"Beni terk etti, biliyor musun anne?
Gitti.
Yok artık o!
Kiminle, nereye gitti, faili meçhul...
Aşk
yeminleriyle nasıl da uyutmuş beni;
gözlerimi açıp bir bakmak aklımın
ucundan bile geçmedi.
Şeytan aldı, götürdü.
Gözlerine karanlık bir sis körlüğü koydu.
Gözleri kızını bile görmedi;
ardında derin bir elem bırakarak terk etti.
Terk edilmek en çok kızımıza koydu,
çok,
susmaksızın ağlıyor.
Elimden bir şey gelmiyor,
sen bilirsin ya, annem,
kızım artık sana emanet.
Gönlüm envanterini çıkarttı,
ama kimlerin kimlerle gizlice seviştiklerini
hala tespit edebilmiş değilim.
Şad olsun, ahlak kukumavlarına
ve yükseklerde uçtuğunu sanan sürüngen
yumuşakçalara
ve kayganlara
ve dönelmeyip azalan kaltabanlara
ve içki muhabbetlerinde bîhuş
hovardalara arabesk racon kesen kaypaklara
ve islim raddelerinde nesepine esrar
beleyip yeraltı muamelesi çeken kurusıkı atıcılara…
Benden lenduhaldir, aferin size!
Bülbül gibi şakıyan kurusıkı
figanınıza,
bankalardan çekilen yüzdelerle
çarpılmış hacimsiz banknotlarınıza,
ya da, ödeyemediğim asgari tutardan da
değersiz kredi kartı ekstrelerinize
ve aniden patlayan depresif duygularla
tecavüz etmeyi arzu ettiğiniz pahalı
fahişelere
yetiştiremediğiniz sermayenize hantal
bir yuh olsun!...
Arzularınız kör, namusunuz bol olsun!
Bunu becerebilirseniz banknotlarınız
altı sıfırlı olsun, sizin olsun.
Allah biliyor ya, olmayan ahlakınızla
ancak koca bir namussuz olabilirsiniz!...
Ruhunuzda erotizm türediğinde uyanık
kalmaya çalışın.
Yaşadıklarınız birer hayalden ibaret!
Aslında hepiniz kendi mezarınızda
birer ölüsünüz…
Bu gün sizin için beni terk eden,
emin olun sizi de terk eder kaşla göz
arasında.
Ben suskunum anne!
Ve umutsuzum.
Pişman olup da dönsün istedim ya, bu gün de dönmedi.
Dizlerim böğrümde, iki büklüm oturdum sinsi bir karanlığa,
üstüme suskun çığlıklar örtünerek.
Kafamın içinde bin bir çeşit hesap,
ne var ki, eksilerle artılar bir türlü tutmuyor.
Yenildim anne!
Bu çok ağrıma gidiyor ya,
susuyorum çaresizce, sessizce ağlarken...
Terk edilmek çok koydu be anne!
Bu ağrıma gitse de,
kelimeler düğüm düğüm dizilse de dilimin ucunda,
sustum gidişine,
o halimizde bile kırmaktan çekindim.
Ben onu ölesiye sevdim!
Öyle öleceğim.
Saatler ters çalışmakta,
kalbim saatin tik taklarına eşlik etmekte,
az sonra ebediyete intikalim anını susacak ikisi de..."