HANGİSİ?
“Cevizin yaprağı durup duruyor.
Dökülmüş dibine solup duruyor.
Bir güzeli bir kötüye vermişler.
Gözünün yaşını silip duruyor...”
(Anonim)
Bu dizeleri okuyan ya da duyanlar, yalnız güzelin ağladığını sanırlar. Kötüye verildiği için güzelin ağlaması normaldir. Davul bile dengi dengine derler. Herkesin dengine yazılması genel arzusudur toplum vicdanının. Aynı konuda Karac’oğlan;
“Bir güzeli bir çirkine vermişler,
Güzel ağlar çirkin güler bir zaman.” Buyurmuş.
Kusura bakmasın ama bu konuda katılamıyorum, Karac’oğlana. Çirkin, bir zaman güleceğine bir mum alsın da derdine yansın diyorum. Nerden düştüm bu belaya diye…
Ağlamak için güzelin bir sebebi varsa çirkinin ya da kötünün daha çok sebebi vardır. Çirkin, rahat edeceğini mi sanıyor böylesi bir alışverişten? Yiğidin karısı çirkin olmalı derler.
Bu, şuna benziyor:
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın “İyi ki petrolümüz yok.” Gibi bir sözünü anımsıyorum. Başta Irak olmak üzere bahar yaşadığı söylenen Arap ülkelerinin demokrasiyle yönetilmesi batılıların derdi miydi, sanki? Bir milyonu aşkın can kaybına mal olan demokrasisi Irak devletine hayırlı olsun. Petrol gitti, kavga bitti. Güzeli alan çirkinin Irak devletinden farkı olacağını sanmıyorum.
Rahmetli, bu anlamda mı söyledi acaba o sözü? yine acaba diyorum Türkiye’de de petrol bulunsaydı. Biz de yaşar mıydık, bir Türk Baharı?
Şimdi gelelim yukardaki dizelere: Güzel, dengime düşmedim diye ağlarken, kötü de başına gelecekleri tahmin edip göz yaşı dökebilir. Çünkü çevresinde batılı devletleri örnek alacak çok yiğit bulunur.
Velhasıl, güzelin durumu da zoor, çirkinin ki de. Allah, böylelerinin ebeveynlerine akıl fikir versin, gençlerin de yardımcısı olsun. Yine de en iyisi, toplum vicdanının arzusuna uygun olarak dengi dengine kuralını göz ardı etmemektir diye düşünüyorum.
Mümkün mertebe …