MACARİSTAN

            Macaristan vakıflarıyla ilgili iki çalışmaya ulaşabildim. Her ikisi de Yüksek Mimar Mehmet Emin Yılmaz’a ait. Yılmaz ilk çalışmasında Osmanlı Macaristan’ın da 644 eser yapıldığını 200 Cami-mescid, 62 tekke-türbe,40 medrese,85 mektep,1 darulkurra, 39 han,1 kervansaray,32 hamam-kaplıca,1 köprü,135 çeşme,1 su kemeri,1 darüşşifa,1 saat kulesi omak üzere 644 hayrat inşa edildiğini günümüze ise ancak 41 tanesinin sağlam ulaşabildiğini belirtmiş.

Mehmet Emin Yılmaz Aralık 2019 tarih ve 52 sayılı Vakıflar Dergisinde yayınlanan ikinci çalışmasında belirttiğine göre   Osmanlılar döneminde 118 tekke, 61 türbe, 33 şehitlik ve mezarlık bulunmaktaydı. Avrupa’nın pek çok yerinde olduğu gibi Gül Baba Türbesi, Peçuy’daki İdris Baba Türbesi ve İlok’taki açık türbe dışındakiler Avusturyalılar tarafından yok edildiğini belirterek bu hayratları bölge bölge listelemiş.

Mehmet Emin Yılmaz Macaristan’daki hayratları listelerken Evliya Çelebi seyahatnamesi, Peçuylu İbrahim Efendi’nin tarihi, hurufat defterleri ( Osmanlı döneminde tüm vakıf görevlileri Hurufat defterlerine kaydeliyordu.) vakıf tahrirlerinden ve 150 yıllık Osmanlı hakimiyetinde yabancı ressamlar tarafından çizilen gravürlerden faydalanmış Listedeki mezarlık ve kabirleri eserleri vakıf eser olarak değirlendirdim. Kesin olarak biliyoruz ki İslam medeniyetinde türbeler, mezarlar asla yalnız bırakılmazdı. Bu hayratlar için mutlaka vakıf kurulur ve vefat edenler için cüzhanlar görevlendirilirdi.

Macaristan Krallığı’nın Mohaç Savaşı’nda târihe karışmasının ardından Kanûnî ve halefleri, 1683 yılına kadar ülkenin çok büyük bölümünü hâkimiyet altna aldılar. Rumeli’nin fethinde öncü rol oynayan Kolonizatör Türk Dervişleri Macaristan’da da fütûhata katlmışlar devletin de teşvikiyle yeni tekkeler kurmuşlardır. Eğri’nin fethinde Şemseddin Sivâsî, Budin’in fethinde Gül Baba, Sigetvar’ın fethinde Nureddinzâde, Göle’nin fethinde Musluhiddin Efendi bulunmuşlardı. Sigetvar’ın fethinden sonra Sultan Süleyman için inşâ edilen makam türbesinin yanına şeyhliğini Ali Dede ‘nin yaptığı Halveti Tekkesi kurulmuştu.

            Aynı şekilde Uyvar’ın fethini müteakip Estergonlu Ali Efendi burada kurulan tekkede görevlendirilmişti.
            Macaristan coğrafyası uç bölgesi ve sürekli harp hâlinde olduğundan Macaristan’da Rumelindeki gibi sistematk bir iskân ve şenlendirme politkası güdülememiş, askerler ve yönetci aileler dışında İslâm nüfusu oluşmamıştı. Osmanlı dönemindeki Macar krallığı, bugünkü Macaristan, Slovakya, Hırvatstan ve Slovenya ile Sırbistan’ın kuzeyindeki Voyvodina’yı, Sırbistan ve Romanya arasında bölüşülen Banat’ı, bugün Romanya’da kalan Transilvanya ile Ukrayna’da kalan Ruthenya’yı içine alıyor ve 330.000 km2 büyüklüğe ulaşıyordu. Osmanlı Macaristanı’nda Türk hâkimiyetnin sona ermesiyle birlikte yerleşik bir İslâm nüfusu olmadığından geride kalan mimârî eserler de hızla yok olmuştur. Câmi, tekke, türbe gibi dinî mimariye ait eserlerden geriye kalanlar bir elin parmaklarını geçmemektedir.

