Çıplaklığın makbul olduğu iki vakit arasında, yaptığımız koşuşturmaların süresini uzatmak ya da kısaltmak gibi bir şansımızın olmadığını, yine bize bu iki vakit arası hatırlatır, tüm vaktimizin bundan ibaret olduğunu...

Çıplak yolların giydirildiği kalabalıkların arasında, yalnızlığın kokusu çekilmezken, uzayan yolların varılmaz kolları sarıyor yalnızlığı.

Küçücük bir tohumun, binbir çeşit arkadaşıyla, koynunda buluşmasıyla çıplaklığını örtüyor toprak.
Modaya uysun uymasın, yırtık, sökük, yamalı ne varasa giydirirken yaşama, hangisinin daha çok yakıştığını anlayamıyoruz hayata, yamalı hayatın yamalılarıyız. Yamalardan oluşan, sökük hayatları nereden yamarsan yama,ömrü yama kadardır.

Bir yaşam bulsan, bedeni küçük, bakışları büyük olsa kocaman gözlerinde,çıplak sokağın bir köşesinde. Yakışmaz ne giydirsen bu sokağa, çıplakken kucağında çocuk, sokağın...
Kelimeler dizilse boğazıma, boğulsam, konuşmasam, çatlasam dolmaktan, çıplak kulaklar dolar mı sessizliğimle?

Doğarken yapamadığım seçimlerim, şimdi yaptığım seçimlere bir etkisi olur mu?

Zaten yapamadığım seçimleri seçmedim ben, seçildim...
 
Kimi seçsem, dönüyor yüzünü, seçilmezden önceki halini takınıp bakıyor yüzüme tüm çıplaklığıyla.

Kamaşıyor gözlerim, güneşin bakışları yakarken çıplak gözlerimi, inatla bakıyorum gökyüzüne,
gözlüğü icat etmeyin der gibi, asıl muhatablarıma...

Koşuyorum iki vakit arası...
 
                                                                                               30-06-2011
( Çıplak başlıklı yazı NERMİN... tarafından 21.07.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.