Demli kırçalını teğet
geçtim günün,
Olmadı rahmet bildim o
ölgün gülü.
Kayıp eşkâlim iken
tedirginlik,
Ödemekle yükümlü
olduğum o kefareti sığ bildim.
Gönlü yâd eden bir
hüznün kerametine sığındım
Yerli yersiz.
Sinsice yalayıp
yutarken bilinmezlik,
Pervasızca saf tuttum.
Saklı iken ismin o
tedirgin lehçede,
Adını anmayacağıma kerelerce
Yemin etsem de.
Hani olur da rast
gelirim kayıp devrana;
Devran da devran hani,
Zaman tükenmeden ve
çoğalttığım
Beynamaz bir rötuş ile
Şekillenen izleğin
garbında
Ve sığıntı bir acı iken
ıssızlık,
Çalakalem donatırım
yüreği
Bilinmez bir rotaya
tekabül ederken
Gönülsüz suretlerin
ışıldağı kadar
Keyfe kader içimde
dinmek bilmez iken özlem.
Devingen ruhun
tesellisi sakil üç beş hece;
Saf, kırık ve yalın
hayli sönük yine de
Rahmeti imge bilen bir
şiirin tek donatısı,
Kifayetsizliğimi
okşarken annemin sıcak kucağı.
Görmez misin o sığındığım
surede saklıyım:
Tüm muafiyetim ve
kırgın benliğim,
Hayli yorgun…
Bilip bilmeden yitip
gitmek olsa da
Nihai yönergesi hikmet
bildiğim hüznün,
Alabildiğine boyarken
üstümü başımı,
Hüzünle, telaşla
yordarken
Teselli bildiğim o boş,
beyaz sayfa.
Beyhude, sırnaşık bir
aşka delalet,
Çıfıt çarşısı kadar
derbeder bir gölgeden ibaret
Tüm yaşam, inadına
seyrinde
İbret-i âlem.
Varsın dökülsün ölgün
çiçekler günbegün,
Kıyama durduğum taarruzunda
ebediyetin,
Can bulmaksa tek
tesellim,
Ölmeye razıyım her
şiirde.