Ateşten bir gömlektir yaşamak
Kâh düğmesi kopuk , kâh iliği kapalı
Susmayı öğretir seslere bürünen
bedenler
Duyulur örümceğin ayak sesleri
Ve tutu verir kundakta ölen bebeğin ahı
Adını ararken coğrafyalar
Balıkları ölümle tehdit eder sular
Bir babaya verilir en acı haber
Şalteri iner ağız dolusu kahkahaların
Ve hüküm giyer hükümdarlar
Aldıklarını vermeyen tahsildardır zaman
Tanıktır buna bir kelebek mezarı
Çevir sesini beklemez ecel
Ruhun kıyısını döver her son nefes
Ve ölüler sızdırmaz hayatı
Hep aynı ıslıkla yollara düşerken insan
Kulakları yırtar derin düşüncenin
gürültüsü
Ki, okyanuslara gebedir çöller
Yeryüzünün kafatasıdır gökyüzü
Ve nefes aldıkça sonsuzdur ihtimaller
Kısık sesle söylenirken ezgiler
Bir mazlumun göz yaşında konaklar
insanlık
Uyutmaz duvardaki saatin tik takları
Geceye ilişmeden büyür karanlık
Ve silinir yüzlerden insan cilası . . .
.
.
.
.
.
. . .