Dünyaya gelmenin, bir bedeli bir amacı olmalı düşüncesini kafasından bir türlü atamıyordu. Hayatın ona öğrettiklerini öylesine hazmetmişti ki sindire sindire hayatın kavşaklarını gözü kapalı dönebilir bir vaziyete gelmişti artık.

Hayata acemi başlamıştı ama usta olarak karşısına çıkmıştı... Hem kendiyle gurur duyuyordu hem hayatla... Kavga gürültü, patırdı, heyecan, başlangıç, bitiş, bekleyiş, özleyiş, terk edilmişlik mücadele, sabır, vurdukça vurmuştu hayat sırtına kamçı üstüne kamçılarını...
Her seferinde, hepsinin de vakti zamanında tatlarını acıyla, zevkle isteyerek ya da istemeyerek tattı ya da tattırıldı bir şekilde....


Uzunluğunu keşfetmek kimsenin harcı değildi üzerinde durmakta olduğu yolun. Başlangıç noktasını kendisi belirlemişti, bitişi kim bilir neresindeydi yolun bilemezdi.
Kararlılığına hiç bir engel tanımıyordu artık, bu noktaya gelmek için yürüdüğü yolların hesabını bile yapmıyordu. Ardında bıraktığı yolların, gideceği yollara tutacağı ışığı da atıvermişti çantasına...
Anılarını, ümitlerini, beklentilerini, dualarını, gönül kazançlarını, kayıplarını...Tıka pasa tıkıştırdı kendince değerlilerini çantasına...Oydu onlar... O onlardı... Onlarla vardı...Sırt sırta verdiler, sırt çantasının içinde sıvandılar sırtına sırtlan misali... Adımlarını atarken onların varlığı nasıl da güç veriyordu ona...


Ayaklarına kadar iniyordu gücü... Gittikçe sertleşen adımlarından belliydi. Tüm bedeninin inancı ayaklarına akıyordu ılık ılık...
Kaldırdığında kirpiklerini dünya iniyordu gözlerinden...Haşmetiyle eziliyordu gözlerine bakan gözler...Gözlerini kırpma aralığında kaç yaşanmışlık vardı bakışlarının donukluğunda sayma hızına kimse ulaşamadı.


Kolları iki yanda en güçlü dallarını anımsatıyordu köklü ağaçların... Saçları vakti geldiğinde dökülen, mevsimsel açan yaprakları andırıyor, kimi zaman parlak, kimi zaman matlığını dehşetliyordu...
Omuzları çökmek üzere olan bir çatının altındaki yaşanılmışlığından yansımalar gibi sırıtıyordu, geçmişin ağırlığını güçlü, geniş omuzlarıyla siliyordu...
Ağzında kilitler vardı, her biri çantada gizli, gerekirse açılmak üzere, çantadan her anahtar çıkışı onaylı bir karar evrakı değerindeydi.


Donanımlarını tamamlamış tam tekmil hazırdı hayata...Hayat gerçek yüzünü göstermeden farklı yüzlerle çıkmıştı karşısına, Tüm yüzleri ezberinden geçirmiş karşı karşıya gelmek korku değil tanınmışlık sergiliyordu gözlerinin önünde...Tanımasa da tanıdık bir yönüne rastlıyordu yüzlerin bir köşesinde. Bu tanımışlıkla bir bağ kurup anlık uzun hikayeler geçiriyordu kafasında gördüğü yüzlerle...Uzun uzun sohbetler ediyordu bakışlarıyla konuşmadan yürekleri suluyordu...
Gönlü alçaklarda yüzüyor yükseklere konduruyordu gönülleri konuşurken. Yanına yaklaşmanın rahatlığı kendinden kaynaklanıyor, bunu karşısındakine malediyordu...


Gönül bahçesinde oyun oynayanları uzaktan izliyor, döküp kırmalarına kızmıyor, hatta buna fırsat yaratacak ortamlar oluşturup, artık kırmaktan ziyade, kırmamak için neler yapabilirim düşüncesini kafasında oluşturacak ortamı kendisinin yaratmasını bu şekilde sağlıyordu...
Hayatın yetiştirdiği ender ağaçlardan biriydi... Belki de hayattan öğrendiklerini hayata bir kalkan olarak kullanıp kendine benzeyen fideler dikecekti fideler büyüyüp ağaca dönüşecek kendileri gibi fideleri ardında bırakarak...


Zamanın onu tüketmesini ne kadar geciktirse de, her seferinde yenilenmesiyle, kaçınılmaza ayak direyen sararan yaprakları, yeşil yapraklara haberciydi her daim... Şimdi her yeşil yaprakta, onun dökülen sarı yapraklarının emekleri sallanıyor...Kafası rahat artık...Kuruyan kökü de... Yeni kökleri yeni yaprakları besliyor... Onlar beslendikçe adı geçiyor... Kulakları daha iyi duyuyor şimdi...
 
 
                                
 
09-01-2012
( Fide başlıklı yazı NERMİN... tarafından 1.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.