarafından Safeviyye Dergahına vakfedildi. Tarikat, Emir Timur’un, yönetici zümreye verdiği tekkenin faaliyetlerine karışmama emriyle bir tür özerklik kazandı. Dergaha tanınan bu imtiyaz pek çok tasavvuf ehlinin burada toplanmasına sebep olduğu gibi Emir Timur' un Anadolu'dan göçürdüğü Tatar-ı Rum (Kara Tatarlar )' dan bir

 kısmı da tekke etrafında toplandı. Başlangıçtan itibaren Ehl-i Sünnet' in Şafii mezhebine mensup bir tarikat olan bu teşekkül, Hace Ali'den sonra gerek Şii mezhebinin, gerek Türkmen hayat tarzı ve dini-kültür inançlarının ve gerekse Sünniler tarafından batıni olarak nitelendirilen fikirlerin etkisiyle Kızılbaşlık denilen anlayışa temayül etmeye başladı. Şeyh Cüneyd zamanında (1447-1460) siyasi gayeler taşımaya başlayan bu tarikat müntesiplerine Şeyh Haydar zamanında Kızılbaş denildi.   Son olarak Safeviyye tarikatı I. Şah İsmail (1494 - 1524)' in Kızılbaşlığı siyasallaştırması ve mensuplarını teşkilatlandırmasıyla devletleşti (1501) . Bu devlete İran ve Azerbaycan coğrafyasında büyük bir etki yapan Şeyh Safi' nin adına izafeten Safevi Devleti adı verildi.)

            Safevi sülalesinden Şah İsmail ile birlikte birçok kişinin mezarının da yer aldığı Şeyh Safiyyüddin Külliyesi rbe, tekke, kütüphane, mescid ve diğer sosyal tesislerden oluşmaktadır. Külliye’ye muhtelif zamanlarda inşa edilen Revak (Kandilhane). Çinihane, Cennetsera Mescidi, Çırağhane, Çilehane ve Şehidgah ile genişlemiştir. Türbenin yanında Şah İsmail I merkatı ve XVI. yüzyılda inşa edilmiş bir mescid, mescidin doğusunda kütüphane bulunur. Şah Tahmasb I ve Şah Abbas tarafından Şeyh Sa'di'nin divanı gibi çok nadide el yazmaları kütüphaneye kazandırılmıştır. Ancak kütüphane ve türbedeki değerli eşyalar, işgal sırasında Ruslar tarafından soyulmuştur.

            Vakıf şartına göre görevli beş huffaz dergah mescidinde her Cuma günü (Mülk suresi veya başka bir süre-i şerif) mııhikkinlere, diğer beş huffaz şeyhin türbesinde her sabah, otuz ecza-han şeyhin türbesinde her sabah, bir cüz okumak ve mu'arrif de her Cuma, Kur 'an- ı Kerim' i muhikkinlere okuma tarifi yaptırmak şartıyla ücrete bağlanmıştır.

Osmanlılar, Erdebil'i ele geçirdiklerinde, Şah İsmail I zamanından başlayarak devam edegelen Şeyh Safiyyüddin-i Erdebili Dergahı evkafını mukarrer kılarak muhafaza ettiler. Bu meyanda dergahın vergi muafiyetleri aynen devam ettiği gibi Osmanlı idaresinin sona ermesinden sonra da vakıf ve muafiyetler devam etti.

Vakfın gider kalemlerini vazifeliler ödenen ma  aşlar ve imaretin ihtiyaç duyduğu mallara yapılan harcamalar oluşturmaktadır. Şeyh Safiyyüddin-i Erdebili vakfından görevlilere (mütevelli, nazır-ı vakıf, hatip, imam, vaiz, müderris, huffaz,   ecza- han,   muarrif, muallim-i sıbyan, kayyum, ferraş, türbedar, katib-i evkaf, cabi, hazinedar , hafız-ı kütüb, katib-i kiler, vekil-i harç, bevvab, tabbah, habbaz, suyolcu ve saka’ya yıllık toplam 437.190 akçe, türbe ve mescid için (aydınlatma ve döşeme) için 140.520 akçe, imaret (yemek masrafı ve misafir azığı için) toplam 747.180 akçe ödeme yapılmaktadır. Buna göre vakfın gelir toplamı 1.407.383 akçe, gider toplamı ise 1.381.530 akçedir.

