Anlık tedirginliklerim
imgelem yüklü seyri âleminde
Yoksun kılındığım mı
idi yoksa
Miraç bildiğim tam da
dokunacakken
Uzaklaşan meftun
addedilen
Aşk yüklü mızrabı
gönlün
Dalmış da en derine
Peyda olmuş o tahakküm
bin bir densizlikle.
Rabıtası en uzakta
Rakım bildiğim o mesafe
Gönül gözüm değdiği an
aşka
Saf tuttuğum ve kıble
bildiğim sadece bende saklı
Hele ki makamsız bir
şarkının nakaratında gizli adın
Gizemli bir pervasızlık
belki de hak bildiğim
Toz konduramadığım en
saf halim:
Nice gömüt derinde
Ve saklı tek ganimet
bil ki benimle.
Ben ki yol yordam
bilmeden ilerlerim
El yordamı inan ki eğer
ki hissettiysen
Sevip de gönül
verdiğim.
Naif bir düşe
geçirmişken tırnaklarımı
Kuru gürültü tüm heba
olanın yansıttığı görüntü
Kuytularda saklanan
kaçak göçek bir düş altı üstü
Çoktan rehin alınmış
bir benlik benimki
Sona yürüyen ve solan
bir gökkuşağı
Siyahın sınır dışı
edildiği:
Beyaz ve pembe efkârın
rengi belki de
Geri kalanı,
Deme sevgili susma ama
yine de fazla ses etme.
Durağan bir yüzeyde
yüzmeyi ne çok isterdim
Ve boğulmadan derinde
varmak kıyıya
Sığ bilsem de düştüğüm
o not kadar kaygan inan
Şu yürüdüğüm zemin.
Asılsız korkularım var
benim
Ve zaman zaman katran
karası istilası o zihnimin
Keşke güllük
gülistanlık olsaydı şu fani dünya
Ne güzel olurdu sevgiyi
yüreğe pelesenk etmek.