Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 10.10.2010
Okunma Sayısı : 2102
Yorum Sayısı : 0

Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşması tarihî bir dönüm noktasıdır Osmanlı için… 1071’de başlayan bu süreç Anadolu’yu Müslüman-Türk yurdu yapmıştır. Anadolu’nun İslamlaşması sürecinde Trabzon’un fethi de önemli bir kesittir. Zira Trabzon’un fethiyle birlikte Bizans’ın son izleri de Anadolu topraklarından silinmiştir.

 

Trabzon, Rumların elinde kalan bir toprak parçası olsa da burada çok sayıda Türk bulunuyordu. İç bölgelerde ve yaylalarda Çepni Türkleri yaşamaktaydı.  Giresun’dan başlayıp Batum’a kadar uzanan bu topraklarda Rumlar hüküm sürmekteydi. Bir kısım çeteler Türk nüfusu rahatsız etmekteydi. Bunların önlenmesi için Trabzon fethedilmeliydi mutlaka.

 

Trabzon, Fatih’in düşlerini süslüyordu. Anadolu hâkimiyetinin perçinleşmesi için bu toprakların alınması gerekliydi. Bu niyet, zihnini meşgul ediyordu hep... Fatih, bu niyetini veziri Mahmud Paşa’ya şöyle ifade etti: “Mahmud, birkaç niyetim var. Umarım ki Hak Teâlâ ben zayıfa kuvvet verip, anı nasib ede. Evvel biri, şol İsfendiyar vilâyetidir ki, Kastamonu ve Sinob ve Koyulhisar’dır. Benim huzurumu bunlar giderir. Ve biri şol Trabzon’u bir cünüb kâfir yiyip yürür. El-hasıl bunlar benim maksudumdur. Gece ve gündüz hayalimden gitmez”

 

1453 senesinde İstanbul’u fethederek çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmet Trabzon’u fethetmeye de kararlıydı. İstanbul’u fethinden sekiz yıl sonra Trabzon’u fethetmek, Osmanlı topraklarına katmak için atını mahmuzlayarak yollara düşmüştü yine… Evvela Koyulhisar’ı alıp Erzincan yakınlarına kadar gelmişti. Yassıçemen Yaylasında çadırını kurmuştu. Durum bu iken Uzun Hasan, Trabzon İmparatoru IV. John Komnenos’un kızı Despina Hatun ile evlenerek bu devleti himayesi altına almaya çalışmıştır.

 

Trabzon üzerine hesapları olan Uzun Hasan, Fatih’e annesi Sare Hatun’u göndererek Trabzon konusunda af dilemiş, arabulucu olmasını istemiştir. Fatih’in veziri Mahmud Paşa, Uzun Hasan’ın annesiyle görüşmüş, fakat onu alıkoymuştur. Böylece Uzun Hasan’ın Trabzon oyunu bozulmuştur. Savaş stratejisini çok iyi bilen Fatih Sultan Mehmet, bütün zorlukları göze alıp farklı güzergâhlardan geçerek düşmanlarını gafil avlamış, Trabzon’a varmıştır. Sare Hatun, Fatih’in Trabzon’u fethetmek için gösterdiği gayreti ve çektiği zorlukları görünce ona “Hay oğul! Bir Durabuzun çün bunca bunca zahmatlar çekmek nedür? Bu benim gelinime taallüktür. Bunu bana bağışla oğul!” deyince Koca Fatih ona şu anlamlı cevabı vermiştir:

 

“Ana! Bu zahmatlar Durabuzun içün değüldür. Bu zahmatlar Din-i İslam yolınadır. Kim ahrette Allah hazretine varıcak hacil olmayavuz deyüdür. Zira kim bizim elümüzde İslam kılıcı vardur. Ve eğer biz bu zahmatı ihtiyar etmesevüz bize gazi demek yalan olur.”

 

Büyük Fatih kararlıydı, inançlıydı. Trabzon’u Osmanlı topraklarına katacaktı. Bu toprak parçasının önemi büyüktü onun için… Onu bu yoldan döndürmek isteyenlerin sözlerine itibar etmedi. Trabzon’un fethinin canlı şahitlerinden biri olan Konstantin Mihailoviç, Fatih’in Trabzon fethini şöyle dillendiriyor satırlarında:

 

“Sultan buradan iki bin atlıyı Trabzon’a doğru gönderdi. Bunlar Trabzon önlerinde yenilgiye uğratılıp öldürüldüler. Sultanın kendisi bütün azameti ile Trabzon’a varana kadar onlardan bir haber almaya muktedir olamadık. Trabzon’a vardığımızda gidenlerin ölü vücutlarını gördük. Sonra Sultan Trabzon’u kuşattı. Aynı zamanda Sultanın büyüklü küçüklü yüz elliye varan gemileri Kara Deniz’den gelip büyük silâhlarla denizden Trabzon’u kuşattılar. Sultan, altı hafta boyunca büyük zayiata katlanıp şehri almaya muvaffak oldu. Trabzon İmparatoru Sultan’a teslim olmak zorunda kaldı. Sultan onu Edirne’ye gönderip bütün Trabzon topraklarını ele geçirdi.”

 

Trabzon’un fethiyle ilgili olarak Osmanlı arşiv belgeleriyle Mihailoviç’in beyanları örtüşmemektedir. Tarihçilerin belirttiğine göre fethin 1461’de olduğu kesindir. Fakat ay ve gün konusunda kesin bilgiler yoktur. Tarihçi İ. Hakkı Uzunçarşılı’nın beyanı olan 26 Ekim 1461 tarihi fetih için esas alınmaktadır. Fetih için 15 Ağustos tarihini ileri sürenler de vardır.

( Fetih Düşleri Yahut Fatih’in Rüyası başlıklı yazı M.Nihat Malkoç tarafından 10.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu