HOY SANCAĞI
•
(Horasan ereni ve Türkmen şeyhi Hacı Bektaş-ı Veli
(1209-1271) XIII. Yüzyılda Anadolu’ya göç etmiş Haydari veya Yesevi
dervişlerindendir. Mezarı dergahını kurduğu ve yaşadığı Sulucakarahöyük (Hacı
Bektaş) te olan Hacı Bektaş-ı Veli’nin nesli hakkında araştırmacılar ve
Alevi-Bektaşi toplumunda farklı görüşler vardır. Kendilerini bel evladı olarak
nitelendirenler, Hacı Bektaş’ın Kadıncık Ana (Kutlu Melek) ile olan
evliliğinden nesli olduklarını iddia ederken, Yol evladı oldukların iddia
edenlerse, Hacı Bektaş’ın hiç evlenmediğini, mücerred (bekar) kaldığını
kendilerinin de Kadıncık Ana’dan gelen nefes ile yol evladı olduklarını iddia
etmektedirler. İslam tasavvuf geleneğinde bekarlık gibi bir gelenek yoktur.
Bekarlık geleneği Bektaşi tarikatının ikinci kurucusu sayılan Balım Sultan
(ö.1516) tarafından gelenek haline getirilmiştir.)
.
Hoy sancağında bulunan adına zaviye kurulmuş olan
Pir Saltuk'un tarihi şahsiyeti hakkında kaynaklarda açıklayıcı bir bilgi
bulunmaz. 1728 tarihli defter kaydına
göre Pir Saltuk Hacı Bektaş-ı Veli’nin neslinden olup Hoy sancağında inşa
ettiği zaviyede yaşamış ve burada vefat etmiştir. Kesin olmamakla birlikte
zaviye 1438-1478 tarihleri arasında inşa edilmiş olabilir. (A.S.B)
Kuruluşundan itibaren
gelen-geçen (ayende ve
revende) yolcuları barındırma, yedirip, içirme(itam-u taam) işlevi
yüklenen zaviyenin vakfının toplam geliri 11.900 akçeyi bulmaktadır.
1
Tarihi şahsiyeti hakkında bilgi olmayan Pir Hüseyni’ye ait zaviye Hoy Sancağı- Gerger Nahiyesi-Alemdar köyünde olup vakıf senedi Osmanlı öncesi hükümdarlar tarafından verilmiştir.
Han Ahmed Zaviyesi
Tarihi şahsiyeti hakkında
bilgi bulunmayan Han Ahmed’e ait zaviye Hoy sancağında adını taşıyan köyde
bulunmaktaydı. Zaviyenin 25.00 akçe geliri bulunmaktaydı.
1593 yılında Hoy sancağı vakıflarının- Osmanlılar-tarafından sağlanan-
geliri 25.000 akçe, 1728 yılında ise 12.760 akçedir.
Nahçivan’ın en
önemli dini-abidevi eseridir. XIII. Yüz yılda İldenizliler tarafından inşa
ettirilmiştir. Cami-i Kebir (Sultan Murad Camii) vakfının 1590 yılında toplam
vakıf geliri 375 akçedir.
1591-1596
yıllarında Revan, Gence ve Badat Beylerbeyi Hızır Paşa tarafından
yaptırılmıştır.
Alınca nahiyesi-
Hace Parak köyündeki camidir. Cami-i Kebir, Hızır Paşa Camii ve Hace Parak
camiinin vakfı ortak kaydedilmiştir. (Nisan 1723) Üç camiye ait vakfın toplam
56.346 akçeyi bulan gelirinin 44.250 akçesi personel yevmiyesine, 12.096 akçesi
ise camilerin masraflarına tahsis edilmişti.
Muhtemelen Akkoyunlu Uzun Hasan ve Yakub Beylerin Atabegi Sufi
Hali Bey (ö.1491) yaptırılmıştır.
İlim ve nüfuz
sahibi muhterem bir şahsiyet olan Şeyh İsa’ya III. Murad tarafından vakıf
gelirleri verilmişti.
Ekim 1162 yılında
vefat eden Ahi şeyhi Yusuf b. Kuseyr için Şemseddin İldeniz tarafından bir
türbe yaptırılmış, dergah ise Akkoyunlular zamanında kurulmuştu. Avarız,
tekalif ve her türlü tartı-ölçü vergilerinden muaf tutulan dergahta Şeyh
Yusuf’un neslinden şeyhzadeler yaşamaktaydı.
Suremerek-i Suğla
köyünde yaşayan bu kişiler Safeviler tarafından vergiden muaf tutulmuşlardı.
Muafiyeti belgelemeleri karşılığı muafiyetin devamı için ferman yazılmıştır.
