Adımlar adımlarken gölgesini
Her adım kendisine mülteci…
Gitmek bilmeyen derin sancılarım var benim
Mayası bozuk anlamsız acılarım
Düşlerime hasreti giydirdikçe
Kendimden kaçak
Kirpiklerimin yankısında dinliyorum öfkemi öylece uzak tanımsız…
Ömre bahaneler sunarak yaşıyorum belki de
Sızısı derinlere indikçe “ah”esniyorum
Güneşin gölgemle battığı hikâyemde
Bir satır dökülürken dilimden
Yorgun virgülüme yasladım sırtımı
Ki
Biliyordum acıyı yazarak olgunlaşacak noktalarım…
Pişmanlıklarım var benim
Hani gözyaşına benzeyen tükürülmüş isyanla karışık
Düne yanarken unuttuğum bugünüme el sallar gibi
Ölmedim deyişlerim
Aklımın vardiyalarında alazlanırken keşkelerim
Ruhum gölgesinde sersefil…
Elvedalarım var belki de hala söküp atamadığım
Ben olmaktan kaçıp
Bilmezlikten gelmek
Suskunluğuna gömülüp
Yol almak bana kalanlarla…
Aydınlık ayrılıkların gücüne gıpta ederken
Yalnızlığa dil oluyor parmaklarım
Ve
Bezgin yol alırken umuda
Sokakların diğer yarısı ben
Ömrümün fukara caddelerinde
Heybemde özlemle
Köpükleniyorum ay’sız kalmış şarkılara…
Uykumun dili kusurları dökmeden
Sökmeliyim güneşi sevda dolu hikâyelerin üzerinden…