VGMA kayıtlarında Rüstem Paşa Zâviyesi, Çakır Ağa Zâviyesi ile Mustafa Paşa Zâviyesi ve Türbesi, Sigetvar’daki Halvet Tekkesi, Sultan Süleyman için yaptırılan makam türbesi ve günümüze ulaşamayan Hindî Baba Tekkesi ve vakfiyesi bilinen Tımışvar’da Celvet Tekkesi’ne ait bilgiler bulunmaktadır. Ayrıca Evliya Çelebi’nin tarif ettiği Hatvan’daki Hasan Baba ile Velim Baba Türbesi de gravürlerden tespit edilmiştir.  Mehmet Emin Yılmaz’ın yoğun bir çalışma sonunda tespit ettiği vakıf eser sayısı 118 tekke, 61 türbe ile 33 şehitlik ve mezarlıktır. Tüm bu bilgilere göre Mehmet Emin Bey’in tespit ettiği eserlerin listesi şu şekildedir:


ARAT-Romanya (Köprülü Mehmed Paşa Tekkesi, Arat palankasının tamiri, câmi, büyük han, hastane, mütevellîhâneler, mektep, imâret, tekke) Şehitlik- Moroş nehri kenarında)

BAÇ – Macaristan (Ferhat Baba Sultan Türbesi)

BAYA – Macaristan (Tekke)

BEÇEY-Macaristan( Beçey Kalesi’nde tekke)

BEÇKEREK – Sırbistan ( Sokollu Mehmed Paşa Tekkesi ve Türbe (Han, Cami, Hamam, Türbe, Mescid ve Tekke)

BEŞENOVA – Romanya (Beşenova kalesinde Tekke)

BOBOFÇA – Macaristan (Dana Halil Zaviyesi)

BUDİN – Macaristan (10 Tekke, 16 Türbe, Akıncı Mezarlığı, Gaziler Mezarlığı, Galiçya Şehitliği, Abdi Paşa ve Hatce Hanım’ın, Abdulmümin Paşa, Cerrah Kasım Paşa, Karakaş Mehmet Paşa, Kenan Süleyman Paşa, Semender Paşa, Seydîzâde Mehmet Paşa, Sofu (Hacı) Mehmet Paşa, Tiryaki Hasan Paşa, Hatat Ali Çelebi ve Uzun Bâlî Efendi’nin mezarları ve Ahmed Bey Türbesi, Arslan Paşa Türbesi, Bâlî Paşa Türbesi, Baruthane Kalesi Zâviyesi, Çakır Ağa Zâviyesi, Dârüşşifâ Zâviyesi, Gâzi Gerz İlyas Tekkesi ve Türbesi, Gül Baba Tekkesi-Türbe ve Mescid, Hızır Baba Tekkesi ve İki Türbe-Budin’de şehrin batısında surların dışında yer alıyordu.-“Ova Kapısı dışında lodos tarafnda cennet bağları içinde ufak tefek bir Bektaşî dervişleri dergâhıdır, ama evkaf azdır. Fukaraları gazilerden fakirlik parsası ile geçinip “Fakirlik benim ifiharımdır” hadisiyle yaşar bir alay ehl-i sünnet ve’l-cemaat pâk Kalenderi taifesidir. Bizzat Hızır Baba hazretleri bir gülistan içinde yatmaktadır. Sırrı aziz olsun.” (Evliyâ Çelebi) Hindi Baba Tekkesi ve Türbesi, Kalaylıkoz Ali Paşa Türbesi, Memi Baba Tekkesi ve Türbesi, Mifah Baba (Baba Şâban) Tekkesi ve Türbesi, Muhtar Baba Türbesi (“Bu Âl-i Abâ fukarası evliyâsı Yeşil Direkli Ilıcası Hanı önünde bir nurlu kubbede yatmakta olup Budin gazilerinin ziyaret yeridir, Allah nurunu artrsın.” Evliya Çelebi), Orta Câmi Önündeki Türbe, Rüstem Paşa Zâviyesi ve Türbe, Sokollu Mustafa Paşa Türbesi, Veli Bey Tekkesi ve Türbesi, Akıncı Mezarlığı, Gâziler Mezarlığı (“Tüm mezarlığı bat tarafa Hazret-i Gül Baba yanında büyük bir gaziler mezarlığıdır ki her biri birer Rüstem ve Sâm akrân yiğitler iken suskunlar vadisinde yatp hâl dilleri ile birer Fâtha rica ederler. Bütün mezarlık sakinleri ruhları için el-fâtha. Hata bu Budin’in kabristanında yatmakta olan ölü diller nice yüz yıldan beri ter-ü taze gibi iskelet olup yatar. Yılan, çıyan ve fareler diş uzatp gazi naaşlarına asla zarar etmezler, acep temiz pâk topraktır.” Abdurrahman Abdi Paşa’nın Kabri (Budin’in son beylerbeyi olan Abdurrahman Abdi Paşa, 1686’daki kuşatmada 16.000 kadar Türk askeriyle şehri iki buçuk ay savundu. Yetmiş yaşlarında bulunan Abdi Paşa bu çarpışmalar sırasında şehit düştü. (“145 yıllık Türk egemenliğinin son Buda Valisi Abdurrahman Abdi Arnavut Paşa bu yerin yakınında 1686 Eylül ayının 2. günü öğleden sonra yaşamının 70. yılında maktul düştü. Kahraman düşmandı. Rahat uyusun.” Macarlar tarafından dikilen mezar taşındaki yazı)

CANKURTARAN – Macaristan (Koyun Adası Şehitliği) Tuna nehri üzerinde yer alan Koyun Adası’nda 8 yerde şehitlik bulunuyordu. Bu şehitliklerde Deli Gâzi Hasan Paşa ve Derviş Paşazâde’nin de kabirleri vardı.