Tarihi şahsiyeti
hakkında bilgi bulunmayan Mevlana el-Kadi 42.500 akçe vergi geliri olan
Mihranşah köyünde yaşayan salih bir zat olduğu anlaşılıyor.
Karakoyunlu
beylerinden Bozdoğan Bey’in oğlu Emir Ziya-ül Mülk’ün torunu olan Mevlana
Muhammed’e, Ferhad Paşa’nın 1593 tarihli seferi sırasında gösterdiği
yararlıklar sebebiyle ecdadından kalan mülklerinin ve 14.000 akçe gelirli
vakfın tasarrufu verilmişti.
İsfendiyar
hakkında da bilgi bulunmamaktadır. 1727 yılında Mül-ki Aslan nahiyesi Çehre
köyündeki zaviye ziyaret yeri olup getirilen kurbanlıkların satışından ele
edilen kar fakirlere dağıtılmaktaydı.
Hurufilerin
lideri olan Ebu-l Nasr’ın vakfiyesi Osmanlılar tarafından kabul edilmemiş ve
cami 1727 yılında Sultan Murad camii olarak kayıt edilmişti.
.
Su şehri
mahallesinde banisi ve mimarı bilinmeyen cami I. Şah Abbas tarafından
genişletilmiş ve vakfa bağlanmıştır. Cami vakfının geliri 31.890 akçe olup
personel ücreti ve cami masraflarına harcanmaktadır.
Medrese vakfının 23.980 akçe geliri
olup, müderris, talebe harçlığı ve medrese tamirine harcanmaktadır.
Veniz Köyü Mescidi Vakfı
Azadciran
nahiyesi Veniz köyünde Cuma mescidi olduğu için vakfa bağlanmıştır.
REVAN SANCAĞI
Revan Bölgesi VII. Asırda Müslüman
Arapların, 1064 yılında ise Selçukluların eline geçti. Şah İsmail zamanında
şehir halini aldı. Osmanların Revan
bölgesine ilk gelişleri 1514 yılında oldu.(Çaldıran savaşı) III: Murad zamanında Rumeli Beylerbeyi
Gerhad Paşa tarağından yeniden Osmanlı topraklarına katılan Revan bölgesi bu
zaman zarfında harap olan şehri imar etmek için çok çaba sarfetti. Sultan IV.
Murad zamanına kadar şehir birkaç kere daha el değiştirdi. Ve tahrip oldu,
Sultan IV. Murad 1635 tarihinde yeniden Osmanlı yönetimine geçen şehrin imarını
emretti. 1639 Kasrı Şirin anlaşmasıyla şehir Safevilere bırakıldı.
3 Ekim 1724
yılında Köprülüzade Abdullah Paşa Revan’ı yeniden Osmanlı topraklarına kattı.
Revan şehrindeki yıkımı telafi etmek isteyen Osmanlı yönetimi vakıfları
aktifleştirdi. 1735 yılında Afşar Şah Nadir-i Afşar şehri ele geçirdi.
IV. Murad’ın
Revan’ fethettiğinde Cuma namazını kıldığı cami, III. Ahmed zamanında
(1703-1730)tesmiye edildi. Sultan Ahmed vakfı Revan kalesi içindeki ve
varoşlardaki tüm cami, mescid ve bir medreseyi kapsıyordu. Revan’daki din ve
eğitim hizmetini bünyesinde barındıran Sultan Ahmed vakfının 1728 yılındaki
vakıf geliri 78.000 akçe idi.
Akkoyunlu Uzun Hasan Bey ve
Osmanlılar, Revan-Karpi Nahiyesi-Üç Kilise köyünde Ermeniler için Eçmiyazin
kilisesine vakıf tesis etmişlerdi. 1728 yılı tahrir kayıtların a göre
Akkoyunlular, Safeviler ve Osmanlılar Ermeniler için mukaddes olan bu
kiliselere vergi muafiyeti tanımışlardı. Eçmiyazin Kilise vakfının yıllık
toplam geliri 211.222 ulaşırken, masrafları ise yolculara, kilise rahiplerine
ve karabaşlara harcanıyordu.
III. Ahmed’in
vefatıyla tahta geçen I. Mahmud zamanında(1730-1736) Revan Muhafızı ve
Seraskeri vezir İbrahim Paşa yaptırdığı mescidlere Sultan Mahmud’un ismini
vermişti. Yapılan arz üzerine Sultan I.
Mahmud, mescid görevlilerinin ücretleri için 19.000 akçe vakfetmişti.
Vadi-i Kebir
köyünde yaşayan Müftü Mevlana Emin Muhammed’in tasarrufuna verilen 400 akçe
gelirli çiftlik kaydı 1590 yılına aittir.
Vadi-i Kebir Köyü camii vakfının
400 akçe geliri cmi görevlileri için harcanıyordu.