Erdcbil şehrinin Niyardebir Mahallcsi'ndeki Pir Abdülmelik mescidinin ve Tabar mahallesindeki İmani mescidinin yıllık 56.640 akçe tutarındaki masrafı vakıftan karşılanıyordu.

 

GENCE SANCAĞI

Gence bölgesi, tarihte Sabir, Hazar, Arap, Salari, Saci, Şeddadi, Büyük Selçuklu, İldeniz, Harizmşah, İlhanlı, Celayir, Timurlu, Karakoyunlu ve Akkoyunlu hakimiyetlerinde bulunduktan sonra, XVI. asır başlarında Safevi Devletinin idaresine girdi. 1 Eylül 1588’de şehri Osmanlı topraklarına katan Ferhad Paşa, şehir etrafındaki bağ ve bahçelerle, şehirdeki kervansaray, hamam ve dükkanların tahrip edilmemesini emretti. Ferhad Paşa fetihten iki gün sonra imar faaliyetlerine başladı.  Şehre bir kale ve mahalleleri içine alacak şekilde sur inşa etti. l590'da yapılan anlaşma ile Safeviler, Gence ve Karabağ havalisini Osmanlılara bıraktılar. İmar faaliyetleri daha sonraki yıllar da da devam etti. 1594 yılında Gence kadılarına gönderilen bir hükümde, cami ihtiy acı olan yerlere cami ve mescid yapılması, kendi mallarından cami yaptırmak isteyen hayır sahiplerine ve vakıflara yardımcı olunması emredildi. Gence ele geçirildikten hemen sonra tahrir edilmeye başlandı. Bu tahririn amacı, arazinin timar ve vakıflara taksimi, devlet hazinesine gelir ve muhafazada bulunan askerin ulufesini temin etmekti.

Osmanlı hakimiyeti 18 yıl sürdükten sonra, eski Safevi kentlerini bir bir geri alan Şah I. Abbas 6 aylık kuşatmadan sonra, beylerbeyi Mehmed Paşa'nın aman dilemesiyle 4 Temmuz 1606'da şehri geri aldı ve tahrip etti. Ardından da eski şehrin 1 fersah (yaklaşık 6 km.) ötesine yeni bir şehir kurdurdu.

Yaklaşık bir asır Safevi hakimiyetinde kalan şehir, stratejik sebebleri göz önüne alan Osmanlı hükümetinin l722'de Gence' nin bir an evvel zapt edilmesi kararı gereği görevlendirilen Silahdar İbrahim Paşa tarafından 100 Ekim l723'de Gence'yi aldı ise de, serdarlıktan alındığı için şehri terk etti.

            Rusya ile 1724 yılında anlaşma yapıldıktan sonra, ileri harekata geçen Erzurum valisi Hacı Mustafa Paşa iki aylık bir kuşatmadan sonra 4 Eylül 1725' de Gcnce ' yi ele geçirdi.     

İkinci Osmanlı hakimiyeti de uzun sürmedi.  Köprülü-zade Abdullah Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Arpaçay Savaşı' nda (Haziran 1735) yenilince. Şah Nadir-i Afşar, Rus topçu uzmanlarının yardımıyla, bir aylık bir kuşatmadan sonra, 9 Temmuz l 735'de şehri işgal ederek Gence'yi savunan asker ve halka karşı oldukça sert davranarak pek çok kişiyi kılıçtan geçirdi.

            Aile vakıfları, malikane sahibi bazı kimselerin servetlerini muhafaza etmek için arruflan altındaki toprakların gelirlerini kendisine, ölümünden sonra ailesine ve nesline bağışlamalarıyla ortaya çıkmıştır. l 595 ' de Gence ' nin Arrani Nahiyesi' nde Şurumi ve Pir Cibin isimleri taşıyan üç çeltik nehrinin malikaneye ait hisse gelirleri, kayıtlarda bulunmayan malikane sahiplerinin aile vakıflarına kaydedilmiştir. Yapılan hesaplamaya göre; bu aile vakfının 12.000 akçelik bir gelire sahip olduğu söylenebilir. 

İmam-zade Şeyh Muhammed Zaviyesi Vakfı

Şeyh Muhammed, defter kaydına göre Hz. Hüseyin (r.a.) soyundan, Oniki İmam'ın beşincisi İmam Muhammed Bakır'ın neslindendir. Gence kalesinin yakındaki zaviyenin 15095 yılında aynı nahiyedeki iki mezra ve bir değirmenden(Hatibi ve Kuşgan mezraları ve Gökçe Sultan değirmeni) 5.308 akçe vakıf geliri bulunmaktaydı. 

Şeyh Nizami Türbesi

            Şeyh Nizami ( Nizami Gencevi-1150-1214) Genceli olup Azerbaycan ve İran’ın en büyük şair ve ediplerin den biridir. Azerbaycan’ın en güzel türbelerinden birisi Şeyh Nizami’nin medfun olduğu türbedir. Türbe Kürek Nahiyesinde olup, Ferhad Paşa veya Hızır Paşa tarafından vakfiyesindeki şartlar gereği işlem yapılmıştı. Türbe vakfının 17.480 akçe geliri, vakfın yemek, tamir ve personel gideri yıllık 14.868 akçeydi.

 Şeyh Karaman Zaviyesi

            Şeyh Karaman hakkında bilgi bulunmamaktadır. Kitab-ı Diyarbekriyye de Karakoyunlu döneminde (1420-1595) yaşayan  

    Pir Karaman isimli bir şahsiyetten bahsedilmektedir. 1595 yılında zaviyenin 4.500 akçe geliri bulunuyordu. 

 Ali Bahşi Zaviyesi Vakfı

            Tarihi geçmişi hakkında bilgi bulunmayan Ali Bahşi’ye ait zaviyenin 1.000 akçe vakıf geliri vardı.

 Şeyh Muhammed Zaviyesi

            Hakkında bilgi bulunmayan Şeyh Muhmmed’e ait zaviyenin 1595 yılında 16.450 akçe vakıf geliri bulunuyordu.

  Şeyh Siraceddin-i Ensari Zaviyesi

           En çok hadis rivayet eden, 19 gazaya katılmış sahabelerden Hz. Cabir-i Ensari’nin neslinden Şevh Kemaleddin'in oğlu olan Şeyh Sirraceddin’e ait zaviye Dezak nahiyesi- Şeyhler köyünde olup vakıf geliri akçe olarak belirtilmeyen evladiyelik bir vakıftır.

 Sultan Ahmed (Şehriyari) camileri Vakfı

       Erzurum valisi Hacı Mustafa Paşa' mn 4 Eyül 725' de Osmanlı idaresine soktuğu Gence şehrinde ki selatin camilerine, Gence Sancağı'ndaki bir takım gelirler, devrin hükümdarı Sultan III. Ahmed’in emriyle vakfedilmişti. 1727 tarihli tahrir defterine göre selatin camileri arasında ayrım yapılmaksızın '·evka f- cevami'-i hazret-i şehriyari" adıyla bir vakıf oluşturulmuştu. Defter kaydına göre, bazısı harap, bazısı mamur olan bu cami ve mescidlerin sayısı 15 idi. Aralarında Şah I. Abbas’ın yaptırdığı Şah Abbas (Camii Kebir) ninde bulunduğu Şehriyari camilerine vakfedilen toplam vakıf geliri 286.800 akçedir.

            Yukarıda zikredilen Gence Sancağı vakıflarının 1595 yılındaki toplam geliri 71.288 akçe, 1717 yılında ise 286.800 akçedir.

( Erdebil Ve Gence başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 11/10/2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu