şimdi güneş vakti

güneş aydınlatsın yüzünü

senin yüzün

gecelere basılmış

ayak izlerin gibi karanlık değil

korkmadan

utanmadan,

aldanmışlıkları

ve aldatılmışlıkları

karanlığın görünmezliğinde unutarak,

sabahlar güneş ışınlarıyla yıkanırken gel…

bendeki günlerinin ederini ödeyebilirim sana,

tanımıyorsun henüz beni,

senin için üşengeçsiz hazırladığım cenneti...

aldatsan da,

yüzüme bakamadan

her sabah aynı masalı anlatsan da,

inanırım anlattığın masallara,

yüreğim hiç sızlamaz

— ki, alıştım artık buna,

geceler bana bir şey demez,

ben, seni sevmek için

güneş’in doğmasını beklerim…

dönersen şayet,

güneşten sonra

gitmene bile razı olurum... 

platonik aşklar da yaşanır gelirsen,

yokluk çektirme bu bollukta;

zamanın derinliklerinde gizlenmiş ilk aşkım ol da gel...

 mübalağa değil doğru söylüyorum

güneş’ten koptuğunda dünya

yazılmış kader gibi

soyuttan somuta

yaşandı trilyonlarcası

sevdiklerine kavuştu

sen de

göçmen kuşların kanat çırpma yasalarına uyarak gel…

 dudaklarından yabancı izleri silmeden,

mor dudaklarını uzatarak,

ölümün soğukluğundan da beter,

gecedeki isterik ihanetlerinle

bir sabah gibi çırılçıplak çıka gel,

 kaderime razı etmek için

bir kâhin gibi söyleminle gel,

 istersen bin yıl önce yazılmış bir şiir gibi

unutulmak için gel,

 yoksa vallahi özlerim seni…

( Gel başlıklı yazı AliKemal tarafından 5.12.2015 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu