Kime baksam yalnızlıktan şikayet ediyor. Hemen hemen herkes yalnızlıktan bu kadar şikayetçi ise onları bir araya getiremeyen ne?
Bunun altında yatan başka gerçekler olduğu kesin. Kimin yalnızlığını kim paylaşabilir,
ya da her insanın içinde doldurulmaz bir boşluk mu var?
Varsa bu boşluğun boyutu nedir ki, kendi boyunu aşan boşluğa sahipmiş gibi doldurulamıyor bu boşluk.
Boşluğu doldurdukça dolduğu kadar boşalan, aslında hiç azalmayan bu boşluğun boyutsuz olduğunu, doyumsuz bir yalnızlığa sahip olduğumuzu varsayarsak, yalnızlıkla yaşamaya da alışmaktan başka çare yok desek de, her şeyin bir sonu olduğu gibi yalnızlığın da muhakkak bir sonu var vardır nihayetinde... Kendi söylediğime kendimde inanmak istiyorum. Buradan yola çıkarsak, her konuda bir alternatif bulabiliyorsak yetinmesini bilmeliyiz demiyeceğim tabi ki, yetinmesini bilmek belki de bir yerde tıkanmak ve ileri adım atamamak anlamına gelebilir. Bir yalnızlığı düşünmek bile bizi şu anda hiç aklımızın ucundan geçmeyen düşüncelere ittiği gibi, açmadığımız kapının ardında neler var bunu göremeyiz.
Yalnız kalmamak kadar, yalnız kalmak ta bir ihtiyaçtır. Kendini dinlemek kadar güzel bir şey varmıdır?