.
.
Uzadıkça kısalırken hayat
Damarlarda dolaşır kimsesizliğin zehirli kanı
Göz bebekleri terler yol gözlemekten
Ürkütülmüş bir huzurun ardında üşür ruhlar
Ve dilsizleşir yüzü çalınmış gövdeler
Umutla göbek bağını keserken cellatlar
Titrer tüm pişmanlık tabanlı cümleler
Dinlemeye takılır iç konuşmalar
Sesler ağır ağır çürür sabrın mahzeninde
Ve çözülür suskunluğun şifresi
Mazlumların rüyasından seçilirken kelimeler
Duyulur acılara banmış cümlelerin yankısı
Kaçırılmış bir treni yakalarcasına yaşanır hayat
Nükseder çocukluktan kalma vedalar
Ve tüm sıfatlarından sıyrılır insan
Üstü kalsın hesaplar öderken insanlık
Hayatın bel kemiğine vurur yedi kat karanlık
Kopar kırkı çıkmamış zamanın lifleri tel tel
Biter sağır günlerin en dilsiz geceleri
Ve mühürlenir son nefes . . .
.
.
.