CİĞERDELEN – Slovakya (Şehitlik)

ÇANAD- Romanya (3 Tekke ve 1 Türbe) Gâzi Bali Bey Camii ve Türbesi)

ÇONRAD – Macaristan (1 Tekke)

DİMİTROFÇA- Sırbistan (3 Tekke, 4 Türbe (Gâzi Bayezid Bey, Memi Paşa, Muslihuddîn Efendi, Halîm Efendi ve Ali Efendi, ) Hüseyin bin Hasan Zâviyesi, Mescidi ve Muallimhanesi, Ali Efendi ziyaret)

EĞRİ – Macaristan 7 Tekke(ismi bilinen Baba Sultan Tekkesi-Baba (Dede) Sultan Tekkesi-ve Türbesi “Yüksek bir kubbe içinde Hazret-i Dede Sultan gömülü olup nurlu kabrinin çevresi çeşit çeşit hüsn-i hat kelâm-ı şerifler, şamdan, kandildan ve çerağdanlar ile süslenmiş bir abdallar yuvasıdır. 70-80 kadar fukarâları sadaka ile geçinip çeteye ve poturaya giden gaziler ganimetle gelip bu tekkeye adaklarını verirler. Tüm yoksul erenleri onunla geçinirler”. Evliyâ Çelebi) Eğri Taburu Şehitliği)

ESTERGON – Macaristan (2 tekke, 1 türbe ile kaledeki müzede dört mezar taşı)Estergonlu Ali Efendi Tekkesi, Öziceli Hacı İbrahim Tekkesi, Mehmed Bey Türbesi) Türk Mezarlığı)

 FURUŞKA – Sırbistan (2 tekke)

GASTON – Macaristan (Gasztony kasabasındaki eski Katolik kilisesinde Belgrad’da vefât eden İzzet Mehmed Paşa’nın mezartaşı bulunmaktadır.)

GIRIJGAL– Macaristan (Deli Hüsrev ve Deli Mehmet Şehitliği)

GÖLBAŞI (Tata - Macaristan) Süleyman Bey Türbesi ve Türk Mezarlığı)

GÖLE- Macaristan (2 tekke) Ali Bey Camii ve Türbesi, Göle Şehitliği- Evliyâ Çelebi’nin tâbiriyle nice yüz bin şehit ve sâlih kimselerin gömülü olduğu bu şehitlik, Azeb kapısının dışında, ahşap köprünün yakınında ziyâret yeri tepesiydi.)

GIRGOVİÇSE (1 Tekke)

HATVAN-Macaristan (Derviş Tekkesi, Osman Baba ile Yağmur Baba Zâviyeleri)
Hasan Baba ile Velim Baba Türbeleri)

İLOK – Hırvatistan (Fukara tekkeleri, 1 Zaviye ve bir tekke, Açık (Baldeken) Türbe, Mecnun Baba Tekkesi ve Türbesi)

İRİK – Sırbistan (1 Tekke)

İSTOLNİ BELGRAD – Macaristan (5 Tekke, 3 Zaviye, Beşli varoşunda 1 tekke, Surut varoşunda 1 tekke, Hacı Paşa Zâviyesi, Karakaş Paşa Zâviyesi, Yeniçeri Ağası Zâviyesi, Bektâşî Tekkesi, Gazi Süleyman Paşa Türbesi ve Tekke)

KANİJE- Macaristan (kalede iki, Topraklık varoşunda 1 tekke, Mustafa Ağa’nın Mezar Taşı)

KAPOŞVAR – Macaristan (2 tekke)

KARLOFÇA Sırbistan (derviş konukevleri ve tekkeleri)

KOPAN – Macaristan (2 tekke)

LEGRAD Hırvatistan (Türk Mezarlığı)

LİPOVA Lippa – Romanya (Kale de 3 tekke, Ortahisar’da 1 zâviye, Yağmur Baba Tekke ve Türbesi, Mehmet Efendi Türbesi, Binbir Şühedâ Ziyâret, Lipova Şehitliği)

MOHAÇ – Macaristan (varoşta 1tekke, Mohaç Şehitliği)

NEDAJ – Macaristan (Nedaj Kalesi’nin taşra varoşunda 1 tekke)

NEMÇE-Hırvatistan (3 tekke) 

ÖSEK- Hırvatistan (4 tekke, Gazi Kasım Paşa camii, sebil ve türbe, Mustafa Paşa, Bayram Baba ve Hüsrev Baba türbeleri)

PAHŞA- Macaristan (Erkoç Baba ve Gazi Behram Baba Türbesi)

PEÇUY-Macaristan (Türk mezarlığı, Yakovalı Hasan Paşa cami ve Mevlevi Tekkesi- Bu da geniş eski bir câmidir. Bu da mavi has kurşun ile örtülü ibadethanedir. Minâresi başka tarz bir düzgün ve hoş minâredir. Avlusu gayet geniştr ki çevresi öğrenci odalarıdır. Evliya Çelebi-, Ferhat Paşa Halveti Tekkesi-cami, hamam, Bektaşi, Kadiri, Uşşaki tekkeleri- İdris Baba türbesi- 1000 târihinde hayata olup nice kerâmetleri nakledilir. Evliyâ Çelebi-Kasım Paşa Camii, hamam ve Tekkesi, Nişancı Mehmet Paşa Türbesi)

PESPİRİM – Macaristan (Türk Mezarlığı)

PEŞTE-Macaristan (Peşte Kalesi’nde iki tekke, Peşte sahrasında da Ova Tekkesi, Derviş Bey Zâviyesi, Peşte Türk Mezarlığı, Galiçya Şehitliği, Sokollu Mehmed Paşa’nın torunu Hatice Hanım’ın Kabri)
POJEGA-Hırvatistan (1 tekke, Ulama Paşa Zâviyesi, Şeyh Hasan Efendi Türbesi, Dönmez Bey Türbesi, Dizdar Ahmet Bey Türbesi)

SALANTA-Macaristan (Salanta Palankası’nda, Budin Veziri Nasuh Paşazâde Hüseyin Paşa ve 70.000 şehidin medfûn olduğu iki şehitlik)

SEGEDİN-Macaristan (İsmi bilinmeyen 2 Tekke, Segedin Sancağı’na tâbi Kobila Palankası’nda ise 1 tekke)

SENGROT-Macaristan (Türk Mezarlığı)

SİGETVAR-Macaristan (Orta Hisarı’nda 2, Türbe Palankası’nda da Halvet Tekkesi, Müezzinzâde Ali Paşa Camii, türbe çeşme ve mahkeme binası, Kānûnî Sultan Süleyman Makām Türbesi ve Halvet Tekkesi-cami, türbe, mescid, koğuşlar, sebil, buzhane, abdestlik- Sigetvar Türk Mezarlığı- Macarlar bu mezarmlığı ziraatie açmayıp hürmet etmiş, korumuşlardır. Sinan Ağa, Yakup Ağa, Şeyh Kasım ve Ali Dede’nin kabirleri)

SOLNOK-Macaristan (Memi Baba Türbesi, Solnok Şehitlikleri)

SOMBOR-Sırbistan (Sombor’un taşra varoşunda 2 tekke ile Şaban Baba, Hümam Dede ve İmam Efendi ziyaret yerleri)

ŞİKLOŞ-Macaristan (Şikloş’un taşra varoşunda 3 tekke)

ŞİMENTORNA-Macaristan (1 tekke)

TEPEDELEN-Macaristan (Açık-Baldaken-Türbe)

TIMIŞVAR-Romanya (Baba Hüseyin Tekkesi ve Türbesi, Şeyh İbrahim Efendi camii ve Celveti Tekkesi, Mustafa Paşa Zâviyesi ve Türbe, Seydî Ahmet Paşa cami ve türbesi, Câmi-i Kebîr Mahallesi Zâviyesi, Sofular Tekkesi, Şehitlik ve Şeyh Karabaş Ziyâret, Topçu Baba Zâviyesi, Çelebi İbrahim Paşa, Kalın Ali Paşa, Osman Paşa ve Zülfkâr Efendi kabirleri)

TİTEL-Sırbistan (Titel Kalesi’nde 2 tekke)

UYVAR-Slovakya (Valide camii, medrese ve Halveti Tekkesi, Uyvar Şehitliği, İçlerinde Kadızâde İbrahim Paşa, Hatat Osman ve Reisülkütab’ın da bulunduğu isimleri kaydedilmiş 2050 şehidin defnedildiği bir kabristan)

VAÇ-Macaristan (Türk Mezarlığı)

VALKOVAR-Hırvatistan (Gavsî Dede Zâviyesi, Hindî Baba Tekkesi ve Türbesi)

VALPOVA-Hırvatistan (1 tekke)

VARAD-Romanya) (2 tekke)

VARADİN-Sırbistan(kalenin aşağı varoşunda 1 tekke, Karlofça yolunda cami 1 tekke)

VERSEÇ-Sırbistan(Verseç Kalesi taşra varoşunda 1 tekke)

VİLAGOŞ-Romanya (Kale kapısı önünde Şühedâ Ziyaretgâhı ve kırklar makamı)

VİŞEGRAD-Macaristan(2 tekke)

YAKOVA-Hırvatistan(1 tekke)

YANIK-Macaristan (Sinan Paşa Şehitliği, Yeğen Mahmut Paşa’nın kayın validesi Hatce Hanım’ın Mezartaşı)

YANOŞALMA-Macaristan(Türk Mezarlığı / Török temető)

 

Osmanlı Macaristanı’nda Tekkeler, Türbeler, Şehitlikler ve Mezar Taşları Mehmet Emin Yılmaz Vakıflar Dergisi 52 - Aralık 2019

 

 

                                            BUDİN

 

Kanûnî Sultan Süleyman tarafından ilk olarak 1526da fethedilen Budin ve onun karşısındaki Peşte, bir buçuk asırlık bir Türk hâkimiyetinden sonra 1686da elden çıkmıştı. Osmanlı Devletinin en batıda ve Avrupanın ortasındaki bu büyük şehri Türk idaresi sırasında, Karadeniz üzerinden Tuna yoluyla İstanbuldan nisbeten kolay ulaşılan bir beylerbeyilik merkezi olduğundan kolayca Türkleşmişti. Ticaret yollarının birleştiği bir yerde bulunan Budin ve Peşte bir taraftan zengin bir ticaret şehri görünümü alırken burada kurulan çeşitli vakıflar bu Orta Avrupa merkezine bir Osmanlı-Türk yerleşim merkezi manzarası vermişti. 1073 (1662-63) yılında burayı ziyaret eden Evliya Çelebinin seyahatnâmesinde Budin ve Peştenin etraflı bir tasviri bulunmaktadır. Budin Kalesinin biçimi ve ölçüleri hakkında bilgi veren Evliya Çelebi, tabyaların Ali Paşa, Karakaş Paşa, Bâlî Paşa, Süleyman Paşa, Sarı Kenan Paşa, Siyavuş Paşa, Kara Murad Paşanın adlarıyla anıldıklarını yazar. İç kalede küçük bir yapı olan Murad Paşa Camii inşa edilmişti.

            Evliya Çelebi orta hisarda yirmi bir cami olduğunu bildirir. Bunlardan Süleyman Han Camii şehrin eski kiliselerinden biri iken camiye çevrilmiştir. Fethiye Camii de anlaşıldığına göre yine eski bir kilise olup çan kulesinde bir saat vardır. Çarşı içinde olan Orta Cami ise kalabalık cemaate sahip, sakıflı, kiremit örtülü bir ibadet yeriydi. Osmanlı tarzında bir minaresi olan Paşa Sarayı yakınındaki Saray Camii de eski bir kilisedir. Avlu kapısı yanında üzeri kurşun kaplı kubbe ile örtülü Gazi Ahmed Bey Türbesi bulunur.

Evliya Çelebi Budinde on altı mescid olduğunu yazar ve sadece yeniçeri odaları yakınındaki Ağa Mescidinin adını verir. Yedi medresesinden de yalnız Makbul Mustafa Paşa Medresesini anarken burada altı sıbyan mektebi bulunduğunu bildirerek bunlardan Fethiye ve Orta Cami mekteplerinin adlarını verir. Ayrıca Süleyman Han, Ulama Paşa, Arslan Paşa, Ağa, Koca Mûsâ sebillerinden de bahseder. Şehrin suyu evvelce Macarların yapmış olduğu hidrolik bir dolap sistemiyle Tunadan yukarıya çekilmekteydi.

Tabakhâne varoşunda on bir mihrap (cami ve mescid), üç han, üç tekke, üç ılıca, dört sıbyan mektebinden söz eden Evliya Çelebi, büyük varoşta ise son derece sağlam Ali Paşa tabyasında sülüs hatla yazılmış bir dörtlükte Seyyid Ali Paşanın adını okuduğuna göre, serhadlerde başka bir benzeri olmayan bu tabya bir Türk eseri olmalıdır. Bu varoşta yirmisi taş, dördü ahşap minareli yirmi dört cami ve mescid olup bunlardan dördü kurşun kaplıdır.  

Toygun Paşa, Hacı Safer, Osman Bey, Makbul Mustafa Paşa camileri en sanatlı yapılardır. Beş medresesinden biri olan Toygun Paşa Medresesi anılmaya değer bir diğer yapıdır. Civarında bir han ile bir de Toygun Paşa Hamamı vardır. Evliya Çelebi ünlü ılıcalar hakkında da bilgi vererek Yeşildirekli, Tabakhâne, kitâbesine göre Mustafa Paşa tarafından yaptırıldığını belirttiği Horozkapısı, Velî Bey, Baruthâne ılıcalarını ve bunların sularının evsafını belirtir.

            Evliya Çelebiye göre Budinde yedi tekke vardır. Bunların en ünlüsü, Gazi Mihal oğullarının hayratı olan Gülbaba Bektaşî Tekkesidir. Merzifonlu Gülbaba çiçekli bahçe içinde kubbeli bir türbede yatar. Tuna kenarında Miftah Baba Tekkesi ve Türbesi, Ovakapısı dışında Hızır Baba Türbesi ve Tekkesi, Gürz İlyas Gazi Tekkesinin yanında da bir mücahid olan bu velînin türbesi vardır. Bu tekkenin bulunduğu yerdeki tepeye Gürz İlyas tepesi denilir.

            Budinin karşısındaki Peşte de bir surla korunmuştur. Burada da beş cami ve altı mescid vardır. Pek az talebesi olan iki medreseye, üç sıbyan mektebine, iki tekke ve iki hamama sahiptir. Eski gravürlerde Peştedeki camilerden dördünün minaresi açık şekilde gösterilmektedir.

Evliya Çelebinin verdiği sayıları toplayan E. Hakkı Ayverdi, Yukarı Hisar, Debbağhâne varoşu ve Büyük varoşta toplam yirmi beş cami, kırk yedi mescid, on iki medrese, on altı sıbyan mektebi, on tekke ve onların eki olan velî türbeleri, iki hamam, dokuz han, sekiz ılıca, bir çeşme, bir baruthâne bulunduğunu ortaya koymuştur. Camilerden bazısı Türk yapısı olmamakla beraber birkaç istisna ile eserlerin çoğu Budin ve Peştenin Türk hâkimiyetinde olduğu yıllarda inşa edilmiştir.   

Budapeşte Şehir Müzesinde olan J. D. Fontana imzalı, 1686 kuşatmasını tasvir eden resim de mükemmel bir belgedir. Burada Türk mimari özellikleri taşıyan sekiz cami, Gülbaba Türbesi, Bektaşî tekkesi harabesi ve mezarlık farkedilmektedir.

            Budinde önemli bir ibadethâne de Mustafa Paşa Camii idi. Mimar Sinanın eserlerinin adlarını veren Tezkiretül-ebniyeden öğrenildiğine göre bu kubbeli cami Sinanın eseridir. Tuna üzerindeki köprünün başında Köprübaşı Camii vardı. Varoşta Hacı Safer Camii, Osman Bey, Rüstem Paşa ve Hacı Ahmed Ağa camilerinin de adları bilinir. En büyük Türk kabristanı ise eski gravürlerde görüldüğü gibi Gülbaba Türbesi etrafında bulunuyordu.

            Osmanlı hâkimiyeti sırasında burada inşa edilen ilk eser, 1526da on gün içinde yapılan Tuna üzerindeki köprüdür.

Budapeşte camilerinden günümüze hiçbir şey kalmamıştır. Budin kaybedildikten çok sonra 1770e doğru çizilen bir resim ise Osman Bey Camii olarak teşhis edilmiştir.

Budindeki türbelerin adları bilinmekle beraber bir tanesi dışında bunlardan hiçbir şey kalmamıştır. Kalede Siyavuş Paşa burcu üstünde son Budin beylerbeyi Abdurrahman Paşanın  Ahmed Bey, Arslan Bey, Bâlî Paşa, Gürz İlyas Baba, Hızır Baba, Hindî Baba, Kalaylıkoz Ali Paşa, Miftah Baba, Muhtar Baba, Mimar Sinanın eseri Sokullu Mustafa Paşa, Velî Bey kabir ve türbeleri de hiçbir iz bırakmadan kaybolmuştur. Budinde bugün duran tek türbe, Türk şehrinin mânevî koruyucusu olduğuna inanılan Gülbabaya aittir.  Türbe Rozsadómb (Gül tepesi) denilen yüksekçe bir yerde 1543-1548 yılları arasında Mehmed Paşa tarafından inşa ettirilmişti. Budinde kılınan ilk Cuma namazının ardından vefat ettiği bildirilen Gülbabanın türbesinin yanında büyük ve zengin vakıflı bir de Bektaşî tekkesi vardı.

            Evliya Çelebinin buraya geldiğinde harapça bir halde gördüğü bedesten, tahminimize göre Rodos ve Kıbrısta da olduğu gibi bedestene çevrilmiş eski bir bina olmalıdır. Bugün yeri bilinmediği gibi izi de yoktur.

Budinde Toygun Paşa Camii yanında aynı kişinin vakfı olan hamamdan başka Orta Hisarda da suyu Tunadan sakalarla taşınan (?) küçük bir hamamın varlığının bilinmesine karşılık çok sayıda ılıca bulunmaktadır. Roma devrinden beri bilinen sıcak su kaynakları Osmanlı idaresi sırasında mükemmel ılıca tesisleri haline getirilerek kullanılmıştır. Evliya Çelebi sekiz ılıcadan bahseder. Bunlardan dört tanesi sonraları çok değişikliğe uğramakla beraber Türk mimari karakterindeki özlerini muhafaza etmektedir. Horozkapısı, Mustafa Paşa, Debbağhâne ve Velî Bey ılıcaları bugün mevcuttur. Baruthâne yakınında olan Baruthâne ılıcasından ise görünürde bir iz kalmamıştır. Evliya Çelebinin ... ol kadar tekellüflü değildir... diyerek bahsettiği bu ılıca Lukács adıyla anılmakta ve sıcak suyu kullanılmaktadır.

Budinde bugün işler durumdaki dördüncü eser Velî Bey ılıcası denilen tesis olup şimdi Czasar ılıcası olarak tanınır. Evvelce içinde olan kırmızı renkte bir taş levhaya işlenmiş uzun kitâbesi, bunun Budin Beylerbeyi Sokullu Mustafa Paşa tarafından 977de (1569-70) yaptırıldığını bildirir. Buraya Velî Beyin adının niçin verildiği ise bilinmemektedir. Âşık Mehmed Menâzırül-avâlim adlı eserinde bu ılıcayı, Medîne-i Budinin bir kenarındadır ki Velî Bey kaplıcası demekle müteâriftir, âbı mutedilüs-suhûnedir... ve bu germâbın dahi menbaında kârgir kubbe-i kebîre ile bir camekân ve kârgir kubbe-i kebîre ile bir dârül-gusl mebnidir ve dârül-guslün içinde bir havz-ı kebîr ve etrâf-ı havzda on altı adet hucerât ve her birinde lâyenkatı mâ-i cârî kurnalar bina olunmuştur cümleleriyle anlatır. Semavi Eyice

 

 

 

PEÇUY

 

Macaristanda Pécs şehrinin Osmanlı dönemindeki adı. Macarca Pécs, Almanca Fünfkirchen, Latince Quinqu Ecclesiae adlarıyla bilinen şehir Osmanlı kaynaklarında Hırvatça söylenişine uygun olarak Peçuy şeklinde geçer. Ülkenin güneybatısında bulunan Mecsek dağlarının güney eteklerinde kurulmuştur. Burası Eskiçağdan beri bir yerleşim merkezidir.

Şehir, Mohaç Savaşının sonucu olarak (932/1526) Osmanlı kuvvetleri tarafından yakılıp tahrip edilince halkının çoğu burayı terketti. Kral I. Ferdinandın taç giyme törenine katılan Peçuy yargıcı Wolfgang (Farkas) Schreiber vergiden muafiyeti içeren krallık imtiyazını 1528 Eylülünde ilân etti ve yakılan şehrin on iki yıl boyunca vergiden muaf olduğunu bildirdi.

29 Ağustos 1541’de Kanûnî Sultan Süleyman, Macaristanın başşehri Budini ele geçirince Peçuyun da teslim edilmesini istedi. Ancak kale kumandanı buna uymadı ve Peçuyu silâhla savundu. Kanûnî Sultan Süleyman 1543’de çıktığı Macaristan seferi sırasında bu bölgeye geldiğinde kaledeki muhafızlar, piskopos (Szaniszló Váralljai), din adamları ve bir kısım zengin aileler burayı terketti. Şehirde kalanlar da yakınındaki Şikloşun (Siklós) kuşatılmasıyla meşgul olan padişahın huzuruna çıkarak ona şehrin anahtarlarını sundu.  

Padişah, Peçuyu teslim alma işiyle Mohaç sancak beyi Kasımı ve  Pojega (Pozega) sancak beyi Muradı görevlendirdi ( 20 Temmuz 1543). Böylece şehir Mohaç sancağına bağlandı. Muhtemelen 1561 dolayında müstakil bir sancak haline getirildi ve şehir bu idarî birimin merkezi oldu.

            Osmanlı idaresi şehir hayatında çok büyük değişikliklere yol açtı. Şehrin surları tamir edildi ve yeni surlar yapıldı. Ve şehire kuvvetli bir askeri garnizon yerleştirildi.

