Son duasını etmiş bir korkudur cesaret
Cümleler yalın ayak yürür öfkenin menziline
Sağır bir gerginlik sarar boşluğu
Nefesi pes eder ketum başların
Ve Kaybetmekten korkmadığında kazanır insan
Mürekkebe su katarken şairler
Rengini yitirir kanun hükmünde iç konuşmalar
Elindeki kanlı bıçağı bırakır zaman
Durur paslı gövdelerin içindeki saat
Ve can izi olarak kalır her vebal
Kendi terinde boğulurken insan
Acının harflerine şeddesini koyarken zaman
Bir hikaye başlar ayın ikiye yarıldığı yerde
Ölüm geceyle örer bedenleri
Ve karanlığın ufkuna yenilir yönler
Gölgesi gömülürken endamsız hayatın
Beddualar saplanır bir ölünün gırtlağına
Birikir kefareti ödenmemiş figanlar
Gülümseyişler kurur dudaklarda
Ve bir sonraki durağa başlar yolculuk
Künyesi yarasındadır insanın
Karanlığı tamir ederken kanar adımları
Terli sayfalara düşer titrek kelimeler
Sustukça bulanır gece
Ve bir haziran daha düşer ömürden
.
.
.
.
.
.