Rahminde
umut mayalanır dünyanın
Bir
ışık şeridinde kaybolur hüzünler
Her
yara tedirgin bir kabuğu peydahlar
Delinir sükutun ambargosu
Ve
tenhalarda ölü bulunur çığlıklar
Her
kuş kendi sesiyle müjdeler sabahı
Bekleyiş
rengine bürünür taşlar
Abdest
alan ihtiyarın avucundan akar zaman
Balansı
bozulur cümlelerin
Ve
İçlerde dirilişler ölür durmadan
Aynı
dün’e mensuptur her acı
Yine
de saklayamaz yaralarını çıplak sular
Yorgun
bir inilti siner seslere
Ayakların
altından çekilir yeryüzü
Ve
bürdesini giyinir zaman
Provasız
dikilen bir elbisedir hayat
Gün
gelince soyunur meçhul gölgelerini
Geçmiş
zaman serilir avuçlarının çizgisine
Adını
söylemekten yorulur harfler
Ve
ağlamış çocuk gibi içini çeker insan
Dönüşü
ıskalar ayaklar
Yoldan
önce yoldaşı seçer insan
Ki
bilmez aklın perhizidir yalnızlık
Hıyanetin
okları bulaşır alın yazısına
Ve
kökünden sökülür insanlık