Peçuy, Budinin Habsburgların eline geçmesinin (1686) ardından Osmanlı hâkimiyetinden çıktı.

Osmanlı dönemi Peçuyu pek çok Macar şehrinden farklı olarak-hem mimaride hem müslümanların dinî hayatında sıkı bir biçimde Balkanlarda oluşan Osmanlı kültürüne bağlıydı. Macaristandaki İslâm mimarisinin en büyük eseri olan Gazi Kasım Paşa Camii burada inşa edilmişti. Yakovalı Hasan Paşa Camii ise Sigetvar Kapısı yakınındadır; on iki köşeli bir minaresi vardır ve XVI. yüzyılın ikinci yarısında yapılmıştır. Yanındaki mevlevîhâne zamanımıza kadar gelmemiştir. Bunların dışında Peçuyda beş cami daha bulunmaktadır; bunlar Memi Paşa ve Ferhad Paşa camileriyle Küçük Cami, Elhac Hüseyin Paşa ve Süleyman Paşa camileridir. Memi Paşa Camii kiliseden dönüştürülmüştü; Süleyman Paşa Camii de şehrin ünlü katedraliydi.

Peçuyda pek çok tarikat faaliyet göstermiştir. Mevlevî Tekkesi XVII. yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. Buranın en belirgin şahsiyeti Konya’da öğrenim görmüş olan Peçuyî / Peçevî Ârifî Mehmed Dededir.

Peçuyda mekteplerin yanında dört medrese vardı. Şehirde üç hamamın bulunduğunu gösteren kalıntılara rastlanmış, bunlardan Memi Paşa Hamamının kalıntılarının kazısı yapılmıştır. XVI. yüzyılın sonunda inşa edilen İdris Baba türbesi özgün biçimiyle ayakta durmaktadır. Ünlü Osmanlı tarihçisi İbrâhim Efendi (Peçuyî / Peçuylu / Peçevî) 1574te bu şehirde doğmuştur. Papp Sandor

 

 

 

KANİJE

 

1600-1690 yılları arasında Osmanlı eyalet merkezi olan ve bugün Nagykanizsa olarak bilinen şehir. Macaristanın batısında Transdanubya bölgesinde tepelik bir alanda bulunmaktadır. Celâlzâde Mustafaya göre 938 (1532) yılında, Kanûnî Sultan Süleymanın üçüncü Macaristan seferi sırasında Kanije Kalesi Osmanlıların kontrolü altına alındı, ancak bu fetih kalıcı değildi.  1540 ve 1550li yıllarda Tamás Nádasdy hisara palanka şeklinde bazı eklentiler yaptırdı.

Osmanlı tarihlerinde son derece müstahkem büyük bir kale olarak tarif edilen ve içinde 10.000 askerin bulunduğu belirtilen Kanije Sadrazam Damad İbrâhim Paşanın ordusuna kırk günden fazla dayanabildi. Sonunda anlaşma yoluyla 20 Ekim 1600’de Osmanlılara teslim edildi. 

1601 yılında 10 Eylülden 17 Kasıma kadar Prens Ferdinand ve müttefikleri kaleyi kuşatma altına aldılarsa da büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldılar. Tiryaki Hasan Paşanın yanındaki az sayıda kuvvetlerle yaptığı Kanije müdafaası Osmanlı tarihlerinde oldukça geniş bir şekilde yer almış ve büyük yankı uyandırmış, romanlara konu olmuştur. Habsburg’ların 1690 yılında 60.000 kişilik orduyla yaptıkları kuşatmaya dayanamayan muhafızlar kaleyi anlaşmayla teslim ettiler. Son beylerbeyi Mustafa Paşa Viyanaya kadar gitti ve vire şartnâmesini imzaladı. Serbestçe ayrılabilen müdafiler ve 1000 kadar sivil halk Tuna yoluyla Osmanlı topraklarına ulaştı, böylece doksan yıllık Osmanlı hâkimiyeti sona ermiş oldu.

Evliya Çelebiye göre 1664 yılında şehirde Hünkâr Camii, Fâtih İbrâhim Camii ve Îsâ Ağa Camii olmak üzere üç cami ve altı mahalle, ayrıca üç mahalle mescidi, bir medrese, dört sıbyan mektebi, iki han, iki tekke, Topraklık varoşunda ise beş mahalle, 500 hâne, üç cami ve üç mescid, bir medrese, bir tekke, iki mektep, iki han, seksen de dükkân vardı. Doksan yıllık Osmanlı dönemini hatırlatan tek örnek son vali Mustafa Paşanın bir kiliseye yerleştirilen mezar taşıdır. Géza Dávıd

( Macaristan Budin Peçuy Kanije başlıklı yazı Mustafa ESER tarafından 14.11.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu