Parladığım Anda
Parladığım Anda

12 Kasım 2025

H. Çiğdem Deniz 

I. Parça – Kırmızı Şarabın Sessizliği

Kırmızı şarabını yudumlarken müziğin notaları odanın duvarlarına çarpıp yankılanıyordu.
Kadın, camın ardındaki yağmur çizgilerine baktı — her biri bir anıyı aşağıya indiriyor gibiydi.
Telefon konuşmasını düşündü, o boğazında kalan öksürüğü, düşen sesi…
“Beni üzüldüğümde değil, parladığımda anlasın,” dedi kendi kendine, sessiz ama keskin bir iç sesle.
Çünkü artık ışığını saklamaya niyeti yoktu.
Anlaşılmayı beklemekten çok, kendi sesini duymaya karar verdi o akşam.
Ve müzik, bu kararın en güzel tanığıydı.

II. Parça – Yazının Bedeli

Yazmak onun silahı mıydı? Yoo, hayır…
O inciltmek istemezdi.
Sadece içindekileri susturmanın bir yolunu bulmuştu kelimelerde.
Her cümle, suskun bir haykırıştı.
Yine de bazen, doğru kelime bile yanlış kalplerin kulağında bir diken gibi batardı.
Bunu bilirdi.
Ama vazgeçemezdi.
Çünkü yazmazsa, kendi sesini duyamazdı.
O yüzden değil midir, en çok anlaşılamadığı zamanlarda kalemini eline alışı?

Masanın üzerinde, yarısı boşalmış şarap kadehi duruyordu.
Kırmızı sıvı, loş ışığın içinde kalbinin atışını yansıtır gibiydi.
Bir an için sustu müzik.
O da kalemini masaya bıraktı.
“Beni anlamasalar da, ben kendimi anlatacağım,” dedi usulca.

III. Parça – Toplum ve Kadın

“Toplum ve kadın,” dedi iç çekerek.
Sigarayı bırakalı epey zaman olmuştu, ama şimdi bir nefes çektiğini düşündü — duman değil, hatıralar doldu ciğerlerine.
Koltuğuna biraz daha gömüldü.
Müziğin ağır ritmi, bir mahkeme tutanağı gibi yankılanıyordu zihninde:
Kadın olmak, hep savunmada kalmak gibiydi.
Birilerinin bakışı, sesi, sözü — hepsi birer hüküm cümlesiydi sanki.

Oysa o kimseyle yarışta değildi.
Parladığı anlarda bile kimsenin gölgesini çalmamıştı.
Ama toplum, kadının parıltısını hep sorgulardı:
“Bu kadar ışık sana fazla,” der gibi bakarlardı gözlerinin içine.

Şarabından bir yudum aldı.
Tadı biraz buruktu, ama gerçekti.
Kendi kararlarının, kendi yalnızlığının tadı.
Ve düşündü:
Belki de kadın olmak, ışığı elinde tutarken yakmamak için gösterilen sabırdı.

IV. Parça – Yıldızlı Gece

Buklelerinde dolaştı parmakları, nazikçe…
Yazdığı şiiri mırıldandı dudaklarının arasından, sessizce.
Her kelime bir yıldız kadar hafifti, her dize kendi gökyüzünü aydınlatıyordu.
O an onu sadece yıldızlı gece dinliyordu; rüzgar bile sessiz kalmış, yaprakların hışırtısı duraklamıştı.
Müziğin ritmi artık sadece hafif bir fonda çalıyordu.
Kadın, kendi kelimeleriyle yalnız ama bir o kadar özgürdü.
Hiçbir yargı yoktu, hiçbir beklenti yoktu; sadece o ve gecenin parıltısı.
Bir yudum şarap, bir nefes derinlik, bir şiir…
Ve o an, bütün dünya sessizleşmişti onun için.
( Parladığım Anda başlıklı yazı çitlembik tarafından 12.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu