Külfetini hor gördüğü
beşerin
Aşkı yoz bilene inat
gönül neferim;
Süzgün yetilerim, isyan
bildiğim tüm imgelerim
Hadi tut elimden
dercesine bırakmayacağına kani olduğum
Kim bilir, belki de sondur
bu seferim.
Hayata inat dönendim
durdum pervane misali
Gönle inat direndim
aşkın hükümranlığında
Ve sustum ötelerken
beşerin isyanını yok bildiğim.
Güne eriştim şükürler
olsun
Aşka da dokundum milat
eylediğim.
Gönül alabildiğine
yorgun
Sözün israfı ise
yüreğin sığınağı
Kelamın özü dostum, sen
meylet dilediğine.
Aşk hüküm sevgi zulüm,
Kim demişse uzak dursun
benden
Hele ki gıybete riayet
edeli
Toz konduramaz içimdeki
saklı öze:
Yol yordam bilmekse
işin aslı
Severim ben sadece
başım göğe dayalı.
Yarın ölecekmişçesine
Bir ömür
gülmeyecekmişçesine
Zor değil inan ki
Yeter ki aşkı sırdaş
belle.
Ne bir hikâye ne de
riya
Ne hüküm ne cürüm
Sen bak aynaya da gör
içindeki karayı
Yetmedi isyan et de
Al boyunun ölçüsünü.
Günlerden tahakküm
Yıllardan zulüm
Bir kere baş koymuşum
bu yola madem
İşin aslı yüreğin
dirayeti.
Noktayı koymadan
Kim kimdir sormadan
Nefrete rağbet etmeden
Yaşarım elden
geldiğince
Bilirim ki günün
birinde
Erecek bu yürek
hidayete.
Rakımı yüksek üç günlük
dünyanın
Cefası da saklı her dem
riyanın
Bırak da sefayı sürsün
elden geldiğince
Ya da yana yakıla
ağlasın
Öfkenin gölgesinde.
Aşk bir harman bazen
bir gözyaşı
Merhamet değil mi şu
benliğin ilacı
Günün yüzü suyu
hürmetine
Gafil avlanmaksa ne gam
Bil ki yarınlarda saklı
haiz olduğum şan.