Kıyısı hüznün,
Derin çok derin o yara.
Tüm yetilerim malik
olduğum
Gözüm açık gördüğüm o
düşlerim
Bir varım bir yok
dercesine
Elimden tek tutan
sensin.
Aşkın kıblesi
Hayatın tecellisi
İçimden geçen
duyulmayan o sesim
Yine sen varsın Rabbim
yanımda
Tütsülenmiş son nefesim.
Aşkı sevdim ben
Bir yanıp bir sönmeyi
Tefekküre daldım ömrün
kıyısında
Onca telaş onca yılgı
Dönüp dolaştığım yine
sensin.
Sürgün hayatlar
yaşadığımız
Bilmediğimiz ne varsa
imtihan olduğumuz
Bir düşüngeç bazen
Yeri geldi mi hüzün
İçten içe yürek burkan.
Nezdinde, seyrinde
ahvalim
Yanarım kor gibi
Nasıl bir gaflet
duyumsanan
Sebepsiz nice bitimsiz
hiddet.
Buram Burak yanık kokar o buruk nefret.
Üşengeç sevdalar giymiş
ayrılık gömleğini
Üşümüş yürekler el
pençe divan durmuş
Birbirinin nezdinde.
Yine sen, hep sen
Arayıp da bulamadığım
gömülü sevdam.
Sevi dili ömrün
Kavuşamamanın verdiği o
derin hüzün.
Ağıtlar yaktı kara
bulutlar
Rahmet bildiğim her
damla
Gocunmak mı yaştan, hâşâ.
Sığındığım o çınar
ağacı
Koruk düşlerin arasında
verdiğim her mola.
Duvara asılı kalmış bir
çocukluk
Bazen mutludur yürek
Bazen inanılmaz buruk.
İhtimaller diz boyu
Hüzün bitimsiz gıdası
şu sefil ruhun,
Ben usul dünya hızlı
Yürekte saklı kâinatın
sırrı.